• gökler ve yer yokken yalnızca su vardı. ülgen bir kuş idi ve suyun üzerinde uçardı.
  • su kasidesi'ndeki suyla ilgisi yoktur.

    osmanlılar döneminde türk mitolojisinin yasaklanmış olduğunu anımsayalım.
  • türkler, yer su* inancı çerçevesinde, doğanın gözle görülmez gizli güçlerle dolu olduğuna ve her şeyin bir ruhu/iyesi olduğuna inanırlardı.

    türk mitolojisinin temel arketipi olan bu inanış, hangi dine tabi olurlarsa olsunlar tarih boyunca türkler tarafından korundu ve günümüze kadar geldi, demeyi çok isterdim ama maalesef gelemedi. (ki artık insanların bile ruhu kayboldu, neyse konuyu dağıtmayalım)

    eski türk inançlarında yer gibi su da kutsaldı (denizler, ırmaklar, göller, coşkun akan bütün sular, pınarlar vs hepsi)

    türkler suyu, kuvvet ve bereket kaynağı olarak kabul ettikleri gibi, koruyucu ve cezalandırıcı tanrı olarak da saymaktaydılar çünkü su hem hayat veren hem de (mesela sellerle ya da suda boğularak olan ölümlerde) öldürendi.

    çoğu mitolojik sistemde (ve türklerde de) dünyanın yaratılışı doğrudan suyla bağlantılıydı. yaratılışta her şeyden önce ve her yerde su olması, dolayısıyla diğer her şeyin sudan sonra ya da sudan yaratılması da suyun sakral yönünü pekiştiren unsurlardan biriydi. suyun şekilsiz olması, her yeri kaplayabilme özelliği, gökten yağması, yeraltından çıkması vs de yine kaosu temsil etmesinin nedenlerindendi. aynı zamanda hem yerden hem gökten geldiği için de tüm alemi temsil etmekteydi.

    ilk kaos olan suyun yaratılış, başlangıç, dirilik verme, ebedî yaşatma ve ölümsüzlük bağışlama işlevleri vardı.

    yenisey yaratılış destanında: “uçsuz bucaksız su üzerinde (tanrı'nın yerine) bir şaman kuğularla, kırmızı boyunlu kutup balıkçıl kuşlarıyla ve daha nice nice su kuşlarıyla uçup durmaktadır. arkadaşları da halkı da hep su kuşlarıdır. yaratma işinde tanrı'nın yerini alan şaman, bu destanda denizin dibinden toprak çıkarma işini balıkçıla verir. balıkçıl ancak üçüncü dalışında bir parça çamur çıkarabilir ve şaman bu çamurdan bir ada yaratır.”

    çaylar, ırmaklar ve göller, canlı ve yaşayan şeyler gibi kabul edilirlerdi. bunlar, mesela gök tanrı gibi insanlara uzak görünmediği için daha rahat iletişim kurulabilirdi.

    görülen kötü bir rüyayı sular alıp götürsün diye ya da iyi rüyalar gerçek olsun, çıksın diye akarsulara anlatılırdı.

    evrenin dört öğesinden* biri de suydu. (bkz: dört element/@ay hatun)

    bazı türk boyları suyu tanrı bilirlerdi (poseidon gibi) bunun yanı sıra altaylılar başta olmak üzere hemen her türk boyunda bahsedilen bir su iyesi vardı. (bkz: su iyesi/@ay hatun)

    “su iyesi, doğal olarak suda yaşadığı düşünülen iyi ve çok güçlü bir tanrı/ruhtu. türkler ona duydukları saygı neticesinde suya tükürmez ve pislik atmazdı. hatta su kenarına gittikleri zaman da saygılarını sunarlardı zira diğer bütün tanrı/ruhlarda olduğu gibi su iyesini de kızdırmanın tehlikeli sonuçları olurdu. (işin aslı ister iyi ister kötü olsun bütün ruhlar saygı bekliyordu. iyilerin çok iyi kötülerin çok kötü olduğu gerçekdışı bir romantizm yoktu. bunun da bir çeşit kutsal denge olduğunu söyleyebiliriz aslında. mesela ne kadar iyi olursa olsun bir tanrı/ruh kızarsa felaket yağdırabiliyor, ne kadar kötü olursa olsun saygıda kusur edilmezse de kimseye kötülük yapmıyor hatta koruyucu unsura dönüşebiliyordu.)”

    türkler suyun kutsallığının yanı sıra ölümsüzlük verdiğine de inanırlardı ama bu herhangi bir su değil hayat suyuydu.
    (bkz: bengisi/@ay hatun)

    bir kültün varlığından söz edilebilmesinin en önemli şartı herhalde kült konusu olan ve kutsal sayılan şeye kurbanlar sunulmasıdır. eski türklerde su kültünün varlığı da çeşitli sulara (kaynak, ırmak, göl) kurban veya kurban yerine geçen şeylerin temsili olarak sunulmasından anlaşılmaktadır.

    su iyesi için yapılan saçıda da göle veya dere kenarına gidilip bir tür alkollü içecek dökülürdü. su/ göl/ pınar çevresindeki ağaçlara bez bağlanması da saçı geleneğinin bir yansıması olarak görülebilir…”
    (bkz: türk mitolojisinde kurban kültü/@ay hatun)

    yaralanılan kaynaklar:
    celal beydili - türk-mitolojisi-ansiklopedik sözlük
    bahattin uslu - türk mitolojisi
hesabın var mı? giriş yap