*

  • bebeklerde dogumdan bir kaç gün sonra görülen fizyolojik yani virüslen neylen alakası olmayan sarılık çeşidi. kan bilirubin seviyesinin yüksek olması ve bebeğin karaciger enzimlerinin bilirubini metabolize etmeye yetmemesi sebebiyle bebecik sararmaya yeşermeye başlar. sıklıkla karşılasılan bir durum olmakla beraber bir haftadan sonra kendiliğinden iyileşme görülür.
  • bebek sariligi diye de bilinir
  • fizyolojik ve de nonfizyolojik olarak ikiye ayrilir.
  • ay$ecigin bilirubine doydugu an.
  • değerler*, hastalığın normal seyrinin üzerine çıktığında, bebeğe ışık tedavisi uygulanması gerekmektedir ki, ileriye dönük arazlar kalmasın minik bünyede...
  • (bkz: taksi)
  • hastanelerde pencere kenarindaki sarilik hastasi bebeklerin daha cabuk iyilestigi gorulunce isik tedavisine başlanılmıştır gene de en etkin tedavi yolu gunestir.
  • yenidoğan bebeklerde en sık görülen klinik bulgulardan biri olan "sarılık", büyük oranda vücuttaki yaşlı veya işlevsiz alyuvarların karaciğer, dalak ve kemik iliğinde parçalanması sonucunda oluşan "hemoglobin"' in yıkım ürünlerinden "bilirübin" denilen maddenin kanda artması sonucu ciltte oluşturduğu bulgudur.
    cilde sarı rengi veren "bilirübin" denen maddedir.
    bu maddenin vücuttan atılabilmesi için; karaciğerde "konjuge bilirübine" dönüştürülmesi gerekir. bu işlemden sonra safra yoluyla bağırsaklara geçerek atılabilir. lakin yenidoğanda karaciğer fazla gelişmediği için madde vücuttan atılamaz ve kanda birikir.
    eğer altta yatan ciddi bir neden yoksa yenidoğan sarılığı, yaşamın ilk 24 saatinden sonra görülür.
    zamanında doğmuş bir bebekte ilk 7 günden sonra, erken doğmuş bebeklerde ise ilk 10 günden sonra görülmez. aksi halde uzamış sarılıktan söz edilir ve ayrıntılı incelenmesi gerekir.
    yenidoğan da ciltte sarılık farkesilince hemen doktara gidilmelidir.zira kandaki oran üst seviyelere çıkmış olabilir.dolayısı ile hemen kan tahlili yapılıp duruma göre gerekli tedavi uygulanmalıdır.genelde küveze,flörasan lambanın altına yatırırlar bir süre.durumun ciddiyetine göre kanın değişmesi de gerekebilir.

    -biricik kızımın başından geçtiği için öğrendim bunları. herkezler yararlansın diye de buraya yazdım. çünkü ben de kızımın yeni doğan sarılığı olduğunu öğrendiğim an hastaneden koşar adım fırlayıp, karşıdaki net kafeye dalar dalmaz ilk başvurduğum yer ekşisözlük olmuştu. ilk entry yi okuyup rahatlamıştım.
  • yenidoğan sarılığı geçirenlerde uv tedavisi uygulanır.maksat enzim indüksiyonudur, bu amaçla gerekirse düşük doz fenobarbitürat(bkz: luminal) verilir
  • bir pazar gece yarısından hemen sonra doğan minik yeğenime doğumundan 24 saat sonra yapılan kan testleri sonucunda konulan teşhis. 2 kilo 350 gr olarak normal doğumla dünyaya gelen minik şey teşhisten sonra hemen ışık altına yatırılarak (uv) tedaviye alınır. bebek sadece alt bezi üstünde olacak şekilde üstünde uv lambası olan bir tür beşiğe konur. sık sık emzirilmesi, 1saate bir ters yüz edilmesi ( sırtüztü/yüzüstü yatırlarak) istenir. bebeğin gözünde bir tür özel göz bandı vardır. anneye ve refakatciye özellikle gözlük konusunda dikkatli olunması tembihlenir ( ışığın eğer bebek gözlüğü sıyırırsa gözlerine kalıcı zarar verebileceği vurgulanır).

    teşhisten sonra 1.5 gün boyunca ışık tedavisi gören bebek kan testi sonucunda kandaki bilirubinseviyesi önce 10 sonra 8 e düştüğünden geçmiş olsun denerek taburcu edilir ve standart prosedür olarak tam 1 haftalık olduğunda bebeğin muayneye getirlmesi istenir. bir cumartesi gününe denk gelen sözkonusu kontolde bebeğin sağlıklı olduğu az kilo aldığı söylenir ve kan alınır. bebekle ilgilenen doktorun o gece nöbetçi olması sebebi ile alınan kan testi sonucunun 'dilenirse!' gece saatlerinde alınıp doktora gösterilebileceği belirtilir.

    cumartesi gecesi 23 dolaylarında tamamen ' ya ne olur ne olmaz, önce sağlık' dürtüsüyle hastaneye gidip kan sonuçlarını alan yazar test sonucundaki 'bilirubin seviyesi 19 (yazı ile ondokuz )' rakamını gördüğünde panikler. acele bulduğu doktor da kan testi sonucunda aynı derecede paniklemiştir !. hocası ile bir tel görüşmesinden sonra bebek acil olarak hastaneye çağrılır ve tekrar ışık tedavisine alınır. 36 saat yüksek dozda ışık tedavisinin sonucunda sağlığına kavuşur ve taburcu edilir. ( kandaki mevcut olması gereken bilirubin miktarı için bir tür grafik kullanılıyor. bebeğin doğumundan sonra kaç saat geçtiği ve kandaki o anki seviyesi ile alakalı grafikte bir az ve çok risk çizgisi var. seviye yüksek riski aşmışsa 'bebeğin kanının tamamen değiştirilmesi' şıkkı uygulamaya konuluyormuş )

    ilk tedavisinin ardından eve gelen bebeği gözleri açık olarak nerdeyse hiç görmeyen bünyenin sahibi daha sonra kanda yükselen bilirubin'in bebeklerde aşırı uykuya sebep olabildiğini hayretle öğrenir doktordan. bu hastalığa yakalanmış ve tedavi gördükten sonra hala çok uzun süreler uyuyan bebek için tekrar bir olası atak şüphesi sözkonusu olabilmekteymiş. ( tam doğrulatamadığım başka bir ipucu da kan alınırken hemşirelerin kanın çabuk pıhtılaşması konusundaki serzenişleriymiş).

    kıssadan çıkan ders 'ışık tedavisi' olmuş dahi olsa bir kaç gün sonra bunu teyit edecek kan testinin çok önemli olduğu ve 'tedavi gördü_atlattı' düşüncesinin olası bir ihmale asla yol açmaması gerektiğidir. hayatın ders vermek konusunda insanlara hep bu kadar sevecen olmadığını çok iyi bilen yazar aynı sorunla karşılaşması muhtemeln insanlar için deneyimini paylaşmayı borç bilir.
hesabın var mı? giriş yap