• fenerbahçe sol beki andre santos, 7 milyon karşılığında arsenal'e transfer oldu.

    fenerbahçe sağ beki gökhan gönül, 7 milyon verilmediği için valencia'ya transfer olamadı.

    işte bütün mesele bu...

    türkiye ligi kimsenin umrunda değil. türkiye ligindeki performans kimsenin ilgisini çekmiyor. kıçı kırık hollanda liginin gol kralları transfer rekoru kırıyor, türkiye liginin gol kralı ancak türkiye içine zar zor transfer olabiliyor.

    bizim daha iyi olduğunu, daha iyi performans gösterdiğini düşündüğümüz, alves-maicon-gökhan sıralaması yaptığımız oyuncuya 7 çok görülürken andre santos'a bir kalemde veriliyor. veriliyor çünlü o brezilya milli takımının sol beki. aradaki fark bu.

    brezilya milli takımına seçilmesinin sebebi de fenerbahçe performansı değil, düzenli maç oynaması, maç kondüsyonuna sahip olması yeterli. öyle olmasa geçen sezon türkiye ligine damga vuran alex de souza, bu kadar gözden uzak olmazdı.

    türkiye liginin bir numaralı yorumcusu olarak kabul edilen rıdvan dilmen, ibb performansından sonra; alex barcelona'da oynar, diyor. aynı ibb maçına santos'u izlemek için gelen barcelona scout'ı gökhan gönül sorusuna; fena değildi ama rakip zayıf olduğu için sağlıklı bir değerlendirme zor, diyor.

    12 milyon verilen arda, sakatlıklarla geçirdiği bir sezonun ardından transfer oldu. türkiye ligi performansı dikkate alınsa transfer olamazdı.

    oyuncun transferi, ligimizin halini gösteriyor.
  • çanakkale'de yatılı okuduğum dönem. çocukluktan beri bir futbol yeteneği de var ama kafa da az buz çalışıyor. fen lisesi filan kazanmışım. artık lise son sınıf olmuşum ve gece gündüz öss için çalışıyorum. ama bir yandan da içimde futbol ateşi yanmaya devam ediyor. şansıma benle aynı dalga boyunda bir çok arkadaşım var, çalışmaktan fırsat buldukça tek yaptığım şey hala futbol oynamak.

    bir gün test çözmekten bıkmışız, sınıflararası bir halı saha turnuvası düzenleyelim diyoruz. her sınıf kendi takımını çıkarıyor. bizler de çok iddialıyız, karşı sınıf da. beklendiği gibi finale iki lise son sınıfı kalıyor. inanılmaz maç. öyle böyle değil. bir biz atıyoruz, bir onlar. herkes tüm yeteneklerini gösteriyor filan. ben de kendi çapımda standart oyunumu oynuyorum, klasik commanding midfielder hesabı. neyse, penaltılarla kupayı kaybediyoruz. baya bir üzüntü hali hakim tabii. ama dönüşünde hemen etüt var. vakit kaybetmemek lazım. derken sınıfa girmeden karşı sınıftan arkadaş beni çağırıyor. taşak geçecek pezevenk herhalde diye içimden geçiriyorum. ama meğer çanakkale dardanelspor'dan bir antrenör bizim turnuvamızı izlemiş. benle beraber 3 arkadaşı beğenmiş, antrenmana çıkmaya davet ediyor. o zamanlar da dardanel'in en efsane zamanı, gökhan zan'lar okan koç'lar hasan kabze'ler tam bir futbolcu fabrikası.

    2 dakika düşünüyorum ve öss gazıyla beyni çürümüş her türk gencinin yapacağı gibi gülümseyip biyoloji testime geri dönüyorum. futbolcu olmak hiç aklımdan bile geçmiyor.

    gel zaman git zaman öss'dir üniversite'dir hepsi geçiyor. ama ben hala elin memleketinde okumak derdindeyim. baba parasıyla geçiniyorum. askerliği ne yapacağım, iş hayatım nasıl olacak endişesi had safhada. kız arkadaşımdan ayrılmışım. türlü türlü dertler. bişeyler bişeyler...

    ve sonra benden 2 yaş büyük olan bu futbolcuya, kazandığı paraya ve yanındaki hatuna bakıyorum. ve kendime diyorum ki,

    kafama sıçayım!
  • attığı her golden sonra, muhtemelen bileğinde dövme olarak yazılı olan eşinin veya çocuğunun ismini öpen futbolcu. evet bunun bende farkındayım bittabi. ama adam dudaklarını her bileğine götürdüğünde, şöyle bir yalayıp *caps* şlak */caps* diye bir nah çekicek diye bir beklentim var sözlük. bakalım önümüzdeki günler neleri gösterecek.
  • kendisinin eşi brezilya'da. resim çektirdiği şahıs da ablasıdır. dibi düşen arkadaşlar şansını deneyebilir.

    edit: ben götümden sallamıştım. hakketen ablası mıymış?
    (bkz: insanın kendi söylediği yalana inanması)
  • yaklaşık 20 dakika önce telefonla görüştük. "2010 dünya kupası'nda oynamak istiyorsan, fenerbahçe'de sol bek görevini layıkı ile yerine getirmen gerekiyor. bunu bir düşün." diyerek yol gösterdim kendisine. "sağolasın marcelocuğum, bak bu benim aklıma gelmemişti. akıl akıldan üstündür, uyardığın iyi oldu. artık iyi bir sol bek olmak için var gücümle mücadele edeceğim." dedi.
    inanın şu an, bir garibanın daha hayatını kurtarmanın vermiş olduğu haklı gururunu yaşıyorum.
  • umuyorum ki, dünkü düğünden önce hakkında koşmadığı, belinin dönmediği yönünde yapılan tüm eleştiriler yerini adam haklı beyler'e bırakmıştır.
  • performans düşüşünün sebebini bu sabah itibariyle öğrendim.

    http://kralspor.ensonhaber.com/…lkan_evlendi_33.jpg

    şimdi çok uzaklara gidiyorum.
  • bu işte bir ibnelik yoksa eğer kendisi;

    "abla bi foto çektirebilir miyiz?" demiştir yanındaki bayana.

    duruş, mesafe, eğilme tarzı ve samimiyet eksikliğine dikkat çekmek istiyorum.

    peşin not: kıskandım evet.
hesabın var mı? giriş yap