yavaş yaşamak ^*

• ritmi dusurerek, kosusturmadan, yasadigini farkederek yasamayi secme tavrina verilen isim.
  (bkz: sea change)
• bir süredir yaptığım şeydir. zaten hızlı yaşamaktan hep nefret ettim. şimdi filmlerde hani kendisi hareketsiz dururken çevresindeki insanların hızlı çekimde koşturduğu kişiler gibi yaşıyorum. koşturmayı dolu dolu yaşamak sananlara da uzaktan gülümseyerek bakıyorum.
• (bkz: gec bosalma replikleri)
• son zamanlarda üzerine düşünürken yine hiç beklemediğimiz bi yerden ölüm gerçeğinin kendini hatırlatmasıyla birlikte iyice hayatıma yerleşmeye başlayacak gibi gözüken tercih.
  
  ne kadar çok tüketiyoruz. bizim tercihlerimizmiş gibi göstererek, mecbur olduğumuza inanmamıza sebep olan bi düzenin içindeyiz. birçoğumuz bunun farkındayız ama teslim olmuş durumdayız. bir şeyleri değiştirmeye çalışmak hep başkalarının hayatlarında gördüğümüz şeyler. en azından kendim için bir iki küçük adım atmalıyım dedim. sürekli satın almaya, tüketmeye, alışverişe, bu kadar gereksiz yiyip içmeye, param azaldığında kötü hissetmeye mecbur değilim. depresyona girince alışverişe ya da kuaföre koşan bi kadın olmak zorunda değilim. farkındalıklarımla ve yavaş yaşamanın huzuruyla da mutlu olabilirim. belki aklıma gelen ama hep ertelediğim fikirleri gerçekleştirmeye çalışırım. gereksiz tüketimi azaltıp üretecek bi şeyler bile bulurum belki. saçma sapan şeyler için koşuşturmam ama önemsediğim, beni mutlu eden şeyler ve kişiler için çabalarım.
  lütfen artık biraz yavaşlayalım ve başka yolların da farkına varalım. belki koşmak da güzeldir ama şuan olduğumuz yolda değil, buna eminim.
• murat çelik: yavaşlığın estetiği-siyaseti (ı)
  murat çelik: yavaşlığın estetiği-siyaseti (ıı)
  / derviş aydın akkoç
• (bkz: yavaş yaşamı destekleme derneği)