• türkiye'de sağ - sol farketmeksizin "ben yaptım oldu"cu zihniyete sahip, hukuk'la guguk'u birbirinden ayırmaktan aciz politikacıların beğenmeyeceği, ne eksik ne fazla, çok kaliteli bir cumhurbaşkanı. işini kişisel kaprislerle, tuhaf ilişkilerle değil hukuk'a inanarak yapar . ne yazık ki ardından bu kalitede bir adam daha görmemize izin vermeyecektir bunlar. ingilizce bilmemesinin eleştirilmesi de gözünün üstünde kaşın var durumudur biraz.
  • (bkz: bumerang)
  • hani adam gibi adam derler ya, işte bu ülkeye hala bir gömlek büyük geliyor sayın sezer.

    varsın gelsin. bir 7 sene daha kalsa makam koltuğunda, belki büyür bu ülke; bol gelen gömleğin içini doldurabilir. belki...
  • eğer bulunduğu makam bir ülkeyi temsil ediyorsa insanların gözünde ki bir kişi tüm bir ülkeyi elbette temsil edemez ama eşi ve kendisi ideal türk insanının hakkını vererek "iyi örnek nedir"i cümle aleme gösteriyorlar, bu tespiti kişisel görüşlerini idealize etmek ve bunun bir insanda vücut bulması yanılsaması gibi görenler olabilir, onların kendi ideallerine bir göz atmasında fayda vardır, kadınları paketlemek suretiyle hem kadını hem erkeği küçük düşüren, demokrasiyi kendi kendini imha edecek şekilde kullanmak için her yolu mübah gören, oy uğruna cehaleti öven ve otorite olmak uğruna cehaleti teşvik eden, genç insanlara hayatı tanıma fırsatı vermeden kendi kafalarındaki resmi empoze eden, insanlara "acizsin sen, biçare bir kulsun" deyip kaderciliğe teşvik eden, her şeyden önemlisi de şark kurnazlığıyla insanların kendileri olmalarını engelleyerek bir sürü hayatı çalan ve katleden bir zihniyeti idealize etmek ya da ettirilmek aklın mı ,akılsızlığın mı işidir diye düşünmek lazım.
  • garip bir adamdır ahmet necdet sezer.

    seneler boyu gelmiş oldukları konumların ve ellerinde bulundurdukları siyasi gücün vermiş olduğu haz ve hırsla yasalara bağlı kalmaksızın, adeta bir padişah edasıyla ülkeyi yöneten ve zevki sefa içinde koltuklarının keyfini sürmüş olanlara benzemez. hatalıdır böylesi yöneticilere alışmış insanımıza bu şekilde davranmakla. halbuki, uyulması ve düzeni sağlaması için hazırlanmış olan anayasa'ya bağlı kalmaktansa, "sezar" edasıyla köşkünde otursa fena mı olurdu? ne zararı olabilirdi ülke adına vereceği kararlarda anayasa yerine, kendi kişisel fikirlerini ve hislerini kullansa? biz böylesi insanlara alışmışken, bizi alışkanlıklarımızdan vazgeçirmek istercesine davranıyor olması çok mu iyi sanki? benim gözlerimde at gözlüğü var diyen insanına, "çıkar şu gözlüklerini" demeye çalışmasa, rahat bıraksa ne kaybeder ki?

    çankaya köşkü'nün halkın sesi olduğu gerçeğini yansıtmasa ve ona göre davranmasa kim ne diyebilirdi ki? içimizden birilerinin gözü, kulağı olma çabasını bırakıp, hislerimizi ve fikirlerimizi yeri geldiği ve gerektirdiği gibi dışavurmayıp, kuralları uygulayıcı insan olmayı bir kenara bırakıp, her önüne getirilen tasarıları olduğu gibi kabul edip, hükümetle mükemmel bir ikili oluştursa, 35% lik gücün 65% lik kısmın da sesi olacağını düşünse, ne çok sevilirdi bilmez mi?

