*

  • kompleks sahibi olmak.
  • (bkz: kafasi hasta)
  • paranoyak olmak
  • (bkz: gudubet sozluk zirvesi) durumundaki gibi nerede olduğunu, ne yaptığını, kimi ve neyi nasıl değerlendireceğini bilemiyor olmak, yani şuursuz olmak.
  • ilgi manyağı olmak. bu tip insanların %98 gibi bir yüzdeyle (evet en az 100 tane tanıyorum) asla ve asla iyileşmediklerine, ne yazık ki, kani* oldum. bazen bir iki tanesinin hayattan çok büyük bir kazık yiyip, kıçlarına kaçan bir takım dersleri zor yolla almaları sonucu adama döndükleri görülmüştür, ama "once a sinner, always a sinner".
  • çaresizlik hissedilmesi kaçınılmaz durumların en birincisi; klişe ve beklenen söylemle, yaşamadan anlaşılamayacak olgu. bütün tıp dünyasını aşağılamak için yeterli sebep, alternatif tıptan medet umulabilir, sözkonusu bir umuttur sonuçta en azından. niye ben denilmemeli, why not der pis ingilizler insana, zaten tanrı da yok ki.
  • insanın hayatında derin izler açan olay. bu izler, elbette ki farklı farklıdır; nasıl ki her insan birbirinden farklıysa, hastalığın tezahürleri de farklı farklı olacaktır. tabii buradaki tedavisi olmayan hastalığın ne olduğu da önemlidir: fiziksel olan ve ömrünüzü kısaltan, sonunu içinde yaşadığınız ânda dahi bildiğiniz bir hastalık mı; yoksa, ruhunuzu delik deşik eden psikolojik bir rahatsızlık mı? elbette ki fiziksel rahatsızlıkların da ruhsal hasarı fazla olacaktır -kaçınılmaz olarak. ama, tedavi edilemeyen ruhsal rahatsızlıklar, kişinin yaşantısını daha derinden ve sonu belirsiz olarak etkilemesiyle, zannedersem daha da acı verici bir hal almaktadır.
  • ilk kez böyle bir hastalığa sahip olduğu öğrenildiğinde niye ben dememek pek mümkün değildir, ama kişinin başa çıkabilme gücüne bağlı olarak zaman içinde bu geçer... tıptaki gelişmeler hararetle takip edilir, bitkiler, reiki, yoga gibi yöntemler hayata girer...
hesabın var mı? giriş yap