• iki karakter vardır.
    kameramız karakterlerin ellerine focuslanmıştır.
    kısa bir negatif filmi biri bi ucundan diğeri öteki ucundan olmak üzere tutup çekerler.

    sonuç: tek kare ile kısa film çekilmiş olur.
  • aralık ayında yılbaşı konsepti ile süslenmiş bir alışveriş merkezinde bir iç giyim mağazasının rafında 4 kırmızı don...

    s, m, l, xl bedenlere göre üretilmiş donları satın alan müşterilerin en yaşlısı s, en genci xl bedeni alacaktır.

    film, yılbaşı sabahı giyilen bu donlar çıkartılana kadar geçen zamanda yaşananlar üzerinden bu 4 kadının hayatına bizim için küçük pencereler açar.

    biraz eğlence katmak için; yaşlı kadının donu gasilhanede çıkartılırken en genç olanınki bekaretini kaybetmek üzereyken çıkar (tersi de olabilir).
  • süresi: hemencecik
    türü: gizemli-ürkünç
    konusu: aslında öyle olmayan bazı olaylar öyleymiş gibi algılanmaktadır; fakat aslında öyle değildir.
    oyuncular: unknown artist ve bir takım no-name oğlanlarla kızlar
  • ekranda sayılar cıkar ve 3-2-1 diye geri sayar. sonra yatakta gözlerini acan bir kişi görülür. 2x cekimde yataktan kalkar, elini yüzünü yıkar, kahvaltı denilemeyecek bir şekilde dolaptan bir kaç sey ağzına atar ve evden cıkar. sokakta hızlı bir şekilde işine doğru yürümektedir ve trafik ışıklarında bekler. beklerken kafasını yukarı doğru kaldırır ve gökyüzünü görür(bu anda 2x cekimden normal hızda görüntüye geceriz), 45 saniyelik kırmızı ısık süresince gökyüzündeki bulutlara bakar ve suratında o ana kadar olan duygusuz ifade ufak bir tebessüme dönüşür.

    yayalara yeşil ısık yanar ve tekrar 2x hızda işine yürüdüğünü görürüz. ekran kararır, iş yerindeki haliyle karsılasırız, yüz yine ifadesiz hatta bıkkın ve görüntü yine normale göre hızlı akmaktadır.15 saniyelik iş yeri görüntüsünden sonra aksam eve girişini görürüz, 2x hızda aksam yemeğinden sonra yatağa yatar, rüyasında gökyüzünü görür ve yine ufak bir tebessüm oluşur yüzünde.
  • evden cıkan bir kadın görürüz, kadın bir dükkana girer ve içeçek bir şey ister. içeceğini alır, para üstünü alırken ise 5 kurus yere düşer. ekran bu anda 2'ye bölünür, bir karede yerdeki parayı alır, bir ekrandaki ise almaz. her iki karedeki kadın da dükkandan cıkar fakat bozuk parayı yerden aldıgı görüntü 2 saniye gecikmelidir. (g 1 parayı yerden aldıgı, g 2 almadığı diyelim)
    ekran artık 2 parcadır. g2 köşeyi dönerken biriyle carpısır, g1deki kadın ise işine devam eder. kadının yapacağı ufak tercihler sonucunda ekran 100lerce ufak ve birbirnden farklı görüntü alanına bölünür.

    kısa filmin sonu için 2 secenek var;

    1)kaderci anlayış; her karede farklı bir düğün görüntüsü vardır fakat damat köşe başında carpıstıgıdır.

    2)kaotik anlayıs; her karede hayatının ne kadar farklılastıgına dair bir ufak görüntü vardır.isterseniz yine düğün görüntüsü olsun ama damat farklı olmalıki anlatmak istediğimiz anlasılsın.

    hayata bakıs acınıza göre 2 sondan birini secebilirsiniz.
  • bir adam vardır. hayatı devam ederken bacağı kırılmış bir kedi görür ve bu kediyi eve getirir. besler, iyileştirir, yıkar, ona bakar, iyi davranır. yıllar boyunca büyütür onu, tertemiz bir kedi yapar onu. kedi, aksasa bile yürüyebilmektedir. adam, kedinin canı acımasın diye yürüyebilmesi için ona düzenek bile yapmıştır. bir gün adam ölür ve adam bir sonraki hayatında arabanın üzerinden geçtiği bir kedi olur. bacağı kırılır. kenara yığılmış ölümü bekliyorken bir adam gelir, kendisini eve getirir, besler, iyileştirir, yıkar, bakar, iyi davranır. yıllar boyunca büyütür, tertemiz bir kedi yapar onu. kedi, aksasa bile yürüyebilmektedir. adam, kedinin canı acımasın diye yürüyebilmesi için ona düzenek bile yapmıştır. bir gün adam ölür. kedi gider iddaa oynar. *
  • - dombili varmis, doymayinca entrylerin rakamlarini bile yemis.
  • mesela rambo orda kendi başına bir işle meşgulken albay gelsin,"rambocuğum, bu ülkenin sana ihtiyacı var, hadi savaşa!"desin, rambo "ama albay, ben bıraktım o işleri, 10 senedir tarımla uğraşıyorum, nasıl savaşılacağını bile unuttum, zaten pek sevmem bilirsin" dediğinde albay "hadi canım, bisiklete binmek gibidir bu, hemen hatırlarsın, zaten amerika'nın en süper askeri sensin" falan diye ısrar edip bir şekilde ikna edip savaşa göndersin ve rambo, gerçekten savaşmayı unutmuş olduğu için, anında ölsün.
    senaryonun geri kalanında da albay "keşke çocuğu dinleseydim,
    demek bir bildiği varmış!" diye dövünüp dursun.

    ve yönetmen bu senaryoyu düğünlerde zorla dans ettirilmeye çalışılan tüm gariplere adamış olsun.
  • senaryo yazmayı bilmediğim için aklımdaki kurguladığım hikayeyi yazacak, çekecek hatta oyanayacak benim storyboardlarını oluşturup maddi yardım yapabileceğim arkadaşlar grubu aratmaktadır.

    ilgilenen varsa konuşalım elbette.
hesabın var mı? giriş yap