    "halkın dilini" konuşacağına, 3-5 yabancı dil bilip, halkına fransız kalsa daha modern bir insan olmaz mıydı? anayasa'yı en iyi bilenlerden birisi olmasındansa, evinde oturup magazin dergileri okusa ve popüler bir yaklaşımla günü birlik ülkeyi yönetip, kararları ona göre alsa, çok bilmiş birisi olmaz mıydı? hükümetle sürekli al gülüm ver gülüm oyununu oynasa, yeri gelincede üç maymun şekline bürünse yakışmaz mıydı? protokol yolunu kullanacağı zaman sadece 1-2 koruma arabasıyla yolunda ilerleyip, herkes gibi kırmızı ışıkta durmaktansa, tüm cadde ve sokakları kapatıp, peşinde ambulanstan itfaiye aracına kadar 50 arabalık bir konvoy oluştursa ve o'nun o şahane geçişini dört gözle izlesek, göz zevkimize hitap etmeyi başarmaz mıydı?

    gerektiği yerde gerektiği zamanda medyaya açıklama yapmaktansa, her gün boy boy resimlerini ve haberlerini manşetlerde görsek ve gözümüz gönlümüz açılsa, sürekli kendisiyle ilgili konularla ülkeyi meşgul edip, sevgili vatandaşlarına bilgi edinme hakkını kazandırsa, etrafında bir sürü dalkavuk gezdirip, onları da bağrımıza basmamızı sağlasa ne hayırlı bir iş başaracağını bilmez miydi?

    kendisinden öncekileri hiç takip etmemiş ahmet necdet sezer. etseydi, yedi sülalesini ihya etmesi gerektiğini bilirdi. bu kadar cahil adamdır işte ahmet necdet sezer. ülkenin en başında olmak kavramının; ülkeye sahip olmak, hortumla(t)mak kavramına neredeyse denk düştüğünü bilemedi.

    bütün bunları ve daha sayamayacağım bir sürü örneği görev aldığı sürece uygulasa ve hakkında sadece eleştirilecek yönleri olarak ne gariptir ki; "anayasa kurallarına bağlı oluşu ve asosyal olup yabancı dil bilmeyişi" yerine, kendisini bu meziyetleriyle hatırlamamızı ve anmamızı sağlasaydı, heykelini dikmez miydik meydanlara?

    son olarak diyorum ki; ülkenin onca seneden sonra başına gelmiş olan en dürüst insanını komik şekillerde eleştirmek yersizdir, anlamsızdır. ahmet necdet sezer tüm yukarıda saydıklarımı ve daha birçoğunu yapmayacak kadar "vasıflı ve çaplıdır".
  • bir atatürk, bir che, bir deniz gibi özel insandır. geriye esen fırtınaların ortasında, yelkensiz ileri gitmeyi bilir o. (bkz: aah aah)
  • öğrencilerin ankara gezileri sırasında gezi programına aldıkları çankaya köşkü ziyaretlerinde, şu zamana kadar çoğu cumhurbaşkanının bu ziyaretleri eşleri de hazır bulunmak suretiyle kabul ettikleri halde değişik mazeretler sunarak öğrencilerlerin görüşme talebini geri çeviren cumhurbaşkanımız. gerci eşleriinin de öğretmen olduğunu düşünürsek, öğrencilerden bunalmış olmaları da bir ihtimaldir. cumhurbaşkanı forsu dedikleri bu olsa gerek.
  • arka planda da olsa her zaman etkisi hissedilen değerli insan. hukukçu kimliği sayesinde çoğu zaman neyin dooru, neyin yanlış olduğunu çok ii kestirebilen cumhurbaşkanı. akp'ye ayar vermekte üstüne yoktu, nato zirvesinden soora bush'a da bi iki çift lafı olduğunu görmüş olduk. emine erdoğan'ı türbanlı diye resmi davetlere çağırmayan ve arada soğuk rüzgarlar esmesine neden olan iyi insan. ellerine, kollarına sağlık.
  • bülent ecevit (hüsamettin özkan), mesut yılmaz ve devlet bahçeli arasında gerçekleşen tarihi oydaşma ile öne çıkan ve cumhurbaşkanı seçilen hukukçu. kalabalık ortamları ve törenleri sevmediği, fena halde sıkılıp "bitse de gitsek" dediği her halinden belli olmaktadır. cumhurbaşkanını halk seçseydi oyların yüzde kaçını alacağı merak ve tartışma konusudur.
hesabın var mı? giriş yap