watertight

• yeni bir suser.
• ing. su geçirmez (bkz: waterproof)
• kimileyin çatallanan yollar bahçesinde kaybolan bu saklambaçsever; 'zihinsel açılım' marifetiyle yoldan çıkmaya teşne olsa da, denizi, limon çiçeği kokusu eşliğinde pışpışlayıp huzura erer, yolunu bulur. deniz mi ona yol gösterir, kaydırdığı yıldızların mı rotasına gider bilemem; hem nereden bileyim a ?
  
  mayası sağlam onu biliyorum, kulağıma geldiğine göre mutfakta da 'bin mengenli gücünde'ymiş.
  
  suya dayanıklı desem; su'ya, mukavemet gösterilmesi gereken bir olumsuzluk yüklemekten korkarım, su-geçirmez desem; geçirgen olduğunu biliyorum. belkim seçici geçirgendir de, tatlı-tuzlu su ayırımı yapıyordur.
  
  hülasa, sözlüğe hoş gelmiştir, iyi etmiştir. artık 'sözlük yazarı' olarak maria callas nameleri de mırıldansın bize. gizlice seyredeverelim.
  
  sey-re-der-ken ben â-lee-mi
  sey-ret-sin â-lem bee-nii.
• sessiz sedasız olarak sözlüğe gayet anlamlı entryler girmiş, bilgili, geyiğe ve çamura bulaşmayan bir yazar. sanal ve gerçek hayat hakkında ilginç fikirleri var
• her ne kadar su gecirmez bir izlenim uyandirsa da^* sulardan kotarilmis entrylerimi begendigini soyleyerek icime su serpen yazar kardes^**
  bi de akdenizliymis ustelik.. daha ne olsun.. "bir denizine iki cakil vereyim" diyesim geldi..
• yasemin kokulu seftali kebap zirvesi'nde tanışmaktan çok memnun olduğum, akdeniz'deki piranaların dişlerini bizzat birlikte test ettiğimiz, müthiş bir enerjiye sahip, çok bilgili, çok okuyan bir yüzme arkadaşı. aynı anda konuşup aynı anda ağlayan 3 minik ördeğin yarattığı basınca dayanıklığı, dalgıçlığından geliyor olmalı.
• bir kahvaltı sözüm var kendisine. şampiyonların kahvaltısı...
• düpedüz akraba çıktığım.
  yaşasın gözünü sevdiğimin hemşehriciliği.
  uzaktan da olsa akrabalığın dışında üç kocaman ortak yanımız daha olan yazarcığım, tanıştığımıza memnun oldum.
• alnında martı var onun. uzaklardan duyulur kanat çırpışı -hiçhesaptayokkenbirdostsesiduyulmadık-
  selamlar bizans ellerinden...
• (bkz: scooter)