• şu sıralar en güçlü temsilcisi covid-19 dur.
  • bir salgını anarşizm temsilcisi ilan etmek, bu ideoloji hakkında hiçbir şey bilmiyor olmanın en büyük göstergesidir.
  • apolitik kelimesinin eş anlamlısı.
  • siyasi tartışmalarda "yanlış anlaşılan sözcükler" liginde şampiyonluk kupasını hiç efor harcamadan kapacak olan terimdir.

    1) terör, şiddet, kaos:

    sene 1817, yer massachusetts. bir homo sapiens dünyaya geliyor, büyüyünce de gelecekte pek çok önemli ismi etkileyecek olan önemli bir yazıyı kaleme alıyor. nedir bu yazı? civil disobedience'tır. yazısına en iyi hükümetin en az hükmeden olacağına inandığını söyleyerek başlamış olan thoreau , kendisi bir anarşist olmasa dahi bugün pek çok anarşistin okuyup ilham aldığı bir düşünürdür.

    thoreau'nun en büyük suçu meksika savaşına karşı çıkmak ve abolisyonist olmaktır. abolisyonist hareketi bastırmaya çalışıp, warmongeringi bir yaşam stiline dönüştürenlerin değil de, thoreau'nun yaydığı fikirlerin o dönemde "bir suçlunun fikirleri" kabul edilmesi, bugün amerika birleşik devletleri'ne "dünyanın en büyük teröristi" diyebilecek cesarete sahip olan en popüler ismin bir anarşist olması üzerinde oturup düşünülmesi icap eden iki konu olabilir.

    thoreau anarko-pasifizme etki etmiş olan mühim isimlerden biridir. temel ilkesi şiddet kullanımını reddetmek olan anarko-pasifizm hareketi anarşizmden bağımsız kabul edilemeyeceğine göre, "anarşizm şiddettir." argümanının çapsız bir genellemeden ötede olmadığı anlaşılabilir.

    şiddet kullanan anarşist yok mudur peki? vardır.

    alexander berkman (bkz: alexander berkman/@highpriestess) bunlardan biridir mesela. tabii şiddet kullandığı için "terörist" olarak etiketlenirken, şiddeti ne şartlarda kullandığına bakıp bakmamak sizlere kalmıştır. winchester tüfekler ile grev yapan işçileri öldürten frick bugün bir terörist olarak değil, sanayici veya yatırımcı olarak hatırlanmaktadır.

    görüldüğü üzere, şiddet yalnızca bir otoriteye yönlendirildiğinde terörizmdir. bu etiketlerin kimlere yapıştırılacağı hususunda belirleyici olan temel unsurun şiddetin kendisi olmadığı açıktır.

    2) anarşizm dünyayı toz pembe gördüğünden dolayı ütopiktir.

    mutual aid üzerinden eleştirilen kropotkin'in "insan doğası mutlak iyidir/kötüdür." gibi bir iddiası yoktur. karşılıklı yardımlaşmanın da evrimde mevcut olan bir mekanizma olduğunu söyler ki bu yanlış değildir, yani kropotkin'in fikirleri materyalist fikirlerdir.

    buna ek olarak ütopik olmayan dinler, gelenekler ve hukuk ilkeleri bugün dünyanın her yerinde etkindir. yüzlerce yıldır süregelmiş olan bu doktrinleri kim "insan doğası böyle değil." diyerek tamamen geçersiz kılabilmiştir? kropotkinci kooperasyon, bulutların arasında ahlaki erek aramadığı için mi daha "optimist" olmaktadır?

    anlaşılamayan nokta hükûmetsizliğin kuralsızlığı zorunlu kılmadığıdır. öyle ki, akademide devlet hukukuna alternatifler öneren anarşist hukuk kuramcıları da mevcuttur. zaten "toz pembe" diye eleştirilen hareketin adına da anomos denmez, anarchos denir.

    3) hem sosyalist prensipleri hem anarşizmi savunmak oksimorondur.

    ne zamandan beri?

    kolektivist anarşist var mı? var. bakunin.
    anarko-komünist var mı? var. joseph déjacque.
    bolşeviklere "diktatör" diyebilmiş olan nestor mahno ne? hisse senedi yatırımcısı mı?

    anarşizm kara-sarı bayraktan ibaret değildir. veksilloloji sevdalıları için kırmızısı da vardır, turuncusu da vardır, moru da vardır. kişiselleştirme opsiyonu boldur. *
  • anarşizm, her koşulda her türlü otoriteyi reddetmektir.
    toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlayan sosyal bir terimdir.

