*

  • guzel miydi? evet.
    usta oyuncular, usta oyunculuklar ve orkestranın caldigi oyuna uygun parcalar ile yerli yerindeki efektler guzeldi.
    konu da guzeldi. ınsanoglu para icin neler yapmaz ki zaten. ama bir sey eksikti oyunda. izmir dt'nin yanık'i 3 saate yakin seyirciyi kaybetmeden suruyorsa, bir suru kisiyi de aglatiyorsa bu oyunun kadrosu geregi daha iyi olmasi gerekmez miydi?
  • oyunculuk fena değil, orkestra güzel, senaryo eh işte. potansiyel var ama olmamış bir şekilde. gerçi daha kötülerini gördük bu sene. fazlasıyla ortalama deyip geçelim.
  • bakin simdi:
    - sahnede canli muzik
    - iyi oyuncular: en basit rolun oyuncusu bile harika, cok dikkat ettim
    - iyi imkanlar, dekor iyi, kiyafetler iyi, isik iyi
    - konu bir kadinin mahvolmus hayati
    - konu erkek egemen dunya aslinda
    - konu yalan
    - konu intikam
    - konu para
    - konu guncel yani !

    peki mesaj? bu oyun bize ne mesaj verdi? hangi dusunceyi durttu? kissadan hisse ne? aklimda kalan hangi cumle?

    :(

    uzgunum kadro!

    ben evde mel mel tv seyretmek yerine, is cikisi kosup size geliyorsam ac karnima...

    beynimi doyurmak, mutlu etmek durumundasınız. oyunu kaydedip seyircinin gozuyle izlemeye ve biraz can katmaya ne dersiniz?
  • orkestrayı çok beğendim öncelikle onu belirteyim. (baterideki çoğğ hoşdu) ilk perde giriş kısmı olduğundan biraz ağır geçti. ikinci perdede oyun hızlandı.

    son olarak da 2. perdede gençlerin arasında yer alan kasketli dayı. oyunun başından beri hiç görünmedi ve en son sahnelerde ortalarda gençlerin arasında selamladı. cidden ne ara girdi ne yaptı hiç anlamadım.
  • bittiğinde kim haklıydı diye sorguladığım oyun.clara(claire) mi? alfred mi? yoksa hiçbiri mi.veya insanoğlunun para için yapmayacağı şey var mıdır? cevaplar ne olursa olsun aklımda güzel replikler bırakmıştır.
  • temsili cüneyt gökçer sahnesinde yapılan, ankara dt'nin bu yılın bol miktardaki yeni oyunlarından biri.
    baş belası fiyaskosundan dolayı çekinerek gittiğimiz ilk yarısında 'eyvah bu da mı' dedirten fakat ikinci yarısıyla doyurucu hal alan bir oyun.

    yaşlı bir kadın vakti zamanında kovulduğu kasabasına 40 yıl sonra geri döner. bu süreçte çocuğunu kaybetmiş, genç kızlığını genelevde geçirmiş sonra çok zengin biriyle evlenmiş, kocasının ölümüyle birlikte de korkunç bir servetin sahibi olmuş, 'bu dünya beni fahişe yaptı ben de onu geneleve çevireceğim' mottosuyla hareket eden biridir. kasabası da eski zenginliğini kaybetmiş, fakirlik içinde yaşarken çok zengin olan bu eski hemşehrilerinin gelmesini fırsat olarak görmektedirler. yaşlı kadın kasabaya bir milyar gibi inanılmaz bir para bağışlayacak 500 yüzü kasabayı kalkındırmak için harcanırken 500 milyonu da her haneye eşit oranda dağıtılacaktır. ama bir şartı vardır ve o şart kasabanın para ile imtihanını başlatacaktır.

    ilk bölümü çok sıkıcı geçen oyun ikinci yarısında yaşlı kadını canlandıran serap sağlar ve gençlik aşkı rolündeki mithat erdemli'nin sahneyi dolduran oyunculuklarıyla ve hikayenin de olgunlaşmasıyla müthiş bir ivme kazandı. özellikle kadının sahne aldığı bölümlerde oyun bir kat daha büyüyordu sanki. tecrübeli oyuncuları izlemek büyük bir keyif gerçekten. sahnedeki 20 kadar genç oyuncu bu seviyedeki sanatçılarla sahneyi paylaşabildikleri için çok şanslılar. yalnız o gençlerin arasında hiç repliği olmayan yaşlı bir amca dolanıp durdu, rolü, misyonu neydi hiç anlayamadım.

    canlı orkestrasıyla, orkestranın oyuna katkılarıyla, sorgulatan hikayesiyle ve bahsettiğimiz oyuncuların katkılarıyla gayet iyi bir oyun olmuş. yalnız oyunu sığlaştıran bir eksiklik olarak kasaba halkının yaşadığı çelişki ve dönüşüm daha sahici anlatılabilirdi.
  • gereksiz yere 2 saat süren oyun.

    oyunun ortasında yeter diye çığlık atmak istedim. evet oyunculuklar ve verilmek istenen mesaj güzeldi. oyundan çıkarken boş kafayla çıkmadık. aklımızda biz olsak ne yapardık? sorusu vardı.
    fakat 1348 kere aynı kulak tırmalayıcı müzik eşliğinde gelen trene bakmak nedir ya? tamam 1 olsun, 2 olsun, hadi 5 olsun. ama gerçekten çok baydı bir süre sonra.

    ayrıca ösym'nin sınavlarda verdiği kalemi kullanan gazeteci karaktere selamlar.
  • ilk yarısı vasatın altı ikinci yarısı da vasat diyebilirim. oyunculuk ve orkestra çok iyi fakat hikaye çok yalın ve yer yer sıkıcı. oyun 2 saat 20 dakika sürüyor ama sanki tek perdeye sığdırılabilirdi. gereğinden fazla uzun olmuş.

    tanım: beklenti düşük tutulursa zevkle izlenebilecek bir tiyatro oyunu. tabi ki ankara'nın en iyi sahnesi cüneyt gökçer'de izlemenizi tavsiye ederim.
  • ilk dakikasından itibaren hiç sıkılmadan izlediğim, sonunda "ee bitti mi şimdi" demediğim güzel oyunlardan biri.
hesabın var mı? giriş yap