• bugün beyaz dediğine yarın siyah diyebilen, ertesi günü mora çevirebilen bir adama toplumun yarısına yakını alkış tutuyorsa bunun adı cahiliye değildir. kaypaklık ve namussuzluktur.

    bu kadar kaypak ve kendisini paraya satan, güce tapan insanı bu ülke hiç görmemişti. insanlar yalancı seçiyorlar artık. bu yalancı benim yalancım o yüzden seviyorum diyor adam resmen. her türlü savunuyor sana.

    - şehir hastanesini savunuyor ne diyeceksin buna ?
    - geçiş garantili köprüleri, otoyolları savunuyor. o kadar araba geçmeyeceği belli birilerinin fonlandığı açık diyorsun. kabul etmiyor.
    - uçak iniş garantili havaalanları ile ülkeyi hortumluyorlar diyorsun, sen hizmete karşısın diyor.
    - ypg, pkk, işid, el nusra ve şimdi ösö ile işbirliği yaptılar diyorsun kabul etmiyor. fetonun oyunu onlar diyor
    5 milyon suriyeliyi aldılar diyorsun onlar savaşta ama diyor. duyar kasıyor. insan olduğunu hatırlıyor aniden orospu çocuğu
    - feto'yu sen palazlandırdın diyorsun, cehape de yapmıştır herkesin içinde vardır diyor.

