• amerikan ve ingiliz ingilizcesi arasındaki kelime bazında olan farklılıklara örnek olarak;

    (ingiliz) (amerikan)
    aerial / antenna
    biscuit / cookie
    chemist / pharmacy
    clever / smart
    cutlery / silverware
    holiday / vacation
    jumper / sweater
    mad / crazy
    mark / grade
    pavement / sidewalk
    queue / line
    tin / can

    imla açısından farklılıklar örneğin;

    (ingiliz) (amerikan)
    centre / center
    colour / color
    licence / license
    catalogue / catalog
    realise / realize
    programme / program
    cheque / check
    jewellery / jewelry
    practise / practice
    pyjamas / pajamas
  • bir sözcüğü hecelerine veya oluştuğu sözcüklere bölmede, amerikan ingilizcesi tamamen sesletime dayalı gider, öte yandan ingiliz ingilizcesinde önce sözcüğün kökenine (etimolojisine) bakılır, ardından sesletim önem kazanır.

    bu gerçek hayatta bir işinize yaramaz, hyphenation algoritmaları yazmıyorsanız.
  • birisi birleşik krallik'ta konuşulur, diğeri ise birleşik devletler'de. ikisi arasında ayırım yapabilmek için birkaç anahtar nokta var. bunları şöyle bir inceleyecek olursak:

    - kelimenin sonunda yer alan r harfleri amerikalıların ezici bir çoğunluğu tarafından atlanmadan telaffuz edilir. ancak ingilizler r harfini çoğunlukla atlamayı seçer. (bkz: rotasizm) örnek olarak flavor, father ve warrior kelimelerine bakalım.

    amerikan:fleyvır
    ingiliz: fleyva

    amerikan: fathır
    ingiliz: fatha

    amerikan: woriyır
    ingiliz: woriya

    - genelde kelimenin ortasında yer alan r harfleri de ingilizler tarafından telaffuz edilmez. ancak aynı harfler amerikan aksanında es geçilmeden söylenir. park ve barber kelimelerini ele alalım:

    amerikan: park
    ingiliz: pa'k

    amerikan: barbır
    ingiliz: ba'ba

    - amerikalılar "dance" ve "past" kelimelerindeki a harfini a ve e karisik (a" diye gösterelim) bir biçimde okurken, ingilizler bu kelimelerdeki a harfini direkt a olarak telaffuz eder.

    amerikan: da"ns
    ingiliz: dans

    amerikan: pa"st
    ingiliz: past

    - o harfi de ingiliz ve amerikan aksanını ayırt etmede dinleyiciye cok yardımcı olan bir harftir. "box" ve "john" kelimelerini ele alırsak eğer:

    amerikan: baks
    ingiliz: boks

    amerikan: can
    ingiliz: con

    - şimdi ilk madde ile bir üstteki maddedeyi "honor" kelimesinde birleştirelim:

    amerikan: anır
    ingiliz: ona

    - son olarak da t harfinin kelimenin ortalarında yer aldığı birkaç kelimeye bakalım. hatta yanında bir de iskoç aksanı verelim ki tam olsun. kelimelerimiz şöyle: later - utter - scottish

    amerikan: leydır
    ingiliz: leyta

    amerikan: adır
    ingiliz: ata

    amerikan: sıkadiş
    ingiliz: sıkotiş
    iskoc: sıko'iş

    - ve ilk maddeyle bir üstteki maddeyi birlikte uygulayacağımız better kelimesine bakalım:

    amerikan: bedır
    ingiliz: beta

    genel olarak yukarıda örnek verdiğim kelimelere ve benzer kelimelere dikkat ederek konuşulan ingilizcenin hangi aksana ait olduğu hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. iki aksan arasında daha bir çok farklılık bulmak mümkün, ancak en genel özellikleriyle aklıma gelenleri yukarıda belirtmeye çalıştım.

    not: bu da amerikalıların ingiliz aksanını kaybetmeleri, ya da başka bir deyişle ingilizlerin aksanlarını değiştirme kararı hakkında tarihi bir kaynak okumak isteyenlere gelsin.

    edit: amerikan klavyede yazmıştım, i'leri ı'ları düzelttim daha anlaşılır olsun diye.
  • "are you cola?" ingilizcesinin yerini tutamayacak olanlardır.
  • bazı kelimelerle yanlış anlaşılabilmesi mümkündür. en belirgin örneği (bkz: pants) amerikalılar pantolon olarak kullanırken ingilizler iç çamaşırı olarak kullanırlar.
  • türkler için ingiliz ingilizcesi anlaması çok daha kolaydır.

    amerikan ingilizcesi ise anlaması oldukça zordur.
  • istanbul türkçesi veya ankara türkçesi gibidir. telaffuzdaki güzellik ingiliz ingilizcesindedir. amerkan ingilizcesi kelimeleri yayarak konuşmayı gerektirir. argosu bile farklı vurgulanır.
  • aksan olarak bakarsak bazı ingiliz aksanları tüm aksanlardan güzeldir fikrime göre. ama bir çok ülkenin insanı için zordur, ondan dolayı insanlar genelde amerikan aksan(lar)ı ile konuşmaya çalışır. türkler dahil.

    dilin kendisine bakarsak ingiliz kadar güzel ingilizce konuşan yok arkadaş. entellektüel bir amerikalı ile bırak yazarı, bir stephen fry, bir hugh laurie'nin konuştuğu dili kıyaslayın. şiir gibi konuşuyor hem fry hem laurie. kullandıkları kelime dağarcığı da çok daha geniş. bir amerikalıdan devamlı awesome, great, wonderful, magnificent falan duyarken, ingiliz'den aynı zamanda sık sık spectacular, delightful, fabulous, dandy ve daha bir sürü bir amerikalıdan kolay kolay duyamayacağınız kelime duyuyorsunuz. amerikalı da biliyor tabii o kelimeleri de, kullanmıyorlar.

    ingiliz ingilizce'si daha gösterişlidir, amerikan ingilizcesi daha eğlenceli diye özetler, bitiririm.
hesabın var mı? giriş yap