• konda genel müdürü bekir ağırdır tarafından açıklanmıştır.

    konda’yı bilenler bilir, her seçimi neredeyse ondalık değere kadar tahmin eden tarafsız bir araştırma şirketidir. son derece güvenilirdir.

    akşam akşam ülke adına biraz umut doğdu içime. gidiyorlar. az kaldı.

    kaynak

    edit: konuşmanın anket sonuçlarıyla ilgili kısmı 12. dakikadan itibaren başlıyor.
  • sosyal medya ve sözlükteki büyük çoğunluk 2002 seçimi öncesini hatırlamaz. ecevit hükümeti, ekonomik anlamda kemal derviş'in politikalarıyla doğru yola girmişken, mhp'nin zorlamasıyla erken seçime gitti. seçimin sonucu daha kararı alınmadan belliydi. o dönemin "derin" siyasi çekişmelerini bilmiyorum ancak, seçim sonuçlarının sebebi ekonomik durumdu. o zamanki kriz, belki şu an içinde bulunduğumuz durumdan bile kötüydü ancak o zaman insanların beklentileri, sosyal yaşamları bugüne göre çok farklıydı. şu anda daha kötü bir durumda hissetmemizin en büyük sebebi bu olabilir. ancak o zamanki durum bu kadar dönülmez bir noktada değildi, ekonomide bu kadar büyük hatalar yapılmamıştı. bu kadar uzun süre, saçma sapan politikalar güdülmemişti. eşyanın tabiatına aykırı şekilde hareket edilmemişti ve seçimde insanlar bunun cezasını kestiler. bunlar da iktidara geldiklerinde, kemal derviş'in politikalarını sürdürdüler ve bir kaç yıl sonra dünyada yaşanan dolar bolluğu sayesinde her şey iyiye gitti, gitmiş gibi göründü. ancak ağustos böceği misali geleceğe yatırım yapılmadığından, her şey vatandaşın sırtına vergi adında yüklendiğinden, gittikçe işin tadı kaçtı ve bugünlere geldik.

    yarın öbür gün seçim olduğunda da yine benzer bir senaryo gerçekleşecek. artık mızrağın sığabileceği bir çuval yapılması bile pek mümkün değil. o yüzden bunlar ilk seçimde gidiciler. erken seçime gitmez ve iki yıl daha devam etmeye çalışırlarsa, kaldırmadıkları baraj altında bile kalabilirler.

    bu yazdıklarım size umut veren şeyler olmasın, o niyetle yazmıyorum. bunlar yarın gittiklerinde, mevcut aday ve siyasi partilerden hangisi gelirse gelsin, daha iyi olacağına inancım yok. belki geçici bir süre, dibi görmüş olmamızın gazıyla nefes alma şansı bulabiliriz ancak devamı yine boka saracaktır. yandaşı ve muhalifi aynı şekilde isimler ve partilerden konuşmaya devam ettikçe, sürdürülebilir bir sistem gelmedikçe de bir öyle, bir böyle devam edecek.

    bunu yazdığım için üzgünüm ancak, seçim gecesi yaşayacağınız hüzünleriniz, sevinçleriniz geçici şeyler olacak. toplum değişmedikçe, düzelmedikçe, seçilenler de bu toplumun aynası olacaklar.
  • aslında video'da şöyle diyor tam olarak, 1 kasım 2015'i baz alırsak 100 kişiden 10'u sandığa gitmedi 45'i akp'ye verdi diyor. bu rakam şimdi yarıya 25'lere düştü diyor. yine sandığa 90 kişi giderse 25/90'dan akp'nin oyu 28 civarı gibi duruyor.

    ekonomiyi düzeltemedikçe bu oranın daha da düşeceği ortada. berat albayrak 20 senedir kimsenin yapamadığını yaparak akp'yi bitiriyor.
  • daha önce de yazılmış ama tekrar etmekte fayda var, yok öyle olur yok şöyle artar diye kimse boş yapmasın tarihin en büyük seçim hezimetini görmeye gidiyoruz önceki seçimde aldığının yarısını bile alamayacaklar. paşa paşa da seçim olacak paşa paşa da seçimle gidecekler. sizin anlamadığınız nokta şu fark öyle büyük olacak ki akp oylarını 2 oy saysalar yetmeyecek. yeter ki oyunuzu kullanın.
  • ulkede 10 milyon kisi bir sekilde akpden faydalaniyor. vergi kiyaklari,memurluk,bekcilik,yardimlar,ihaleler,vs. aileleri ile birlikte 30 milyon kisi olsalar ve bunlarin 12-20 milyon secmen olsa yuzde 30dan asagi dusmesi cok zor. bu yiyicilerin kaynagini kesmek lazim önce.
    kaynak vergiler,halkin parasi. kaynak azaldikca yiyiciler partiye kusecek ve yeni yagli kapilar arayacaklar.
    gelen de yandaslara yedirecek yani. ben ne anladim bu isten?
  • bu başlık altında mümkün değil yazanlara geçen seneki belediye seçimlerinden önce imamoğlu 800bin oy farkla kazanacak desek ne derlerdi?

