you love me to death
-
(bkz: hooverphonic)
(bkz: no more sweet music)
face your faith
remove all the lace
you love me to death
but death may love you more
you paint with glaze
but write me without grace
you love me to death
our love was mortal hope
oh you love me to death
but death may love you more
you grow in me
and although we disagree
you love me to death
you can not love me more
the best things in life to find
will not always satisfy
you can love me to death
but i will have to go
oh you love me to death
but i will have to go
oh you love me to death
but i will let you go
oh you love me to death
but i will let you go -
geike, konserde kırmızı uçuşan elbisesiyle, muhteşem boğazın kenarında, büyüleyici sesiyle son bölümlerini haykırırken hatırlıyorum en son. kalanında bayılmış olmalıyım.
-
(bkz: adami alkolik eden sarkilar)
-
canlı dinlenmek istenen şarkılar listesinde zirveye oynayandır.
hatta kafadaki kurgu, konserdeki eargasmı sonrası aydınlanma yaşayan kişinin, saçların rüzgarla savrulup göz yaşlarını sakladığı bir havada sevgiliye "but i will have to go" deyip, dünyanın en sessiz terk etme anına kafadaki fon müziği olmasıdır. mazoşistçedir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap