• ne alaka bilmiyorum ama dün itibariyle asi oldugum ulke. 30 yasin altindayim. systemrelevant ayagina firmanin yarisi asilandi. siyasiler, bize sira gelince yapicaz falan diyolardi. ben systemrelevant isem onlar neden degil? kafamda deli sorular. 80 yasin ustu daha asilanamadi.

    astrazeneca ve johnson &johnson asilarinin gelecegi belirsiz. moderna ise cok az sayida asi yolluyor. buna ragmen biri de cikip "yahu hal boyleyken neden biontech'ten daha fazla siparis vermiyoruz" demiyor. asilamanin basinda yavas basladik ama hizlanicaz deniyodu ama onun da yalan oldugu ortaya cikti cunku nisan ortasi itibariyle elde hala cok az asi var.

    corona surecini basta guzel yoneten ama sonradan fena cuvallayan ve cuvallamaya devam eden ulke. bu kadar da olmaz dediklerimiz oluyor ve kimse istifa dahi etmiyor. hicbisey olmamis gibi hayatlarina devam edip yeni hatalar yaparak bizle oyun oynuyorlar.
  • kuralcılığından mı gıcıklığından mı bilmiyorum ama doktorları bir acayip çalışan ülke.
    uzun zamandır dizim agrıyordu, spordan, yürüyüşten vs. sonra. son zamanlarda da sürekli bilgisayarda çalışmaktan boynum kolum ağrımaya başladı. hepsi için gidip bi muayene olayım dedim.
    neyse randevu aldım dün ortopedi doktoruna gittim. şikayetin ne diyince önce kolum ağrıyor dedim. doktor hemen muayeneye başladı, şöyle iyi mi böyle iyi mi, şurası ağrıyor mu vs. neyse bitti hemen reçete rapor yazmaya başladı.
    e dedim benim dizim de ağrıyordu ama.
    onun için yeni randevu alman lazım. hepsine şimdi bakamam demesin mi?
    hönk??? wtf?
    yahu her ağrı için ayrı mı randevu alıcam, bi bakıversen nolur dedim, ama yok dedi bi daha sefere de dize bakacakmış. öyle hepsine bi anda rapor sonuç yazamazmış.
    gelmişken hepsine bakıversen ölür müsün be.
    böyle saçmalık görmedim. ama sonra almanya'da olduğumu hatırladım. normal geldi.
    neyse gittik iki hafta sonraya termin aldık gene.

    bana mı denk geliyor böyle cins adamlar bilmiyorum ama almanların bu saçmalıkları beni öldürecek.
    (bkz: terminland)
  • benim için aşk ve nefret arasında gidip gelen duyguları barındıran bir ülke. hava güzel ise aşk tarafı daha ağır geliyor ama nisan’ın ortasında kar yağdığında beni dünyanın en negatif insanı yapıyor. benim gibi güneşsizlik mental enerjinizi düşürüyor ise almanya yüksek yaşam standartlarına rağmen sizin için ideal bir yaşam koşulları sunmayabilir.
  • allahini seven birisi su ulkede bi tane iskenderun donercisi acsin. dikkat edin sehir ismi vermiyorum, neresi olursa olsun gidip kapisina dayanmaya raziyim. bi tane soslu donerci ya.
  • bence iskenderun dönercisinden çok yeşil erikçiye ihtiyacı olan ülke.

    ulan bahar geliyor, canım kütür kütür erik yemek istiyor, markete gidiyorum yeşil erik yok. türk marketleri bazen getiriyor tabii ama genelde yumuşamış, sararmış, hatta çürümeye yüz tutmuş erikleri abartı fiyatlara satıyorlar. geldiğimden beri bir kez olsun ağız tadıyla yeşil erik yiyemedim be. erikçi açsınlar erikçi, erik istiyorum ben...

    (bkz: yurt dışındayken en çok özlenen şeyler)
  • almanya’da yaşayan arkadaşlara öko-test tüketici dergisini ısrarla öneriyorum. kendisi benim kutsal kitabım, kılavuzum diyebilirim. testler tamamen bağımsız ve günlük hayatımızda kullandığımız her türlü ürün yer alıyor. hem ucuz hem pahalı markaları test ediyorlar.

    dergi 1985’ten bu yana faaliyette ve çocuk sırt çantasından oto koltuğa, şampuandan mercimeğe, ketchuptan bala kadar her türlü ürünü test ediyorlar.

    ayrıca oekotest.de websitesinden ücretli, bazen de ücretsiz ürün bilgileri almak mümkün.

    yıllık abonelik veya dergi satan yerlerde tek tek almak mümkün. genelde üç aylık test abonelikleri de mümkün oluyor.

    bazı markalar test sonucu sorunlu içerikleri yayınlanan ürünleri düzeltmeye giderken kimisi de ökotest’i yasalardan daha katı olmakla suçluyor.

    ürünler içeriğinden üretimdeki fairness’e kadar değerlendiriliyor. yani birçok kriter mevcut.

    ralph’in videosu ile aynı görevi yapıyorlar aslında.
  • avrupa'daki mülteci kampıdır. alman'dan çok arap, romen, türk, kürt, bulgar, iranlı, macar, afgan, ukraynalı, suriyeli falan görmek istiyorsanız birebir.

    aklı olan ve almancası/fransızcası/ingilizcesi iyi durumda olan kişiler tercihini daha küçük ve kompakt ülkelerden yana kullanır. isviçre, luksemburg, danimarka vb gibi.

    göçmen sorunu çok daha hafif düzeyde olan, nüfusu az, erkek nüfusu dengeli , işsizlik oranı düşük, kuralları almanya kadar katı olmayan ülkeler her zaman daha iyidir.

    almanya nerede patlayacak merak ediyorum. giderek şişen bir balon gibi. bu kadar mülteci, göçmen, meslek göçü derken artan ırkçılık, işsizlik ve sorunların büyümesi bir yerde kontrol edilebilir olmaktan çıkacak. ki çıkmaya başladı bile yavaş yavaş.

    almanya, hayli köklü ırkçılık mazisi bulunan ve 100 senede bir safralarını boşaltan bir ülke..

    bakalım nereye kadar sınırsız göçmen alacaklar?
  • her türlü terörist icin dünya'da en özgür ülke.
    (bkz: muhammet atta)
    (bkz: metin kaplan)
  • almanya'ya tasinacak olsam, yeni tasinmis olsam veya almanya hakkında herhangi bir bilgiye ihtiyacım olsa asla a-m-a asla bu başlık altında bilgi aramaz ve edinmeye calismazdim. mesela yukarıda almanya icin mülteci kampı yazan eleman almanya'da dahi yaşamıyor. ama ne kadar emin bir sekilde yazmış degil mi entry´sini? nasıl ahkam kesmiş ama almanya hakkında hiçbir bilgisi yok. bir digeri bu ülkede yasayanlar yeşillenirsin diyor, bak bu cinsten cok cikiyor ama nasıl bir yönetimi ve denetimi varsa bu platformun, bilgi ya da tanım içermeyen bu entry silinmiyor üstelik üc kisi tarafından favlaniyor.

    sorularınız varsa ya eksi duyuru üzerinden sorarsınız ya da daha önce ilgilendiğiniz konuyla ilgili bilgi amaçlı entry girmiş insanlara mesaj atarsınız. ama mesaj attiginiz insanların cevap vermeme özgürlüğünü de aklınizda bulundurmanız gerekir.

    159 sayfayi filtrelesek kaç sayfa dürüst entry kalır bilmiyorum. bilgi kirliliğinin cok yogun olduğu bir başlık burası.
  • avrupa'nın mülteci kampı falan değildir. "mülteci" dostu ülkesidir.
    yabancılara en çok kucak açan ve en iyi firsatlari sunan ab ülkelerinin başında gelir.

    burada kendinizi nasil tanimladiginiz da çok önemli.
    mesela türkler geldi kendilerine -gurbetçi- dediler önce.
    sonra yıllar içinde almanya'nın ayrılmaz bir parçası oldular, kendilerini kabul ettirdiler. o yüzden her şey size bağlı. kendinizi nasıl gördüğünuze nasıl tanittiginiza. burda şimdi her köşede bir türk mahallesi var. bence çok güzel.
    avrupa'da başka yerde yaşayamam.
hesabın var mı? giriş yap