    -mümkün değil hacı akp vermez.

    - olmaz hacı sosyal yardımlar

    - yok canım bu chp varken asla olmaz. imamoğlu kim hem halk binali'yi seviyor.

    - bunlar asla seçim vermez hile abi hile

    -bu halk ölür yine chp'yi seçmez abiii

    hatta seçim tekrarlanınca ne demişlerdi?

    - tamam abi bitti bu iş vermediler

    - iç savaş çıkar abiii silahlı adamlar hepimizi vuracak hepimizi sikecekler

    sonuç? lan bir söyleyin sonuç ne oldu sonuç?

    lan noldu hıyarlar noldu sonuç?

    şimdi yine aynı tipler gelmiş olmazz abii halk abiii kemik abiii yarak abii diye ağlıyor.

    olur kardeşim olur. sen ağlasan da olur, korksan da olur, sızlansan da olur

    kendi korkaklığınızı millete bulaştırmayın. ağlayacaksanız gidin kenarda sessizce ağlayın sıktınız artık

    edit: hadi istanbul'u da geçtim. ulan bursa'da kafa kafaya bitti seçim. bakın bursa diyorum. bursa'ya gittiniz mi hiç? bursa bursa. anlatsın size bursalılar ne anlama geliyor o seçimin kafa kafaya gitmesi
  • bekir ağırdır yaklaşık 1 senedir bunu söylüyor. ama hep ekliyor, “kararsızlar çok fazla, nereye gidecekleri belirsiz. akp’ye vermek istemiyorlar ancak yeni adres de bulamıyorlar” diye...

    yine de akp 30-32 bandını geçemez ilk seçimde. dolayısıyla iktidar mevcut sistemde el değiştirir. işte burada mhp’nin son dönemdeki “2023’te cumhurbaşkanı adayımız rte’dir” söylemini analiz etmeli. devlet bahçeli, belki de akp’nin sistem değişikliğine gideceğini gördü. yeniden parlementer sisteme dönüşü engellemek için şimdiden cumhurbaşkanı adayını açıklıyor. çünkü parlementer sisteme dönüş akp’nin her türlü hükümette olması ama milliyetçiliği kaptıran mhp’nin kapanması anlamına gelecek
  • bunların yaptığını chp 20 yıl değil 1 yıl yapsaydı %1 bile alamazdı. allah- dış minnak-cehennem diye diye seçmenin anasını sktiler, adamların yatak odalarına kadar girdiler, ona rağmen chp başörtüsü diyor hala hem fakir hem beyin fakiri seçmen. ulan en azından fabrika yapılıyordu beton yığınları yoktu ağaç yeşillik görüyordun.

    boş arsa vardı arsa amk boş arsa. şimdi 1 santim yeşillik görseler kaldırıp 5 kat kaldırım taşı koyuyorlar, taksimdeki trafiğe kapalı caddedeki ağaçlardan bile rahatsız olan rahatsızlar hala her 4 seçmenden birinin oyunu alıyorsa bu ülkeden açlıktan ve olmayan cennet vaatlerinden başka ne bekleyebilirsiniz?
  • yüzde 25 abartılı bir rakam gibi gelebilir. şahsen bana da öyle geliyor. ama 19 yıldır hepimizde yerleşmiş olan, "akp'nin toplum üzerinde sihirli bir gücü, erdoğan'ın sonsuz bir kredisi var" algısının da bunda büyük bir payı var. oysa bu aslında pek de doğru değil. erdoğan ve akp'nin büyüsü dediğimiz şey, iktidara geldiklerinde, tarihinin en büyük krizinden yeni yeni çıkmaya başlamış türkiye'nin, mecburen uygulamak zorunda olduğu, derviş'in imf programından ibaretti. ilk 5 yılları boyunca sadece bu program sayesinde ekonomiyi hızla toparladıkları gibi, dünyadan da oluk oluk yabancı yatırımcı çekebilmişlerdi. ekonomide işler tıkırındaysa, kimse mevcut şartların değişmesini istemez. seçmen de öyle yaptı. imf programı bittikten sonra, babacan ve şimşek gibi işini iyi yapan ekonomi ve maliye bakanları sayesinde ekonomik istikrar 2015'e kadar iyi kötü sürdürülebildi. erdoğan da bu başarının verdiği özgüvenle, milli duyguları kaşıyarak dış politikada hamaset taktiğini vites büyüterek uygulayıp durdu. çok uzun yıllardır başarıya aç bir milleti, kendi yarattığı "dünyada sözü geçen lider" imajıyla mutlu etti. ama bunun sadece bir imaj olduğunu, her şeyin aslında ekonomi demek olduğunu kendi de unuttu. ya da zaten hiç bilmiyordu.

