• öğrencilerine truman show tadında deneyimler yaşatan sıradışı bir bölüm.***
  • ankara'nın bilimum kıyı kenar köşe semtlerine sürgün edilen bölüm. önce keçiören'de bir mahalle arasına gönderildi sonra da gölbaşındaki ıssız kampüse. bundan sonra gönderilecek olası yerler:
    1- bent deresi (bahar şenliklerinde derede rafting yapılabilir)
    2- temelli
    3- polatlı
    4- çorum sungurlu... diye gider bu.
    yüksek lisansa başladığımda ne güzel beşevler kampüsündeydik. sen kalk orasına burasına piercing takmış fular dolamış entel konservatuvar öğrencilerini bile şehir merkezinde tut, ama yiğido coder'ları, celalettin cerrah gibi bıyıkları olan gül yüzlü kızlarımızı sürgüne gönder.
  • bölümü ilk kazandığımda tabiki heycan ve gururdan başka bişey hissetmemiştim, takii bölümün keçiörende olduğunu öğrenene kadar.işin en kasvetli yanı herkesin bahsettiği gibi okulun dağın başında felan olması değil benim için.zaten tahmin edebileceğiniz gibi bölümdeki kız sayısı, bunların giderli olanlarının bölüm erkekleri arasında eşit şekilde bölüştürüldüğünde kişi başına düşen kız sayısı 50 gramı geçmiyecektir.birde değinmeden geçemiycem,genelde ders boşluklarında,öğle aralarında aynı kampusün içinde bulunan gama myo ile ortak kullanımda olan kantine gidilir(çünkü yapılabilecek aktiveteler burdadır(aktivite dediysem masa tenisi ve bilimum kağıt oyunları)),belki burda göreceğiniz adriana lima ve aysun kayacı kılıklı iki kızın pinpon oynaması sizi bir an olsun cezbedebilir taki bunlardan aysun kayacı görünümlü olan "niye şoo tarafa atmıyoon gıı" diyene kadar.ve sizin için okulda sosyal yaşamın olmadığını anlamanın vakti gelmiştir.bundan sonraki tek çare merkez kampus olan tandoğan'a geri dönmektir.bunun içinde ilk girişim olan rektorü twettleme olayına girişilir.an itabari ile eylemin 2. günündeyiz ve rektorün zikinde bile olmadığımız görülmektedir.yine de bi umut ne yaparsın twettlemeye devam.

    tanım : ankara üniversitesinin üvey evladı.

    #ankarabilgisayartandogana
  • ilk 1-2 ay "tandoğandayken diş hekimliğinde tadilat var, yok efendim bi bekleyin alcaz biz sizi" laflarıyla sözde 1 dönemliğine keçiörendeki ek binaya taşınan bölümüm. 2 sene oldu tık yok. insanı başlattığına pişman ettiren, mesleğe küstüren cinsten olaylar yaşattırdılar. şimdi malum sınav dönemi yine başlayacak, insanlar okul araştırmaya başlayacak, iyice araştırmadan pek adım atmanızı önermem. eğitimi az buçuk kaliteli, olanakları sıfır bi okuldan bahsediyoruz sonuçta. perdeler gazeteyle kapatılıyor, çamurlu yollar bitmek bilmiyor, karda allahın dağında arabalarla yollarda kalınıyor, kar tatili akıllardan geçmiyor. rektörün burda kampus olduğunu bile unuttuğunu düşünmeye başladım. zaten olay kar tatili meselesi de değil, okulda asistan yok, labları son sınıf öğrencileri kontrol ediyor. kütüphaneden bozma odada 99 yılının pcnet dergileri var. basit bi öğrenci belgesi almak için tandoğana gitmek zorundasınız ki o da zaten 1 gün sonra veriliyor. dersten fazla zaman otobüslerde geçiyor, herhangi bi sosyal ortam olmadığı için de insanın kanına dokunuyor bu durum. ders dışı hiçbir sosyal faaliyet yok, zaten lise binasında öğretim görüyoruz ve binada bizim bölüm dışında bölüm yok. hayal ettiğiniz üniversite ortamını burada bulmanız mümkün değil yani. oyalamalar oyalamalar, günümüz tipik türkiye örneğine burda kolayca şahit olabilirsiniz.