    bu hareketler genellikle, merkezi politik yapılar, üretim araçlarının özel mülkiyeti ve ekonomik kurumlar yerine toplumsal ilişkilere dayanan gönüllü etkileşim ve özyönetimi savunur, özgürlük ve otonomi ile karakterize edilen bir toplumu arzular. bu felsefeler, anarşi terimiyle özgür bireylerin gönüllü etkileşimine dayanan bir toplumu, bireylerin ve toplulukların alınan kararlardan etkilendikleri ölçüde söz sahibi olması düşüncesini ifade eder.

    etimolojik açıdan bakacak olursak ‘anarşizm’ kelimesi, yoksunluk bildiren yunanca “an” ön ekiyle; yönetici güç, kral ve yönetim anlamlarına gelen “arkhe” sözcüklerinin birleşiminden oluşmaktadır.

    anarşist felsefe, devletin ortaya çıkmadığı, insanların özgür ve eşitçe yaşadığı bir tür ‘altın çağ’ anlayışına dayanır. bu anlayışa göre tüm sorunların ve mutsuzlukların oluşmasının temelinde devletin varlığı yatar.
    iyimser bir insan doğasından hareket eden anarşizm için insan, doğası gereği özgür, eşit, akıllı ve iyi bir varlıktır. ancak devlet, din, mülkiyet, aile vb. gibi kurumların ortaya çıkardığı iktidar ilişkileri, insanın özgürlüğünü yok etmiş ve onun doğasında var olan iyiliği bozmuştur.

    bireylerin kararları ve davranışları üzerinde baskı yaratan bu otoriteler, tüm kötülüklerin, suçların ve yoksulluğun nedenleridir.

    anarşist düşünce bu varsayımdan hareketle, başta devlet olmak üzere her türlü otorite ve iktidara karşı çıkar. anarşizme göre bu otoriteler ortadan kaldırılmalı ve bireylerarası ilişkilerde özgür iradeye dayanan ilişkiler hâkim olmalıdır.
    insanlar doğaları gereği iyi birer varlık olduğundan, özgür bırakıldıkları takdirde en doğru ve en iyi ilişki biçimlerini ortaya çıkaracaklardır. bu nedenle toplumu düzenleyecek bir devlete ihtiyaç yoktur. bu varsayım, liberalizmin “kendiliğinden doğan düzen” anlayışına benzer; ancak anarşizm bu anlayışı ekonomik alanın dışına taşıyarak siyasal ve toplumsal alana da uygulamıştır.

    özgür bireylerin tamamen kendi özgür iradelerine dayalı olarak kuracakları toplumsal ilişkiler, insanlığı özgür, mutlu ve bağımsız yapacaktır. bu bağlamda anarşizm, yukarıdan aşağıya merkezi bir örgütlenmeyi değil, bireylerin özgür iradesine dayanan bağımsız ve yerel örgütlenme biçimlerini öngörmektedir.

    zorlayıcı kurumlara ve toplumsal bazlı hiyerarşilere karşı olmak anarşizmin asli ilkelerindendir ve ayrıca anarşizm gönüllülüğe dayanan bir toplumun nasıl işleyeceği konusunda olumlu bir görüşü ifade eder. anarşist felsefeler arasında hatrı sayılır bir çeşitlilik vardır. şiddetin anarşizmdeki yeri, ne tür bir ekonomik sistemin olması gerektiği, çevre ve endüstriyalizm hakkında sorular ve diğer hareketlerde anarşistlerin rolleri gibi farklı alanlarda çeşitli görüşler bulunmaktadır. anarşist akımlar bu nedenlerle birbirlerinden çok farklı ve hatta karşı olabilirler. örneğin anarşist komünizmin yanı sıra hristiyan anarşizmi gibi anarşist akımlar da mevcuttur.

    anarşizm, geleneksel siyasete karşıdır; devletsizlik ve şiddetsizlik temel ilkeleridir. klasik anarşizmde parlamento sahte bir kurumdur, halkın iktidarı değildir, bu yüzden oy vermemek gerekir. devlet, doğası gereği kötüdür, kötü olduğu için değil. partiler düzenin elemanlarıdır.

    bireyci anarşizmde devlet yoktur, vergi yoktur, askerlik yoktur, polis yoktur, kanun yoktur, bütün kolektiviteler yoktur ve sonunda toplum yoktur. bu kavramlar warren, spooner, tucker'de belirgindir. anarşistler bolşevik devrimine karşıdır. devletin yok olmasını kabul eder, düzenin sağlanmasını doğal hale bırakır. kendi kendine işleyen bir ahlak düzeni, yasasız ve devletsiz işleyebilir. yerel cemaatler doğrudan dayanışma ile devlet, sermaye ve kiliseye karşı özgürlükleri savunabilir. bu toplumsallıkta sınır tanımama ana ilkedir.