    dış politikada hamaset, ekonominin iyi olduğu dönemlerde, insanlar üstünde, özellikle de eğitim seviyesi düşük, yaş ortalaması yüksek kesimde çok işe yarayan bir taktik olabilir. yalnız türkiye'de son 5 yıldır ekonomide işler pek iyi gitmiyor. son 2 yıldır da freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı iniyoruz. alım gücü korkunç derecede düşmüş, işsizlik ve enflasyon hortlamış durumda. bu şartlar altında, ekonomi süper, pik yaptık falan deyip, insanların yaşadığı bu en büyük sorunları yok sayıp kulak tıkarsanız, sadece dış politikada hamaset yaparak seçmeni elde tutmaya çalışırsanız, bu taktik işe yaramadığı gibi, ters tepmeye başlar.

    son yerel seçimlerde gördüğümüz gibi, insanların alım gücü günden güne düşerken, kendi başımıza sardığımız suriye sorunu için yapılan askeri ve sivil harcamaları milletin gözüne sokmak, en azından büyük şehirlerde, ekonominin gidişatının ilk etkilediği seçmende, karşı bir öfke oluşturmuştu. yerel seçimlerden çıkan tabloya göre, akp seçmeninin ana omurgası, büyük şehirlerden, krizin etkilerinin nispeten daha az hissedildiği taşraya kaydı. buralardaki muhafazakar seçmenleri akp'yi ayakta tuttu ama neredeyse büyük şehirlerin hepsini kaybettiler.

    son yıllarda genç işsizliğinin artmasıyla, akp'nin genç seçmeni kazanmakta başarısız olduğunu zaten biliyoruz. artık akp tabanını, taşralı, orta yaş üstü, emekli, muhafazakar kesim oluşturuyor. ama işte 2020'nin başından beri, pandemi sürecinin de tuz biber ekmesiyle birlikte ekonomik sorunlar o kadar büyüdü ki, artık bu taban da krizi iliklerine kadar hissetmeye başladı. peki akp, kendi tabanını da sarsan ekonomik sorunları çözmek için ne yaptı? hiçbir şey. bu sorunların varlığını bile kabul etmedi. van minüt'ten beri bildiği tek taktik olan dış politikada hamaseti körükleyerek milli duygulara sarılmaya devam etti. ama işte insanlarda, "biz acımızdan geberirken, bunlar hala ortalığı karıştırıyor, amerika'yı, avrupa'yı başımıza bela edip bizi daha zor duruma düşürüyor" algısını da kendi elleriyle yerleştirmeye başladılar. üstelik kamuda hiçbir tasarruf önlemi alınmadığı gibi, işlerin iyi gittiği dönemlerde, insanların görmezden geldiği kamuda liyakat, kayırmacılık ve adalet gibi sorunlar da gitgide büyüyerek rahatsızlık vermeye başladı.

    şartlar böyleyken, tarikatlar dışında kimsenin umurunda olmayan ayasofya açılışıyla, abartılı ve gülünç gaz bulduk müjdeleriyle, artık zararlarını birebir yaşamaya başladığımız dış politikadaki atar gider anlayışıyla seçmeni elde tutmak zor. ha bugün akp için yüzde 25 abartılı bir oran olabilir ama zaman da aleyhlerine işliyor. bir mucize olmazsa bu gidişle akp'nin, yüzde 25'i bile alamadığı günler yakındır.
  • metropoll türkiye'nin nabzı grafiği

    akp'nin son yıllardaki düşüşünün grafikten de çok rahat görüldüğü durumdur. en son arastirmaya göre kararsızlar dağıtılmadan %27'ye indiği görülüyor. korkudan gönlündekini söyleyemeyen, işten atılmamak için akp diyen milyonlar var.

    yine metropoll anketinde ülkenin “iyi istikamette” olduğunu düşünenlerin oranı, yüzde 19,5, gözlemlenen en düşük oran. en az 50 alır diyen trollere rahatça siktiri çekebilirsiniz.

    yetkin report
hesabın var mı? giriş yap