• acımasızlıktır. ruh hastası mısın olm sen? siktir git balkonda ye, mutfakta ye balığını. bi' kadeh de rakı iç. ayıp değil mi akvaryumun karşısında, psikolojik baskı yapıyormuş gibi... yakıştıramıyorum doğrusu.
  • balıklar için reality show'dur
  • denize karşı balık yemek eyleminin mikro versiyonudur.
  • kurban kesim yeri diye yerler var mesela; inekler koyunlar yanyana kesiliyor, sonra da sicagi sicagina ciger kavurma yeniyor.

    bu da üzücü bir örnek. balıklar kadar bilinçsiz de değiller o hayvanlar. çocukken de izleyemezdim şimdi de dayanamiyorum.
  • ömrü hayatımda 3 kere balık yiyip, her seferinde de kusmuş adamım. dokunuyor arkadaş, mideye gidiyor, bağırsaklara gitmiyor. tiksinme oluştu anlamını bilmiyorum, birgün bir arkadaşım bunun akvaryum hobimle bir ilgisi olup olmadığını sordu, o güne kadar hiç düşünmemiştim, sanırım o akvaryuma, balıklara o kadar tutkunum ki sanırım bilinçaltı yokluyor, nayır, nolmaz diyor. ha bir de akvaryumumun karşısına geçip balık yediğimi hayal bile edemiyorum, köpeğimi keser yerim balıkları asla. köpek iddaalı bir açıklama oldu, vazgeçtim.
  • (bkz: gözdağı)
  • balıklara karşı gövde gösterisidir. akıllı olurlar.
    zaten yaramazlık yapan balık da görmedim. olsun. arada sırada patronun kim olduğunu gösterin onlara.
  • her 5 saniyede bir balık için tekrarlanan ama atlatılması 5 saniye süren travma.
  • hoş bir durum değil, bu benim açımdan olan durum.

    ayrıca bahsetmek isterim ki, balıkların saniyelik ya da dakikalık hafızası olduğu klişesi gerçek değildir, tamamen japon balıklarının doyma hissinin olmaması yüzünden "yem veriyorum veriyorum gene yiyo, unutuyo eheheh" vaziyetinden dolayıdır. size öyle balık türlerinin yavrularına nasıl baktığına dair şeyler gösteririm ki, bu mu unutkan lan dersiniz. rica ediyorum bilindik klişeleri tekrarlayıp durmayın.
hesabın var mı? giriş yap