    bir anarşist kol ise şiddeti savunur. eylem ile propagandayı itici güç olarak görür. buna savunmacı şiddet diyen ve suikastlerle düzeni sarsmayı öngören devrimci malatesta, neçayev, bakunin ortaya çıkmıştır. kropotkin evrimci, tolstoy pasifist, gandhi boykotçu, proudhon kooperatifçidir. devletin emilmesini savunanlara göre halk bankaları kurulmalıdır. postyapısalcı anarşistler ise merkezsizliği öne çıkarırlar.
  • anarşizm kavramının içinde taşıdığı tarihsel ve felsefi derinlik ne kadar güçlüyse bütün bunların türkiye de bulduğu karşılık o kadar kof ve yozlaşmış, yozlaştırılmıştır.

    egemen olanın karşısına konumlanmış ne varsa (fikirler, kılık kıyafet tercihleri, dinlenilen müzik, mekan tercihleri vb) anarşist diye içeriklendirildi. felsefi ve ideolojik bir dünya görüşü olan bu kavram, sosyolojik olarak korku ve suçlama aracına dönüştürüldü ülkemizde.

    felsefi, ideolojik ve siyasal doğruluk-dayanıklılık bakımından ise 1871 paris'i kendi yanıtını verdi. tarih karşısında tutunamadı, yenildi...
  • engels vs anarşizm ne tokatlama ama
    anti-otoriterciler, otoriter siyasal devletin, bir çırpıda, hatta onu yaratmış bulunan toplumsal koşullar yokolmazdan önce, ortadan kaldırılmasını istiyorlar. bunlar, toplumsal devrimin ilk işinin otoritenin ortadan kaldırılması olmasını istiyorlar. bu baylar hiçbir devrim görmüşler midir? devrim, elbette ki, en otoriter olan şeydir; bu, nüfusun bir bölümünün kendi iradesini, nüfusun öteki bölümüne tüfeklerle, süngülerle ve toplarla —akla gelebilecek bütün otoriter araçlarla— dayattığı bir eylemdir; ve eğer muzaffer olan taraf yok yere yenik düşmek istemiyorsa, bu egemenliğini, silahlarının gericiler üzerinde yarattığı terör ile sürdürmelidir. paris komünü, silahlı halkın otoritesini burjuvaziye karşı kullanmamış olsaydı, bir gün olsun dayanabilir miydi? tersine, paris komününü bundan yeterince serbest bir biçimde yararlanmamış olmakla suçlamamız gerekmiyor mu? o halde, şu iki şeyden birisi: anti-otoriterciler ya neden sözettiklerini bilmiyorlar, ki bu durumda kafa karışıklığından başka bir şey yaratmış olmuyorlar; ya da bunu biliyorlar, ki bu durumda da proletaryanın hareketine ihanet ediyorlar. her iki durumda da gericiliğe hizmet etmiş oluyorlar." »
  • alelade bir burjuva parlamenter devletin değil, ama sürekli ordusu olmayan, halk düşmanı bir polisi bulunmayan halkın üzerinde yer alan bürokrasisi olmayan bir devletin gereğini savunuyorum. by lenin
  • sözlük karmam anarşiste yükseldiği için, anarşizm hakkında bir entry girmezsem içimde kalırdı.

    anarşi sözcüğüne atfedilen olumsuz anlamları yoğun olmakla birlikte, amaçları devleti ve kurumsal yapısı ile bizzat siyaseti ortadan kaldırmak olduğundan genel olarak 'siyaset dışı' olarak belirtilir. bu anlamda anarşizmin anti-politik olması ne kadar doğru ise, apolitik olduğu da o kadar yanlıştır.

    anarşizm, 19. yy modern sosyalist hareketler ailesinin bir üyesidir; devrimler çağının çocuğudur. bu açıdan bakıldığında anarşizm, doğduğu dünyaya ve onun en belirgin özelliklerine, yaaaani modern devletin ve kapitalizmin gelişimine verilen tepkinin bir ürünüdür.

    "anarşistler, düşünce özgürlüğünün her yerde vaaz edildiği bir yüzyılda, sınırsız özgürlüğü salık vermenin görevleri olduğuna inanan yurttaşlardır." -kropotkin

    (bkz: bakunin)
    (bkz: proudhon)
    (bkz: stirner)
  • "anarşinin gücü, tam da insanların bütün yeteneklerini ve bütün tutkularını anlamasında ve hiçbirini inkar etmemesinde yatar." - pyotr alekseyeviç kropotkin
hesabın var mı? giriş yap