    yani orospu çocuğu kaypaklara ne desen boş. cahiliye değil bu
  • hitler almanyası gibi dışındaymış gibi yaparak içinde boğuluyoruz, öylebir gece ki nefes alacak aydınlık bir yer arıyoruz hepimiz, toplansak boğacağız karanlığı ama ayrı düşmüşüz, yıllar akıp geçiyor, karanlıkta kayboluyoruz.
  • trol sikmek için güzel başlık. sinek gibi üşüşecekler şimdi. itina ile engelleyebilirsiniz.
  • ak parti değil “akp”. çok istiyorsan akape de diyebilirsin.
  • cumhuriyet yönetimine geçtiğimiz günden itibaren feodalizme kapıyı ilk açan menderes oldu
    özal ile yozlaşmanın zirvesine çıktık
    akp ile en karanlık en cahil dönemini yaşıyoruz
  • 'fakat gün ışıdı her şeye rağmen..' diyeceğiz.
  • sevgili eksisozuluk ahalisi bakin
    bizim ulke olarak sanssizligimiz siyasal islam sagcilar fasistler degildir
    bu dusunce tarzina sahip rasyonel dusunebilen bircok insan sayilabilir
    akp doneminde bakanlik yapan bir cok siyasiden dahi ornek sayabilirsiniz
    bizim sanssizligimiz tayyip erdogandir
    inanin baska kim olursa olsun bu corona vakasindan dolayi halktan para istemeyecek belediyelerin yardim toplamasini kim olursa olsun yasaklamayacakti buna alparslan turkes bile dahil edilebilir
    her konuda bu derece sig bir sekilde siyaset dusunebilecek bir sagci politikaci hicbirzaman gelmedi ve gelmeyecekte tum sanssizligimiz tayyip erdogandir
    ve o gidene kadar dunya yansa tutussa bile turkiye cumhuriyetinin ezici cogunlugu hic bir zaman bir amac etrafinda birlesemeyecektir
    milli maclar dahi bunun icindedir
  • inanılmaz isabetli bir tespittir. günümüz türkiye'sine kısaca bakalım.
    -sağ partiler eliyle 1950'lerden bu yana sürdürülen ve 1980 sonrası zirveye çıkan karşı devrim hareketi adım adım cumhuriyetin her türlü kazanımını yok etme hedefiyle işe koyuldu.
    -türkiye bu yıllar boyunca neoliberalizme eklemlenme sürecinde yurttaşlık, demokrasi, hak ve özgürlükler gibi modern ulus devlet terimleriyle değil çete, mafya, ağa, para, cemaat, tarikat, biat, yozlaşma gibi postmodern terimlerle simgelenen yarı feodal bir yapıya büründü.
    -sağ iktidarların geleneksel olarak siyasi ikbal için dini duyguları istismar eden çıkar politikaları 2000'lerden sonra doğrudan siyasal islam hedefiyle toplum mühendisliği yapmaya çalışan cüretkar ve gittikçe küstahlaşan bir iktidara yerini bıraktı.
    -türkiye'de ikinci dünya savaşı dönemine kadar başarıyla uygulanan bağımsızlık, kalkınma ve gelişme hamlesi sağ iktidarlar elinde ekonominin küresel piyasalara eklemlendiği teslimiyetçi bir politikayla ortadan kaldırıldı. sermaye küreselleştikçe sağ partiler de ekonomik enternasyonalizme kayıp deregülasyonlara, özelleştirmelere, talana başladı.
    -böylelike refah devleti, sosyal devlet uygulamaları yerini koşulsuz piyasa teslimiyeti öngören, gelir adaletsizliği yaratan, yoksulluğu bir döngü haline getiren, toplum kesimleri arasında uçurum ve gerginlik yaratan ve bundan siyasi olarak nemalanan bir zihniyete bıraktı.
    -iktidarlar yoksulluğu, yapısal nedenlerinin ortadan kaldırılması gereken sistemsel bir sorun olmaktan çıkarıp vicdani bir konu olarak gördü. sadaka toplumu yaratıldı.
    -bu tabloda yoksullaşan halk kitleleri cumhuriyetin başından bu yana devletin kendilerine sağladığı korumayı ve hakemliği bulamayınca hayata tutunmak için hemşehrilik, cemaat, tarikat, çete, mafya gibi informel mekanizmalara sarılmak zorunda kaldılar.
    -giderek içe kapanan ve kutuplaşan bu sınıfsal yapıda siyasi iktidarlar kaba milliyetçi ve dinci bir propagandayla, kutuplaştırmanın ekmeğini yemeye başladı.
    -"biz ve onlar" söylemi siyasi rant kapısı oldu. içte ve dışta sürekli hayali düşmanlar yaratıldı. en dindar biziz, en milliyetçi biziz, en üstün grup biziz söylemi süreki kendi gibi olmayandan korkan, nefret eden bir insan tipi yarattı.
    -bu tabloda türban, parti kapatma vb. gibi duygusal unsurlar üzerinden sürekli bir mağduriyet söylemi sistemli olarak kullanıldı ve "hamaset ile popülizm" çıkarcı siyaset yapmanın en etkili yöntemi oldu.
    -eğitim sistemi yıllar içinde bilinçli olarak yozlaştırıldı ve çökertildi. böylelikle bu tabloya isyan eden, soran, şüphe eden, haklarına sahip çıkan yurttaş tipi yerini hırsızlığı, torpili, adaletsizliği meşru gören, yasaları çiğneyen, çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan, güce tapan, ona buna tebaa olmaya öykünen, kaba kuvveti ve hileyi olağan gören, kurnaz ama cahil bir kul tipine bıraktı.
    -iktidar önce yasama sistemini kullanarak yargı sistemini ele geçirdi, güçler ayrılığı ilkesi adım adım yok edildi, ardından medyayı susturdu, sendikalar, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, muhalefet ya doğrudan kontrol edildi ya da baskı altına alındı. insanın kulağına ya da gözüne mesaj taşıyan her türlü kanal yoğun bir propaganda için tek sesli olarak hoyratça kullanılır hale geldi.
    -toplumsal çürüme ve ahlaki çöküş ile birlikte kutuplaşma öyle boyutlara vardı ki, insanlar kendisi gibi olmayan herkesten nefret eder hale geldi, onları susturmayı, kontrol etmeyi, yok etmeyi gayet adil bir şey olarak görmeye başladı.
    -toplum bilimsel gerçeklere değil demagojik söylemlere inanır hale geldi. lider ve parti demokratik sistemde oy verilen bir kurumsal yapı değil, feodal bir tapınmayla, asla sorgulanamaz, yanlış yapmaz, her şeyi bilen, kadiri mutlak bir figür olarak kabul ettirildi.
    -iktidar bu yapıyı meşru kılmak için kendini yozlaşıp çökmüş bir imparatorluğun mirasçısı olarak konumlandırdı. ulusun varlığını ve bağımsızlılığını sürdürmesini sağlayan cumhuriyet, hesaplaşılması gereken bir yapı olarak hasımlaştırıldı. kaba milliyetçi ve dinci söylem çoktan tarihin çöplüğüne gitmiş cahil bir tebaa toplumunu bir özlem olarak sundu.
    -sonuçta bilimsel gerçeklere, akla, demokrasiye, küresel gelişmelere göre hareket edemeyen, ederse yok olacağını bilen karşı devrim hareketi başarıya ulaştı. ancak ülkede çivisi çıkmayan, yozlaşmamış, bozulmamış tek bir alan, tek bir kurum dahi kalmadı. ekonomi, sağlık, adalet, eğitim sistemleri çöktü ya da çökmek üzere.
    -bu kadar rezilliğin medeni bir ülkede olması ya da halkın bunu kabullenmesi hayal dahi edilmezken, bu rezillikleri yalanlarla süsleyerek fıtrat olarak kabul ettiren bir zihniyeti sorgulamayan, kendi cebine elli lira girdiği sürece dünyayı umursamayan bir hale geldi insanlar. dini sömürmek siyasette tek geçer akçe oldu, insanlar din, ahlak ve vicdan kurallarını sadece göstermelik biçimde uygular ve kullanır hale geldi.
    -gazetecilerin siyasal iktidarı eleştiren bir tweet yazdığı için yaka paça hapse atıldığı ancak kendilerine öykünülen mafya liderlerinin video çekerek birbirlerini, siyasetçileri ve milleti alenen tehdit ettikleri, orman kanunlarının geçerli olduğu geri kalmış bir topluma dönüştük. bilgi, nezaket, liyakat, kültür artık yalnızca horlanan, dalga geçilen, ezilen meziyetler oldu.
    -bir profesörün "ben yalnızca cahillere güveniyorum" diyebildiği, bir başka profesörün küçücük kız çocuklarıyla evlenmek için gerekçeler yaratabildiği, bir belediye başkanının kızına yaptığı torpili övebildiği, suça karışmış siyasilerin hakkında işlem yapılmasının gülerek, gövde gösterisiyle şov yaparak engellendiği, insanların birbirini çekip vurduğu, televizyonlarda açıkça şeriat propagandası yapılabilen, her türlü hırsızlığın, yolsuzluğun, usulsüzlüğün, suçun, tacizin, tecavüzün görülebildiği, insanların şeyhlerin şıhların uçabildiklerine inandıkları bir toplum ve sapkın, kurnaz, cahil ve küstah bir insan tipi var sokakta artık.
    şimdi yukarıda insanların eleştirilerine "kemalist zırvası" diyebilen oksijen israfı organizmalar izah etmeli bu tespitlerin hangisi yanlış?
  • aq parti dönemi cahillerin. canilerin, arınma gecesidir ((bkz: the purge) nokta.
hesabın var mı? giriş yap