• dunyanin cogu ulkesinde farz, hernedense ulkemizde sunnet olan davranistir. derhal duzeltilmesi gerekmektedir.
  • genellikle ebeveynlerin çocuklarına uyguladıkları bir eylemdir. çocukların her daim kıpır kıpır oldukları göz önünde bulundurulduğunda gayet de mantıklı bir uygulamadır.
  • genellikle kemeri takan oldugu kadar, ondeki oturanlari da kurtarabilecek bir davranistir. bircok arabanin on koltuklari carpma aninda arkadan yuklenen yolcu tarafindan kirilmakta, ondeki yolcuyu ya da soforu sikistirmaktadir.
  • yurdumun delikanli erkekleri arasinda muhallebi cocugu olarak gorulen bu sorumlu vatandaslar her hangi agir bir kaza halinde yine ayni delikanli erkeklerin evlerine gidip ailelerine bas sagligi dileyecek olanlardir..

    m.k.ataturk
  • ben araba sürmeyi babamdan öğrendim arkadaş. babam öğretmen, hatta muallim biraz. ilk arabasını 40 yaşında, ehliyeti de arabayı aldıktan 25 gün sonra aldı. o yirmibeş gün de çok neşeliydi bak, her neyse...

    bu babanın evladında da, 14 yaşından itibaren "baba be arabayı otoparktan ben çıkaram mı?", "baba, vitesi geçireyim mi?", "yol boş be baba bana kullandırtsana" reaksiyonları oluşmadı, güdük kaldı.

    gel gör ki bir biçimde kredi ve yurtlar kurumu'ndan gelen üç aylık bursu başak sürücü kursunda değerlendirdiğmde, yaş ondokuzdu. ve ehliyet cebimde, ilk aile ocağına dönüşte babamın arabasına yönelik bazı taleplerim olacaktı şüphesiz...

    - eee, peder bey..aldık ehliyeti, ben bu akşam arabayla çıkarım artık.
    - yok oğlum süremezsin sen...
    - nası ya, geçtim işte sınavı..
    - yok oğlum süremezsin sen..
    - baba, istanbul'da kullandım mis gibi..
    - yok oğlum, süremezsin sen...
    -allah allah, eninde sonunda sürmeyecek miyim ya bunu?
    - lan ne dışarı çıkması zaten senede iki gün geliyosun, yüzünü görelim biraz...

    konulu aile içi bienalin üzerine anne ve baba ile ilk araba turu yapılması kararı alınır.
    baba ön koltuğa biner ve hala muallimdir.

    - şimdii, şo yukarıda duran büyük çemberin adı direksiyon. direksiyonu gitmek istediğin yöne çevirmek suretiyle otomobilimizi....
    - baba, biliyom ben...
    - tamam o zaman. vites var bir de onu da biliyor mus..
    - baba lütfen yaaa...

    yola çıkılır, 40 km/s'in üzerine çıkılmamasının ötesinde yoldan geçen her arabada teyakkuza geçilir, her ışıklar da olağanüstü hal ilan edilir. fedakar anne, bu işin böyle gitmeyeceğini anlar, devreye girer, babanın ön koltukta gerilimi artırdığını belirterek kendisi öne geçer.

    babanın arkaya geçmesi harbiden havadaki elektriği dağıtmışken, aynadan baba ile göz göze gelinir...

    - aaa, peder bey ne yapıyon sen ya?
    - ben kemer şettireyim derken, ehe ehe..
    - yok anne, adamcağız korkuyor harbiden..allah allah, hadi dönelim eve madem...

    devamı için,
    (bkz: rrr monaco grand prix'inde)
  • her zaman için uygulamaya çalıştığım hareket..

    yok birde bunun şöyle bir durumu var; ön koltukta emniyet kemeri olmayan taksiler misal.. binersin taksiye.. emniyet kemeri aranırsın.. şoför bombayı patlatır: "ne gerek var yeeenim emniyet kemerine.. güven bana" haydaaa...
    bazılarında ise direk sökülmustur emniyet kemeri girişi.. böyledir..
  • korkuyla falan alakasi olmayan, guvenlik acisindan yapilmasi gereken harekettir. sofore guvenmemekle de alakasi yoktur, akilli ve mantikli insanlarin yapmasi gerekir.
hesabın var mı? giriş yap