• 62. venedik film festivali'nde yarışma dışı gösterilen, mehdi charef, emir kusturica, spike lee, katia lund, jordan scott, ridley scott, stefano veneruso ve john woo'nun ortaklaşa imzaladıklar 7 kısa filmden oluşan yapıt.

    http://www.imdb.com/title/tt0411098/
  • unicef ve world food programme ortak yapımı bu projeyi oluşturan yönetmenler katkıları karşılığında ücret almamışlar ve tüm prodüksiyonu üstlenmişler. görmekten ısrarla imtina ettiğimiz, varlıklarını göze alamadığımız çocukları olabildiğince acıtarak göz önüne fırlatan (hatta sanırım bi ara benim yüzüme bile tükürdüler ) , bu basit (ar damarım çatlayınca klişe de diyeceğim), 7 hikaye alabildiğine açık, biri hariç* oyun oynamadan, dosdoğru acıtan gerçeği oluşturmuş.

    bilu ve joao'nun inadı, napoli sokaklarında nefes nefese kalan ciro'nun korkusu, john woo'nun "porselen bebekler- çiçekçi kızlar" karşıtlı planları akmaya başladığında ben çoktan ağlamaya başlamıştım.

    benim derdim bana yeter!
  • her gün yanımızdan akıp giden çocukları, bambaşka kurgularla yanıbaşımıza taşıyan film. bu gunki gösteriminde rexx sineması tıklım tıklım doluydu. keşke sinemalarda da gösterime girse dedik izlerken; özellikle john woo beni sinemada ilk defa ağlatan insan oldu. ve en acısı estetize edilmiş bir gerçeği izlerken; o koltukta ağlayanlar bile 5 dakika sonra normal hayatlarına geri dönüp tekrar o çocuklara tükürür gibi bakmadılar mı? belki birkaç kişi için fark etmiştir, belki de zaman zaman vicdan masturbasyonu yapanlara en ağır eleştiri yine filmin içinden geldi, panik atak hastası fotografcının sözleri şamar gibi indi yüzlere. o kadar ince detaylarla, şiir gibi işlenmiş yerler vardı ki; ben film bittikten uzun süre yerimden kalkamadım.
  • bugun 23.00 itibariyle tv8'de yayınlanacak film.
  • dün akşam tv8'de kısa süreli göz attığım ve bir sahnesinde, insanın içini fıkır fıkır yapan mükemmel bir müzikle izleyenleri çoşturan film.
    (ne zamandan kaldıysa kenarda kalmış bu entry)
  • insanın içini lime lime eden, bütün ağırlığını üzerinize bırakıp giden film. biraz optimistseniz her şeye rağmen "çocuk"un yaşam içgüdüsünü görebilirsiniz. zira yetişkin dünyada pek umut yok.

    --- spoiler ---
    tanzada çocukların silahları oyuncak gibi benimsemiş halleri
    blue gypsyde "içerisi" "dışarı"dan yeğdir *
    jesus children of americada mağduriyet'in adaletsizliği
    bilu e joaoda ne güzel birlikte karton topluyor çocuklar beraber olunca en kötü bile o kadar kötü değil
    jonathanda "dostluk iyi şeyleri ikiye katlarken kötüleri böler"
    ciroda "çocuk olma!"
    song song and little cat"sevgi her şeyin ilacı"

    noktaları beni düşüncelerden düşüncelere sürükledi sevgili sözlük. bir de song song and little catte küçük çocuklar ve oyuncak bebek vs. oyuncak bebekler ve song song sahnesinde son derece "impress" olduğumu da ifade etmeliyim.
    --- spoiler ---

    izleyin ve üzülün. ve bişey yapmalı deyin. ve yapın ne yapabilirseniz.
  • bu film dünya üstündeki tüm çocuklara.

    eline oyuncak silah tutuşturulup savaşa hazırlatılan çocuğa, eline gerçek silah tutuşturulup savaşa yollanan çocuğa, eline iphone tutuşturulup teknolojiyle boğulan çocuğa, üstüne asker kıyafeti giydirilip eline bayrak tutuşturulan çocuğa, nasıl bencil olacağı öğretilen çocuğa, elindekini paylaşmayı öğrenemeyen çocuğa, 15 yaşında 45 yaşındaki bir adamdan hamile kalıp çocuk doğuran çocuğa, babasının kafasında şişe kırdığı çocuğa, sokakta dilendirilip de aldığı parayı vermiyor diye dayak yiyen çocuğa, karnını doyuramayan çocuğa, maden ocağında babası öldürülen çocuğa, insan öldürmeyi bir meziyet sanan çocuğa, karıncaya zarar vermeyecek çocuğa ve karıncayı görse tanımayacak çocuğa, siyah olan çocuğa, daha az siyah olan çocuğa, siyah olmayan çocuğa, hiv pozitifli çocuğa, sokaklarda çöp toplayan çocuğa,

    tanımadığınız, görmezden geldiğiniz ve bugün bir yerlerde öldürülen çocuğa..
hesabın var mı? giriş yap