• abdülhak hamid tarhan olan isminin, yeni düzenlemelerle abdülhak hamit tarhan olmasını, "ölmeden önce arkama bir it taktılar" şeklinde yorumladığı söylenen yazar.
  • makber i karısının ölümü üzerine yazmamış olan şair, zira şiiri yazmaya çok önceden başlamıştır. bestelenip okunan çok ünlü şiir de bu değildir zaten, her yer karanlık / pür nur o mevki diye devam eden dizeler makber değil tarık adlı manzum piyesindendir. belde adlı kitabında topladığı şiirler arasında yer alan fransa üzerine şiirleri(bkz: teatr franse, şanzelize, otöy) kötü ötesidir. ölü ve hacle gibi kitaplarında metafizik konuları işlemiştir. yenileşme dönemi türk edebiyatının en önemli şairlerinden kabul edilir.
  • cenaze töreninden sonra, aralarında ibnülemin’in de bulundugu bir grup dostu hamit’i konu$uyorlarmı$.. birisi, ona acır $ekilde "zavallı çok çekti" demi$.. ibnülemin müdahale etmi$: "yok canım, o kadar çok çekmedi; sadece üç $ey çekti:
    ak$amları mey çekti, sineye dilber çekti, bir de hazineden para çekti.."
  • babasının eczacı dükkanında şu beyti asılı imiş : ne ararsan bulunur / derde devadan gayri
  • "şiir, bir hakikat-ı müdhişenin tazyiki altında hiçbir şey söyleyememektir."

    demiş kendileri...

    londra'da görev yaparken kaleme aldığı hatıraları çok sonraları oralara yola düşmüş bazı heveskarlara yol göstermemiş değildir.
  • yusuf ziya ortac ın portreler kitabındaki anılarına bakılacak olursak, kendisini eleştirenlere hep kitaplarla cevap vemiş ama bir keresinde şöyle iki mısralık bir öfke kusmuş:

    yayımı asmadan evvelce ben attım okumu
    bunu inkar ediyorlarsa yesinler ......

    evet, yesinlerden sonra gelen altı harfli kelimeyle kalemini kirletmemiş, yanlız, altına şu notu koymuştu:
    "el manâ fi batnuşşair", türkçesi : mana şarinin karnındadır !
  • beyoğlu'nda bir caddeye adını vermiş edebiyatçımızdır..
  • sairi azam olarak tanınmıs devrinin en onemli sairi olarak itibar gormus fakat kadınlara olan zaafı nedeniyle basına cok iş gelmiş sairdir,
    viyana'da elçilikte gorev yaparken bir kadına kartvizitini vermiş kadın da kartı yırtarak suratına atmıs bu olay nedeniyle gorevden alınmış hatta ispanyaya atanması gundeme gelince bu sicilden dolayı ispanya tarafından kabul edilmemiş
    en buyuk aşkı lusiyen hanım 'la ilişkileri de gariptir, kendisinden 40 yas genc lusyen le belçika'da gorev yaptıgı sırada tanısmıs evlenmişler, istanbulda'yken lusyen hanım bir italyan kontuna aşık olmus abdulhak hamid den ayrılıp italyanla evlenmiş fakat uclu bir sure aynı evde yasamıs sonra italya ya gitmişler sairi azam da bu surede ziyaretlerine giderek evlerinde misafir olurmus,lusyen 6 yıl sonra italyan kocasından ayrılıp istanbul a geri donmus ve abdulhak hamit le tekrar evlenmişler
    bir davette turk kadınına örnek olarak lusyen i ovmus hikayeyi bilen ataturk den ciddi bir fırca yemiş
    yine de her daim gerek elçilik gerek milletvekilliği gibi işlerle devlet tarafından acıkta bırakılmamıştır
  • ii. dönem tanzimat edebiyatçısı. "sanat için sanat" anlayışını benimsemiş ve eserlerindeki dili sadeleştirme çabasına girmemiştir. her ne kadar şair-i azam sıfatıyla anılsa da tiyatroları teknik açıdan yetersizdir.
hesabın var mı? giriş yap