the suitcase

• mad men'in 4. sezonun 7. bölümüdür. ve bunun yanında sanırım bana göre mad men'in en iyi bölümüydü. onun yanında gelen blowing smoke ve shut the door. have a seat var ama kesinlikle ilk üçte olan muhammed ali'nin sonny liston ile olan efsanevi maçının üzerinden hareket edilen bir bölümdür kendileri çok güzeldir mad men izleyin sonra gelin bunu izleyin sonra aşık olun bir daha izleyin.
• mad men anayasasının temel kilometre taşı olan bölüm.
  
  ontoloji derslerinde okutulabilecek, üzerine sayfalarca makaleler yazılabilecek, varoluşçulukla ilgili hiçbir şey bilmeyen bir insana 45 dakika her şeyi anlatabilecek bölüm. hatta bazen o kadar abarttığımı düşünüyorum ki, mona lisa mı daha estetiktir yoksa bu bölüm mü diye düşünmeden edemiyorum bile.
• önümde yaşayacak bir hayatım varsa en az 10 kez daha sindire sindire, tüm o ruhsal yoğunlukları yaşayacağım, her defasında başımdan vurulmuşa döneceğim mad men'in gelmiş geçmiş en iyi bölümü.
  
  bu diziyi evde öğrenciyken izlerseniz hiç bir şey hissetmezsiniz. iş hayatına girdiğinizde biraz daha, kariyer yaptığınızda biraz daha, hayatınıza farklı özellikler ve yönler kattığınızda -evlenmeniz, çoluk çocuğa karışmanız gibi...- bu dizi sizi gerçekliğin girdabına çeker ve hayatınızdaki demlenmenin etkisiyle size verdiği kayif bir parantez çarpanı gibi artmaya devam eder. the suitcase ise çok başka bir şey.
  
  --- spoiler ---
  
  clay - liston maçının ekseninde geçen, delicesine mobbing, kötülük, öfke, komedi, dostluk, sanatsallık, drama ve hüzün içerir. anna'nın o son görüntüsünün sahneye girişi beni 2. izleyişimde yıllar sonra yine ağlattı. ilk izlediğimde eşimle, şimdi de yıllık izin kullanırken tek başıma yine ağlattı.
  
  duck philips'in draper'ın ofisine sarhoş şekilde sçmaya girdiği bir bölüm sizi ağlatabilir mi? sonuna kadar.
  --- spoiler ---