• kendini ankara'nın gayri resmi gazetesi olarak tanımlayan topluluk. zira bir araya gelme amaçları sadece gazete çıkarmak değildir.

    kendilerini şöyle ifade ediyorlar:

    "yeni bir ankara baharı için bir araya geldik. adımız “solfasol”; hem ankara’ya ait, hem de inadına sol olduğumuz için.

    iddiamız “ankara’nın gayriresmi gazetesi” olmak. taşra muhafazakarlığının korkak ve baskıcı dünyasına sıkışmayı reddediyoruz. ankara’nın sahip olduğu birikimi derleyip, çoğaltıp şehre yansıtacak bir ayna olmak istiyoruz. ankara’ya, ankara’nın sorunlarına ve olanaklarına bu birikimin gözleri ile bakacağız. bu heyecanla, şehre dair sözlerimizi, isteklerimizi, eleştirel ama adil bir yaklaşımla ankara’nın sokaklarına, meydanlarına, üniversitelerine, kahvelerine, parklarına, kitapçılarına yaymak, en uzak köşesine kadar ulaştırmak ve çoğalmak istiyoruz; sonra sesimiz ve gücümüz nereye kadar yeter..."

    internet adresleri ise şöyle: http://www.gazetesolfasol.com/

    facebook: https://www.facebook.com/…-gazetesi/199109213458048

    twitter: https://twitter.com/#!/gazetesolfasol
  • ankara'nın gayrıresmi gazetesi.

    [http://gazetesolfasol.com/ http://gazetesolfasol.com/]

    not: solfasol dergi yahut solfasol gazetesi değildir. gazete solfasoldur. iki sol de kapalı okunur.
  • bisiklete binen keçi logosuyla(bkz: keçiler), ankara'nın gayri resmi aylık gazetesidir. önceki sayılarına web sitesinden ulaşmak mümkün olmakla beraber, keçinin bisiklete binmeye devam etmesi için abone olarak ya da dergiyi satın alarak tekerleği döndürmesine yardım edebilirsiniz.

    sağ köşesinde cemal süreya'nın "5. ayın, 5. günü, saat 5'te kızılay'da" anlamına gelen ve 1960'da menderes hükümetine karşı yazdığı 555k'nın son 9 satırı bulunur;

    "biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
    sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
    anamız çay demliyor ya güzel günlere
    sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
    sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
    bu, böyle gidecek demek değil bu işler
    biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
    ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
    işte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz."
  • bugün gazete ekibi 10. geleneksel sosyoloji günleri kapsamında odtü'deydi. 'gayriresmi' vurgusu yaparak kendilerinden, çıkardıkları işlerden, ankara'dan bahsettiler. umarım daha fazla kişiye ulaşma şansı elde eder bu güzel ekip.
  • demode bir yaklaşımla hazırlanan yayın. bunun gibi binlercesi geldi, geçti. üslup olarak, mizanpaj olarak kendini geliştirme hiç mi olmaz bu yayınlarda? amatör olmak, sıkıcı ve alışılagelmiş olmayı gerektirir mi?

    uzun yazılar, gereksiz röportajlar, vasat analizler: bunlar, blogların yaygınlaşması ve sosyal medyanın erişim ve kullanım olanaklarının artması ile herkes tarafından yapılır hale geldi. hani, 50'lerde, 60'larda benzeri yayınlarda bunlar yapılıyordu da, artık gerek yok. şimdi sen, ankara ile ilgili benim göremediğim bir şeyi, tarihe not düşmek üzere sun, kayda geç. şehrin yaşam koşullarının iyileştirilmesi çalışan kişileri buluştur, tartışma konuları aç. bana zir vadisi'ni falan anlatma, yani.

    kompakt ol, farklı ol, zırvalama bebeğim!
  • yazık oldu. bu kadar güzel bir oluşum, kurucu bir erkek üyenin yedi ayrı kadına farklı zamanlarda yaptığı ortaya çıkan tacize karşı alınan tavrın, erkek dayanışması ve ortayolcu tatli su kurnazlığı olmasına kurban gitti. bu oluşumdaki aktivist insanlar bunu yapıyorsa, sokaktaki güruhun bir gün evrilme ihtimali yok. yazıklar olsun.

