*

  • trt'nin bize öğrettiği yegane nezaket kuralıdır bu son temas. bir zerafet, bir onur timsalidir. trt2de, trt3te hala karşılaşabilme şansımız vardır bu sevgi dolu harekete. fakat zamanın siyah-beyaz puslu görüntülerine daha çok yaraşır. türk sanat müziği ya da türk halk müziği sanatçılarının yüzünde tatlı bir gülümseme ile yaptıkları bir harekettir.

    spikerin "efendim, şimdi huzurlarınızda... kurdili hicazkar makamından 'seni eller aldı, ben neyleyim' adlı eseri nizamettin kırtosun yorumu ile dinleyeceğiz" taktimi ile çıkar bu kırılgan, nezaket yumağı, trt'nin devlet korosunda çalışan sanatçıları. biraz mağrur, biraz çekingen.

    mikrofonu takılı olduğu yerde kontrol eder, çevirir ve hafif bir tebessüm ile başını öne eğerek "başlayabiliriz, hazırım" işaretini verir. o kadar tatlıdırlar ki hepsi, bi an babamız olsun, annemiz olsun, ninemiz olsun, teyzemiz olsun, amcamız olsun isteriz bu ton ton insanları. alttan şarkı yavaştan başlar. ninni gibi kanun, ud, keman sesleri ile doluverir odamız. sanatçımız bu sırada eli ile havayı avuçlamaya başlar sağdan sola yumuşak hareketler ve ritmik devinimlerle. enstrumanlardan yükselen bir kaç nağme sonrasında parçanın söz kısımları gelmeye başladığında sanatçımız başı ve yine o tebessümü ile "hep beraber" işareti yapar ve bu "işte başlıyorum" temasını gerçekleştirir; sol eli ile tuttuğu mikrofonun kablosunu sağ elinin tersi ile sağa doğru şöyle bi yaylandırır.

    şarkı içindeki her aranın ardından başlayan sözlerden önce yaparlar bu sempatik hareketi. o an bu insanlar sanki hiç kötülük yapamayacak kişiler olarak görünürler gözümüze her nedense. işte, zamanında istiklal caddesine kravatsız çıkmayan bireyler yine onlar ve onlar gibilerdir. (bkz: st antuan/#1995417)

    şimdiki mikrofonlar kablosuz, sanatçı dediklerimiz ruhsuz, saygısız...hey gidi hey...güzel insanlar şu eski insanlar...
hesabın var mı? giriş yap