• https://twitter.com/…nyuz/status/262238988306374656
    https://twitter.com/…nyuz/status/262240736353873920

    "kezbanlık" dediği şeyin - artık her neyse- sınıfsal analizini yapmış. daha çok üst sınıfta oluyormuş kezbanlar. o yüzden sorun yokmuş "kezban" demekte. çünkü herkes alt sınıfa ait bir şey zannettiği için kezban denmesini kınıyordu. şimdi kendisi bu kadar aydınlatıcı olunca mizojinlik yapmak için de bir engel kalmamış oldu.

    gerçi hoş, kendisine şükran sunmak için "üstüne basa basa, adam" diyen tkp'lilerin kadim dostu. toplumsal cinsiyet tahayyülünün bu kıvamda olmasına şaşmamak lazım.

    edit: bir ekleme yapmak gerekliliği hasıl oldu. bu olaydan bir buçuk sene sonra "kezban" mevzusunda kendisinin haksız olduğunu, benim ise esasta haklı olduğumu belirten epey nazik bir mesaj attı. şöyle bir bakınca benim entry'm de epey keskin duruyor açıkçası. dolayısıyla attığı mesajı buradan belirtme gereği duydum. üstelik cinsiyetçilik pek çok kişi için epey tali bir mesele olduğu için üzerine düşünme, özeleştiri verme gereği bile duymuyorlar. nezaketi ayrı yere koysak bile böylesine bir özeleştiri bence epey güzel. o yüzden ben de bana ilettiği mesajı duyurmak istedim. zira - en azından benim nazarımda - kezban mevzusunda önceden söylediği her şey artık yok hükmünde.
  • ilginç bir sima.
    sinema-sanat-sosyalizm-edebiyat-aktualite mevzularında çok şey bilir sağda solda yazar [sağda solda yazar demem lafın gelişi, sadece solda yazar].
    alengirli sanat-bilim-edebiyat dergilerinin künyelerinde ismine rastlamak mümkündür.
    *
  • şimdi bakıyorum da 5 sene önce sanki tanımıyor ayağı yapmışım. lakin ki öyle değildir. bu adamla biz aynı fakültede okuduk. politik bir ortamdaydık ve farklı kutuplardaydık. hatta beni döveceklerdi de araya girip kurtarmıştı. hep tartıştık ve böyle böyle "tüzüklerle çarpışa çarpışa" * kardeşlik müessesesini tesis ettik. şimdi aynı safın farklı yamaçlarındayız.

    türkiye'nin politik tarihini, sol örgütlerin ideolojik ahvalini ve tarihlerini, sinemayı, sosyalizm tartışmalarını filan ekseriyet ondan öğrenmişimdir. sinema okumuştur. sergei eisenstein'ı bana anlatmasaydı ben bu büyük yönetmeni sscb'li sırıkla atlama dünya şampiyonu sanacaktım.

    yayıncılığın her kademesinde bulundu, muhabirlik, yayın yönetmenliği, dış haberler, editörlük, dergicilik (sinema, bilim, sağlık...) yaptı, radikal ve taraf gazetelerinde çalıştı. basın emekçisidir. ve şimdi baba olmuştur. kızına kıvılcım ismini vermesi, ihtimal, lenin'in 20. asır başında çıkardığı iskra'ya hürmetendir.
  • ben hayatımda bu adam kadar duygusal bir adam tanımadım. hayatındaki bütün kararları yüreğinin götürdüğü yere git mottosuyla alan bir kişidir bu. çok kıymetli bir zihne sahip olmasına karşın, hep kalbinin sesini dinler. bu yüzden hep yenilir, yine yenilir, daha iyi yenilir. yıllar içinde yaşının elverdiği ölçüde basın yayının prestijli pozisyonlarında bulunmuş olan ahmet meriç şenyüz, patron götü yalamayı bilmediği için bütün bu afili pozisyonlardan bana göre kıl yün, kendisine göre hayati sebeplerle ayrılmış, istifa etmiş bir adamdır.

    bu kadar çalışkanlığa bu kariyer hataları pes dedirtir. gider, altında çalışan muhabirle kavga eder, istifa sunar. çalıştığı organizasyonun politik pozisyonundan rahatsız olur, binlerce yüroluk maaşı yakar. ceketini alıp çıkarak onurlu bir davranış sergilemekle övünür. bu artistik hareketlerin kendisine çulsuzluk ve fukaralık olarak geri döneceğini hiç umursamaz. beş parası olmasa da para için kimseye boyun eğdiği görülmemiştir.

