• sokrates'in karısı adlı kitapta sokratesin erkek öğrencileriyle ilişkisi olduğu ima edilir.
  • platon, sölen isimli kitabinda soylu olan askin bir erkegin bi erkege duydugu ask oldugunu,kadin erkek arasindaki askin ise adi ve sadece üreme amacli oldugunu uzun uzun anlatir.kitap is bankasi yayinlarindan cikmistir,aliniz okuyunuz.
  • antik yunanda kadın aşağılık bir yaratık olarak görülür, hatta kadının insan olup olmadığı tartışılırdı. genç erkeklerler ile yaşlı erkekler ilişkiye girer, genç erkekler yaşlı partnerlerine haz, yaşlılar ise gençlere entellektüel bilgi sağlarlardı. bir kadına aşık olmak en büyük suçlardan biri sayılır, normal kadınlarla sadece üremek için aşk yapılırdı, ancak bir fahişeyle aşk yapmak serbestti.
    zaten o zamanlar fahişeler de üçe ayrılırdı.
    a) bugünkü sokak fahişelerine benzer adi fahişeler,
    b) bir efendisi olan köle fahişeler,
    c) krallara ve din adamlarına hizmet eden rütbeli fahişeler.
    kısaca antik yunan neredeyse tümden eşcinseldi, bu onların kültürüydü. bu nasıl olur, adamların içgüdüleri yok mu diyorsanız freud da herkes biseksüel doğar, kültür bizi (çoğumuzu) hetero olmaya iter der (gerçi bu doğruluğu şaibeli bir tezdir), demek ki adamların kültürü de onları gay olmaya itmiş...
  • erkekler arasında cinsel ilişki, zannedildiği gibi anal penetrasyon şeklinde değil, çoğunlukla intercrural seks, yani iki erkeğin yüzleri birbirine dönük olarak durduğu ve birinin penisini diğerinin kasıkları arasına soktuğu/sürttürdüğü ilişki şeklinde gerçekleşmiştir.

    http://www.laits.utexas.edu/…/images/0102280012.jpg

    kaynak: http://plato.stanford.edu/entries/homosexuality/
  • antikitede m.ö. 6. yüzyıla tarihlenmiş eserlerle birlikte bazı eşcinsellik figürleri görüyoruz. bunların büyük bir kısmı yukarıda bir yazarın da belirttiği üzere anal ilişki değil. sanatsal olarak ifade edilen biçimi genellikle oral seks üzerinden kurgulanıyor.

    tarihsel kişilerin neredeyse tamamına eşcinsellik çeşitli yazılı kaynaklarda atfedilmiştir: platon, büyük iskender, solon, hipokrat... şaşırtıcı olansa yazılı kaynaklarda bu kişileri övmek için eşcinselliklerinin vurgulanıyor olmasıdır. eşcinsellik antikite anakarasında ve ege sahillerinde suç olmayı geçin, ayıp ya da eleştirilebilecek bir şey değil. ama bu söylediğim elbette yüksek kültür düzeyi ve şehrin önde gelenleri için geçerli. basitleştirecek olursak, halk arasında da eşcinsellik görülüyor olsa da, düşük toplumsal katmanlar tepki gösteriyor.

    özellikle girit ve sparta siteleri eşcinselliği açık biçimde yasalaştırmış ve heteroseksüel ilişki ile eşitlemiştir. yalnız belgelerde şöyle bir gariplik var. antikitede genç oğlanlarla, travestilerle ya da erkek fahişelerle olan herkes bir kadınla evli. evlilik kadınlarla yapılıyor ve erkekler ikincil ve kamuya açık ilişki olarak görülüyor. kadınlarla olan ilişkiler mahrem sayılırken, eşcinsellik kamusal bir hâl alıyor.

    bunun dışında yunanlar için tanrıların da eşcinsel maceraları olduğu biliniyor. çeşitli mitlerde zeus da dahil olmak üzere pek çok tanrının çeşitli anlatıları mevcut. burada ilişkilerin içeriği de tarihsel olarak biliniyor. eşcinsellik dediğimiz şey temel olarak oğlancılık. küçük erkek çocuklarla birlikte olunuyor ve küçük olan her zaman pasif rolü oynamak zorunda. belirli bir yaştan sonra ise pasiflikten çıkıp gerçek bir erkek olarak toplumda yer ediniyor ve bir kadınla evleniyor. eğer genç çocuk aktif rol oynarsa, o zaman toplumsal olarak ciddi tepkiler oluşuyor.

