• birden fazla olan nedenlerdir aslinda (karakter sinirlamasindan oturu). hep dusunurum neden diye. onlarca/yuzlerce bana gore guzide peynir var ulkede. ilden ile, yoreden yoreye degismekte tatlari. hakikatten bir cogu mukemmel. kanimca nedenlerin basinda; peynirlerimizi asiri tuzlu uretiyor olmamiz. misal; avrupa insani tuzu pek sevmiyor peynirde. bir digeri ve de en onemlisi pazarlama ve reklam. bu isi malesef beceremiyoruz.
  • cevabı pazarlamada ve dünya pazarında kötü bir konumda olmamız.
    belki ağız tadımızın farklı olması da işin içindedir. fakat bizim peynirlerimiz izmir tulum peyniri olsun, bana göre en güzel peynir ezine olsun, manyas loru olsun aşırı güzel peynirler.
  • kokmuyor. sadece tek cevap bu.

    hollanda, almanya, isveç vb. ülkelerin peynirlerine baktım. bizim damak tadımıza hitap etmiyor. ve gerçekten kötü kokuyor aşırı da ağır tatları var. 5m migroslarda vardı ithal peynirler hala var mı bilmiyorum ama paranıza yazık edersiniz. ben hepsine bulundukları ülkelerde tüketmiştim.
  • valla sizi bilmem ama isviçreli bir arkadaşım bildiğin sütaşın kutu içindeki peynirini yemek için o beyaz peynirden var mı diye kaldığım yere gelirdi.
  • * istikrarsızlık. lezzet istikrarsızlığı. 15 gün arayla alınan iki kalıp peynir birbirini lezzet olarak tutmuyor.

    * yerel piyasada tutulan peynirler, lezzet olarak çok fazla riskli peynirler denemez. klasik beyaz peynir, kaşar ve biraz da eski kaşar. beyaz peynirde dediğim gibi standart yok. standart peynir de fabrikasyon ürünü. kaşarlar zaten rezalet. erimeyenleri bile var.

    * tulum peynirleri "kokuyor" diye müdavimleri dışında pek tutulmuyor. yemek konusunda uzman denilebilecek kişilerin beğendiği peynirlerin çoğu yerel peynirler ve piyasa için "koku", "tuzluluk", "damak tadı" bakımından bile şüpheli yaklaşılıyor.

    * kars gravyerini de, gravyerin orijinali varken dünyaya sunmak çok çok zor iş. tulum, lor gibi peynirleri de ha keza. adamların ricotta'sı var. parmesan'ı var. damak tadları zaten bize uymazken, bunları da veremeyiz.

    tek ihtimal, aynı kalitede beyaz peynirler ile bir şey yakalayabilmek.
  • ana dilinde okuduğunu anlayamayacak kadar(!) başarısız öğrenciler yetiştiren bir eğitim sistemi.

    potansiyelin(insan veya ürün/hizmet) arkasında duramayan ve hatta ona ulaşmaya bile çalışmayan bir devlet.

    hakkın hukukun olmadığı ortamda kendi çıkarını gözetmekten kafasını kaldıramayan, teşvik yaratıp kaynak aktaramayan sermaye.

    bunların ve daha fazlasının sonucu olarak, en kötüsü; içine kapandıkça dünyadan iyice kopan, zaten eğitimsiz olup bilgiye ulaşmayı beceremeyen ve dünyaya değil yol göstermek, onu takip bile edemeyecek hale gelen vizyonsuz bir halk.

    edit:yetiştiren.
  • pazarlama stratejisi; yatırım arayan ve parası olan her bireyin bu pazara adım atması lâzım. inanılmaz bir boşluk var. ana vatanından bile bizim ülkedeki süt ürünlerine aşırı talep olucağını düşünüyorum. tabii ki kaliteli olanlarına.
  • (bkz: kalite)
  • yabancıların damak tadına uymamasıbdan dolayı olabilir. çünkü yabancılar çok iğrenç peynirler yiyorlar. 5 metreden ayak gibi kokmayan peynirleri yemiyorlar herhalde.
  • türk peynirlerinin türkiye'de de tutulmaması. türkiye'de kimin kaç çeşit peynirden haberi var ki, dünyanın haberi olsun. bütün memleket kaşar diye bir peynir yiyor, bırak peyniri insan gıdası olduğu şüpheli. bunun haricinde, bizim peynirlerin çoğunun olgunlaşma/demlenme (neyse artık türkçesi) süresi kısa. uzun sürede olgunlaşan peynir bir kaç istisna dışında pek yok.
hesabın var mı? giriş yap