• arkadaş dediğiniz birini * * tek celsede hayatınızdan çıkarmak. ayrıca, gözümde büyüttüğüm kadar zor olmadığı tarafıma özel dersle izah edilen iğrençlik.

    kusmaya gidiyorum paylaştılarımızı. ama giden göz yaşı. o da geçer elbet üç vakte. ne kalır geriye. yapayalnız bir dilsuhte.
  • bayram şekeri olarak yanına erase and rewind yakışacak birilerini kendi hayatindan cikarmaya calismak eylemi.
  • insanın kafası her zaman olumlu olmaz,normal zamanlarda kaldırdığınız fakat sinirli,kederli olduğunda cekilmeyen şakaları uyarılarınıza rağmen devam ettiriyor,size destek değil köstek oluryorsa zaten o arkadaşlık bitmiş oluyor.bu sinirle - belki istem dışı olarak - arkadaşınıza bir küfür etme durumu doğabilir ve bu karşı taraftan hoş karşılanmaz,tepki alırsanız,yani arkadaşım diye bellediğiniz adam durumu pişkinliğe vurup daha da üstünüze gelirse durup birkaç sn. düşünürsünüz:"lan bu nası arkadaş?fln kişi bunun hakkında böyle demişti doğruymuş demek.flm da demişti la.." gibi fikirler kafanızın içinde dolaşmaya başlar.içinde bulunduğunuz durumun etkisiyle önceden sahip olduğunuz sinir kat sayısı katlanarak artar ve artık patlama noktasına gelirsiniz.belki o sinirle 10 yıllık arkadaşınız zannettiğiniz kişinin boğazına bile sarılabilirsiniz.zaten o andan sonra kafanızdan o adamla ilgili tüm olumlu düşünceler silinmiş,kalbinizin dost hanesinde bir boşluk açılmıştır.hayatımızda save dosyası * veya geri dönüşüm kutusu olmadığı için o zaat-ı muhterem artık 3. tekil şahıs olmuştur.
  • beyhude bir çabadır.

    silmeye kalksan da silinmez, kara bir leke olarak kalır ömrünce; bakar durursun doyasıya, kalbindeki lekeye...* *
  • önce "kolay"ın tanımının yapılmasını şart kılan hede. önce bir bakılmalı bakalım neler olmuş neler yaşanmış kim ne kadar acı çekmiş, ne kadar çaba sarfetmiş, ne kadar uğraşmış, ne için uğraşmış, kim ne kadar dil dökmüş, kim ne kadar dua etmiş, kim -karşısındakinin bile haberdar olmadığı, tek birisini bile, bir an bile aklına dahi getiremediği- işler etmiş "o"nun arkasından, "o"nun mutluluğu için ve sonra düşünülmesi gerekir kim 5 (yazıyla:beş) gün içerisinde bunca acının üstüne mutluluk inşası fikrine kapılmış, kim kendisine adeta yalvaran "arkadaşını" hiçe sayarak onulmayacak hevesler peşine koşmuş gitmiş. ve en sonunda düşünülmesi gereken acaba kim acaba hangi satırları ne kadar acı içerisinde kıvranarak yazmakta, kim hala ne kadar acı çekmekte kim hala dualarını -kimlerin özürlerini, nedametini esirgediği gibi- esirgememektedir. ve bir dahi düşünülmesi gereken bir şey varsa bu entry ne kadar da iğrenç bir entrydir. kusulması* gereken bir şey varsa budur. buyrulsun, buradan yakılsındır.

    (bkz: arkadaş)
  • yaptığnız şeyin doğru olduğna inanıyorsanız cep telefonunundan numarasını silmek kadar kolaydır. önce kafanızda bitirirsiniz sonra kalbinizden çıkartırsınız. zamanla bi bakmışsınız; sadece yolda veya aynı ortamda karşılaşınca zoraki bi şekilde "merhaba" dediğniz iki insana dönüşüvermişsiniz.
  • önce eklemek ve daha sonra bir sebepten hayal kırıklığına uğramaktan geçen sanal bir eylemdir kendileri. ekle/kaldır ekolünden bir uygulamadır. sanaldan reele de taşınmıştır. çok çabuk samimi olunup çok muhabbetten mütevellit tez ayrılık aşamasına geçilir, vakit kaybetmeden. eskiden insanlar -tüketim toplumu olmamışken- söküklerini dikip, çoraplarını yamarken, kredi kartı ile alışverişe koşmazlarken dostluk, arkadaşlık gibi soyut şeyleri de aynen elle tutulabilen eşyalarını korudukları gibi koruyorlardı. bir yerden ipin ucu kaçtıysa kelebek etkisiyle bu kaçışın alanı gittikçe büyür, sınırlar genişler eskiyen eşyanızı değiştirdiğiniz gibi çevrenizdeki insanları da kolaylıkla değiştirebilirsiniz fikri de normalleşir. kadim dostluk kavramını maziye gömersiniz. hiç kimse zorunlu istikamet değildir, siz de onlar için. yanınızda olmak isteyenler zaten sizinle yürümeye gönüllüdürler, diğerleri sadece alış-veriş için yanınızda bir süreliğine konaklamışlardır. samimiyetle arkadaşlık ya da alternatifi olarak bi'nevi ticaret. sen benim sırtımı kaşı, ben seninkini mantığı. hayatlara ne bu kadar destursuzca hızla girilmeli en de böyle erkence vedalar yaşanmalıdır bana göre. yeni tanışmanın heyecanı ile hale etkisi ile görmediğimiz şeyler çok muhabbetle rahatsız eder hale geldi mi göreceğiniz şeyleri en baştan tahlil edip sonradan üzülmemek en iyisi ama tecrübe etmek diye de bir şey var. herkes hak ettiğini, görebildiği kadar yaşıyor.
hesabın var mı? giriş yap