    haa derseniz ki "yaaa abi ben başkentte okuycam, güzeldir oralar, bak puanı da fena değil, iyi bi şeye benziyo lan bu" yoooo dostum yooo. öyle bi şey yok. ama öğrencilerine değer vermeyen, öğretim görevlilerini tek bir bölüm için taaa keçiörene gönderip onlara saygı göstermeyen bi rektöre tamam diyosanız, kapımız her daim açık.

    sosyal ortamdan bi yardım eli bekler bu öğrenciler.

    (bkz: #ankarabilgisayartandogana)
  • öğrencilere sağlanan en büyük imkan keçiören şelalesidir.
    cisco network laboratuvarı değil içinde adam akıllı çalışan bilgisayar olan bir laboratuvar bulunsa zavallı öğrencileri mutlu etmeye yetecek.

    4 saatlik derse gitmek içi yolda 3 saatimi harcadığım ulaşılması zor mekan.
    kendisine şöyle seslenmek istiyorum ayrıca;

    sende; ben, tandoğan'a giden bir 422'nin sergüzeştini,
    sende uzaklığı,
    sende, ben, imkansızlığı seviyorum.
    fakat asla ümitsizliği değil
  • 2020 yılı itibariyle görevli 10 öğretim üyesinden sadece 3'ünün gerçekten bilgisayar mühendisi olduğu bölüm. bir elektronik, bir kontrol, bir matematik, iki fizik, bir inşaat, bir endüstri, bir enformatik lisans mezunu ile kadro doldurulmuş. doktoraları bile bilgisayar mühendisliği olmayanlar çoğunlukta. bir de üstüne türkçe lisans programı ve ingilizce lisans programı olarak iki programda eğitim veriliyor. peki nasıl veriliyor bunca ders? diğer üniversitelerden ek görevlendirmeyle ki bazıları derse gelmez sizi ayağına çağırır. ankara üniversitesi öğrencisiyim derken kendinizi yıldırım beyazıt üniversitesinde derse yetişmeye çalışırken bulursunuz.

    edit: bu bölümde şu an açık olan program sayısı beş iken dörde düşürülmüş. bölümde kayıtlı öğrenci sayısı üniversitenin diğer 5 fakültesinde kayıtlı öğrenci sayısından fazla. bir de akpli rektörün kendi başına yürüttüğü azerbaycan ile ortak lisans programı açma projesi var. ortak lisans programları dünya üniversite sıralamalarında ek puan getirmesi nedeniyle çok önem veriyormuş.
  • ankara üniversitesi'nin gariban bölümü. tandoğan yerleşkesinden keçiören'e taşınarak öğrencilerine tecrit hayatı yaşatılan eğitim yuvası. kendi bölümleri dışından insan yüzü göremez olan adeta sürgün yılları yaşayan mükemmel öğrencilerin bulunduğu bataklık.

    haklarını aramak için sosyal medyayı kullanmaya karar vermişler. (bkz: #ankarabilgisayartandogana)
  • ben okurken tandoğandaki haliyle bile yeterince iğrenç bir bölümdü. başta fena değildi aslında; altıncı kattaki konservatuarda okuyan fantastik hatunlar, çılgın aryalar eşliğinde ders işlemek, ders aralarında sekizinci kattaki kantine çıkıp hazırlıkta okuyan çıtırları kesmek gibi şeyler kampüse oldukça uzak bir yerde bir binaya tıkılmış olmamız gerçeğini unutturabiliyordu. sonraları önce konservatuar başka bir yere taşındı, sonra hazırlıklar gitti, hatta sanırım kantin de kapandı ve o iğrenç bina devlet dairesinden farksız bir yer oldu. keçiörendeki halini tahayyül bile edemiyorum.
  • resmi olarak artık gölbaşı 50. yıl yerleşkesinde olan bölümüm.link
  • burada okuyan var mı acaba mesaj atabilir mi ?
hesabın var mı? giriş yap