    kendisiyle bu konuda tartışamazsınız bile. aksini kendisine kabul ettiremezsiniz. zira kendisi das kapital'i hatmedip "hayatın sırrı bu kitapta hacı" diye dolaştığından, yorucu tartışma üslubu ve sonsuz bilgi birikimiyle ağzınıza sıçar. (arada gider kültür devrimi'nin son tahlilde devrimci bir çaba olduğunu falan da iddia eder.)

    adamsanız zaman içinde kendisine saygı duyar, onu kararlı ve çelişkisiz duruşuyla seversiniz. lümpene sınıf bilinci aşılamak konusundaki ısrarlı tutumu da takdire şayandır ha. öğle yemeklerinde dallama iş arkadaşlarıyla hararetlenerek, öfkelenerek tartışır. karşısındaki ikna olmayınca sinirlenir. şahit olduğum kadarıyla tartışmadan galip çıksa dahi, bir zafer duygusu hissettiğini iddia etmek güçtür.

    haziran 2010 itibarıyla baba olan ve kızına kıvılcım ismini koyan bu med cezirli devrimci şahıs, üç şeye asla hayır demez: eylem, alkol ve sinema. benim gibi değerli fikir adamlarını sevmez. örgütsüzlüğe tahammülü yoktur. dünyadaki en büyük silahı olan twitter sayfasını karşısına açıp uzun mesailer yapar. üç dört saat boyunca non stop uğraşır, dakikada beş tweet yazar. böylece takipçilerini muazzam bir tweet ishaliyle baş başa bırakır, delirtir.

    şu hayatımda kısa süre için bu kadar samimi olabildiğim az sayıdaki insandan biridir. gün aşırı küsüp barışma huyuna karşın 10 numara bir insandır. (yalan mı, yalan mı? dondurmayı yalan mı?)
  • parti böldüren kişi. bir nevi sol meriç kendisi. bu htkp mi neydi partide bir tartışma olunca oradan bir gurup koptu ve dıvıtırda iyi ki partiden ayrıldık, meriçle aynı partide olmaktan kurtulduk yazanlar vardı. ne gülmüştüm ya hala hatırlıyorum. hahahaha.

    edit: meric parti böldürmemiş. meriçle ayni partide olmam diyen tek kişiymiş.
  • bence bu adamda problem var. sosyalist dediğin adam 5 kişinin okuyacağı fanzin çıkarır köşesinden memleketi kurtarır. twitter, formspring vs'yi aktif olarak kullanmaz. araştırılsın kendisinde liberal geni çıkacaktır yazıyorum şuruya.
  • siyasi aklı diri tutmanın ne denli önemli olduğunu yazdığı samizdat* eleştirisinde satır arasında bir kez daha gösteren basın emekçisi bir dost. var olsun.

    mevzubahis yazısı için:

    "peki, hiç eleştirilecek yanı yok mu samizdat’ın? elbet var. hayır, “ama soner yalçın da zamanında” diye başlayıp, cezaevindeki bir insana bir “kanaat kurşunu” da biz sıkacak değiliz. yalçın’ın doğal olarak kitabının her yerine de sinmiş olan ulusalcı ideolojik-politik hattı ciddi bir eleştiriye muhtaç. ne var ki, bunun yeri bu yazı olmadığı gibi zamanı da şu zaman değil. düzmece iddialarla zindana atılan ulusalcı aydınlarımız hele bir çıksınlar düşünsel kozlarımızı dışarıda paylaşırız."

    http://www.yarinlar.net/…arin-gercek-sifreleri.html
  • dsiplilerin isminin altına durup durup bir takım saçmalıklar yazmalarından anlıyoruz ki bu anti-komünist çeteyi ziyadesiyle rahatsız etmektedir. bu da ancak doğru yolda olduğunu gösterir.
  • independentturkish’in çeviri servisinden sorumlu editörü. can arkadaş, twitter fenomeni ayrıca bahtsız bedevi
  • okuduğum en mantıklı ve gerçekçi ahlat ağacı eleştirisini arka kapak'ta yazmış kişi. sinan hakkındaki tespitleri çok doğru.
hesabın var mı? giriş yap