    http://seltuncer.blogspot.com.tr/…taciz_26.html?m=1
  • solfasol'deki taciz örneği üzerinden, bu durumlarda çıkarılan tepkiye eril reaksiyon algoritmasını iyi yazmışlar.

    http://catlakzemin.com/…izkorurlari-tanima-rehberi/

    neredeyse aynı savuşturma reflekslerini yenikapı tiyatrosu ve orçun masatçı olaylarında görmüştüm.

    bu ataerkil ortamın muhalif kurumlarında bile işler böyle yürüyor ve iğrenç yaratıkların davranışları ve söylemleri içine kendisini bir kahraman gibi atan feministlere laf ederken bi' 10 kere düşünmek, öncesinde erillere 100 kere laf etmiş olmak gerek bence..
  • kadınların cinsel tacizi dile getirdiklerinde aldiklari tepkiler nedeni ile ayrıldığıdır.

    https://medium.com/…ı-kişisel-hikâyesi-ea417dd46bfe

    "toplumsal cinsiyet atölyesi’nde paylaşım ve dayanışma esaslı bir iyileştirme süreci yönetilebilir mi diye kafa patlatıldı. öncesinde atölyede manifestoda okuyabileceğiniz çeşitli sorunlar tartışıldı. toplantının sonunda artık tacizin önünü kesmiş ama mobbing yüzünden fena halde daralmış olan ben çıkıp yaşadıklarımı kadınlarla paylaştım. bundan önce de solfasol içindeki kadın ve erkek çok yakın dostlarımla durumu paylaşmış ancak ben bir karar verip bir davranışta bulunmadan sırdaşım olarak kalmalarını rica etmiştim. bu nedenle taciz ilk defa o toplantıda açık olarak konuşulmuş oldu. ben anlatacağım ve bitecek sanıyordum. fakat kadınların ilk toplantısında 2 kadın daha taciz gördüğünü beyan etti. bu kadınlarla ben ayrıca konuştuk ve tacizcinin aynı kişi olduğu ortaya çıktı. bu bilgiyi diğer kadınlarla paylaştık ancak tacizcinin ismini saklı tuttuk. daha sonraki taciz gündemli toplantılar silsilesinden toplam 7 kadının aynı kişi tarafından farklı şiddetlerde taciz edildiği gerçeği ortaya çıktı. herhangi bir örgütte ya da toplulukta tacizcinin ivedilikle uzaklaştırılmasına karar verilmesi mümkündür belki. bizde öyle olmadı. kadınların inisiyatifinde, taciz edilmiş kadınların psikolojik hassasiyetleri gözetilerek ve danışmanlar eşliğinde bir yaptırım uygulansın kararı çıktı çıkmasına kolektif akıldan, fakat uygulanamadı. sorumlu yazı işleri müdürü taciz vakalarının anlatılmasını istedi. aba altından sopa gösterdi. tacizi sorgulamaya başladı. tam bu sırada solfasol abileri taciz durumunun iktidar mücadelesinde bir araç olarak kullanılmak üzere öne sürüldüğüne ilişkin keskin fikirlerini e-posta grubu ile paylaştılar. lgbti örgütlerden abiler bakış açımız acaba heteronormatif mi diye sorgularken kadınların mücadelesine çelme takıp, eril tahakkümün ekmeğine yağ sürdüler. böylece entelektüel görünümlü feodal şahinlere gün doğdu. taciz gerçeği dondurucundan çıkarılmış vakumlu akademik solfasol kişilerince “iddia” diye anıldı. taciz muğlaklaştırıldı."
  • (bkz: herkes eşittir ama bazıları daha eşittir)
    o kadar tanıdık ki, türkiye solcusunun hazin öyküsü...
hesabın var mı? giriş yap