    yalnız aynı toplumda bir yaştan sonra erkek fahişelik de hoş görülmüyor. bazı kayıtlarda çocukluktan çıkan erkek fahişelerin vatandaşlıktan atıldığı görülüyor. bunun nedeni ise vücudunu sınırları aşarak satan birisi, siteyi de herhangi bir şey için satabilir, olarak açıklanıyor.
  • antik yunan'da cinsellik ve eşcinsellik kültürü

    antik yunan medeniyeti dendiği zaman akla doğal olarak felsefe geliyor. düşünce dünyasının temellerini atmış olmasının yanında, bu medeniyetin incelemeye değer kültürel pratikleri de var. bunların başında da cinsellik geliyor. antik yunan medeniyetinin cinsellik algısı ve kültürü hayli ilginç pratikler barındırıyor. bugünün dünyasından bakıldığında garip gelen çoğu şeyin o dönemde normal kabul edildiğini görüyoruz.

    not: bundan sonra anlatacaklarım arasında iğrenç şeyler de var. ne yazık ki antik yunan’da pedofili normalmiş ve görüleceği üzere hatırı sayılı bir yer tutuyormuş. önceden belirtmiş olayım.

    antik yunan’da eşcinselliğin çok normal, hatta çoğu zaman bir gurur vesikası olduğu görülüyor. en sık rastlanan ve adına şölenler düzenlenen, tüm yunan medeniyetinin açık açık göstermekte beis görmediği bir ilişki çeşidi mevcut: yaşlı erkek – genç oğlan. yetişkin erkekler arasındaki ilişki ayıplanıyordu. “saygn oğlancılıktan aşağı görülen eşcinselliğe ne zaman geçilir? hemen hemen tüm metinler, bütün meselenin kıl olduğunu söylüyor” (b.a.v.c: 55) eşcinsel ilişkinin aristokrat çevrede hayli yaygın olduğu görülmektedir ve o dönemin politika, sanat ve felsefe dünyasındaki isimlerin hemen hepsinde eşcinsel ilişki tecrübesi bulunmaktaydı. öyle ki “girit ve ısparta başta olmak üzere, bazı yunan kentleri de eşcinselliği resmen kabul edilen birer kurum olarak benimsemişlerdi.” (b.a.v.c.: 45) büyük iskender’den solon’a kadar herkese eşcinsellik atfedilmiştir ve işin ilginç yanı bunların doğru ya da yanlış olması değil birer övgü vesikası olarak ortaya konmasıdır. yani antik yunan’da aristokratik çevrede eşcinsel ilişki bir utançtan ziyade gösterilmesi gereken bir şey olarak görülüyordu. beğenilmeyen bir delikanlının babasının şanına ve şerefine layık olamadığı kabul edilirdi.

    cinsel ilişkide rollerin de büyük bir önemi vardı. yetişkin adamın aktif, çocuğun ise pasif rolde olması beklenirdi. bir yurttaşın yurttaş olmayan biriyle yaşadığı ilişkide pasif durumda olması bir hakaret sayılırdı. yunan kanı taşıyanın mutlaka aktif rolde olması beklenirdi. homoseksüel ilişkinin teşvik edildiği de görülmektedir. bunun birinci nedeni bu ilişki türünün en üst sınıflara özgü olmasıdır. ikincisi ise bu ilişki türünün evliliklerin yerine geçmemesi, onu temelinden sarsmamasıdır. (f.t. : 14)
    antik yunan’da fahişelik müessesesi de hatırı sayılı bir yere sahipti. öyle ki genelevler devlete önemli bir gelir kaynağı sunuyordu. antik yunan’da fuhuş artık evlilikleri yıkacak raddeye geldiğinde solon bu duruma son vermek bir dizi kanunlar çıkarmış. öncelikle genelevleri işletmeye açmış ve fahişelerin özel bir kıyafet giyip normal yurttaşlardan ayrılmasını şart koşmuş, yine fark edilmeleri için saçlarını sarıya boyatmalarını zorunlu kılmıştır. solon bu yenilikler sayesinde “devletin kurtarıcısı” “kötülükleri ve kargaşayı önleyen” bir adam olarak görülmüş. (f.t :14) solon’un kurtarıcı olarak görülmesinin nedeni antik yunan’da aldatmaların evlilikleri bozacak raddeye gelmesidir. bu durum o kadar büyümüş ve milli sorun hâline gelmiş ki atina edebiyatında erkeklere yalvaran şiirler yazılmaya başlanmış:

    “korkunç bir şey bu evet korkunç
    çekilmez bir bela bu kentte yaptıkları
    bu genç adamların.
    pek çok dilber kız var genelevlerde
    bir erkeğin dilediğince gönül eğlendirebileceği
    seçilmek üzere dizilmişler sıraya
    düşlerinde en ufak bir sıkıntıya yer yok
    bir merdivene gereksinimleri yok tırmanmak için
    ne de pencerelerine gizlice bakmaya
    özgür erkeklerin evlerinin” (f.t : 13)

    genelev sahipleri bir izin belgesi alıyor, kazancın bir kısmını devlete vergi olarak veriyor ve atina bu paralarla silah satın alıp gemi yapabiliyordu. öyle bir sektör hâline geldi ki savaş esirleri, mahkûmlar veya denizcilerin başka ülkelerden getirdikleri köleler akın akın atina’ya getiriliyor, genelevlerde çalıştırılıyordu. genelevler limanlarım ve kumarhanelerin yakına kuruluyordu. cinsel isteği fahişelerle gidermenin sınıfsal bir faydası da vardı. zaten bu yüzden aşırı bir talep vardı. bir erkek fahişe ile ilişkiye girdiğinde mirasın bölünmesi tehlikesi ortadan kalkıyordu. bu nedenle, özellikle aristokratik sınıflar bu eşcinselliği olduğu gibi fahişelerle ilişkiyi de teşvik ediyordu.

    eşcinsellik, oğlancılık, fuhuş ve “namusu kirletme” antik yunan medeniyetinde “devlet düzenini bozacak” kadar ileri gitmiş, o kadar ki devlet adamları buna karşı kanunlar koymak zorunda kalmıştır. oğlancılığın belli bir geleneği vardır, çocuk kıllanmaya başladığında bu artık saygınlık değil aşağılayıcı bir şeydir. şölenler bu tip eşcinsel ilişkiler için bir teşvik unsuru olarak görülmektedir. bu şölenlerde yaşlı erkekler çocuklara yanaşıp onları “baştan çıkarmaktadır.” atina başta olmak üzere yunan polisleri askeri bir yapıya sahiptir. ordunun beslenmesi, devlete gelir sağlaması ve en önemlisi artık çığırından çıkan “iffetsizliğe” çare olması açısından genelevler devlet kurumu olarak kabul edilmiştir. eşlerini aldatan erkeklerin sayısı o kadar fazladır ki bir beka sorunu hâline gelmiştir. bunun yanında eşcinsel ve fahişelerle yapılan ilişki teşvik edilmiştir. çünkü bunlar mirasın bölünmesine neden olmamaktadır.

    bütün bunların yanında, günümüze benzer bir şekilde zina ayıplanmaktadır. aristokratik çevrede yaygın olan eşcinsellik bir gurur vesikası iken fuhuş sapkınlık olarak ele alınmaktadır. ama elbette bunun bir karşılığı yoktur. görüldüğü üzere yunan medeniyeti tarih kitaplarında anlatıldığı gibi pirüpak değildir. bugün en medeniyetten yoksun yerlerde görülen cinsel ilişki türlerinin medeniyetin başladığı yerde olması da tarihin bir cilvesi olsa gerek.

    faydalandığım kaynaklar:
    batıda cinsellik ve aşk – georges duby
    fahişeliğin tarihi – jess wells.
    not: alıntı yaptığım yerlerin sonuna parantezle kaynak gösterdim. kitapların baş harfini yazdım sadece. (b.a.v.c = batı’da aşk ve cinsellik, f.t = fahişeliğin tarihi)
  • baya baya anal da yapılıyordu yalnız asillerin pasif olması kabul edilebilir bir durum değildi, cezası da ağırdı.
    bize barbar diyen medenilerin, ganimet olarak aldıkları ilk şeyler, kadın ve seks kölesi olarak kullanmak için el kadar çocuklardı.
hesabın var mı? giriş yap