• osmanlılar'da düğün veya gerdek için alınan bir vergi.
    timar sahibinin kendi topra­ğındaki reayadan talep ettiği gerdek hakkıdır.
    feodal karakterli bu vergi, osmanlılar'a muhtemelen fethettikleri ül­kelerin carî örf ve kanunlarından geç­miştir.
    k:dia
  • (bkz: resm-i arus)

    evlilik vergisi. bekar olanlar ise resm-i mücerred öder. bir başka deyişle medeni durumunuz değişse de vergiden kaçış yoktur.
  • osmanlı imparatorluğu'nda " gerdek gecesi " için alınan vergi.

    arûs, gelin demektir. yani gelin vergisi de diyebiliriz buna. osmanlı kayıtlarında resm-i arûs, gerdek resmi gibi ifadelerle de tanımlanmıştır.

    şimdi diyeceksiniz ki;

    " passenger28 dikkat çeksin diye buna gerdek vergisi diyor. bu aslında bildiğin düğün vergisi! "

    hayır hocam. osmanlılarda zaten nikah vergisi bulunmaktaydı. nikahı kıyan ve resmî belgeye işleyen kadılar, o an vergiyi de tahsil ederlerdi.

    arûs resmi ise tamamen feodal mantıkla alınan bir vergidir.
    çünkü bu vergiyi alan devletin kendisi değil timar sahibi olan kişi idi.(bkz: timarlı sipahiler)

    yani bu kişi, " bu topraklar benim hakkım. o sebeple bu topraklarda gerdeğe girecek kişi bana gerdek hakkı vermelidir! " demekteydi. bu vergi osmanlı'nın ilk dönemlerinde yoktur. osmanlı bunu fethettiği avrupa topraklarından öğrenip uygulamıştır. orta çağ feodal avrupasında " ilk gece hakkı " denilen " formariagge " adlı verginin osmanlı'daki hâlidir arûs resmi.

    verginin miktarı da kanunnâmelerde şu şekilde belirtilmiştir:

    müslüman bakire kız için: altmış akçe

    dul kadın için: otuz akçe

    gayr-i müslim bakire kız için: 45 akçe

    gayr-i müslim dul kadın için: 20 akçe

    bu vergiler sancaktan sancağa ufak farklılıklar göstermekle birlikte başka faktörlerde de vergi miktarı artmış yahut azalmıştır.

    meselâ;

    hâtunun babası zengin ise 100 akçeye kadar çıkan bu vergi, kızın ailesi çok yoksul ise göstermelik bir iki akçeye kadar düşmekteydi.

    fatih kanunnâmesi'nden şöyle bir alıntı:

    " ... ve gerdek değerü âlâsı altmış, evsât'ül - hâl olursa kırk yâhut otuz, fakir olsa yiğirmi yâhut on akçe alına... "

    ( evsât'ül hâl, orta halli demektir. )

    tabii yukarıda devletin aldığı vergi değildir dedim ama eğer evlenecek hâtunun babası sipahi yahut beylerbeyi vs. ise bu vergi doğrudan devlet hazinesine aktarılmıştır.

    3 kasım 1839'da ilan edilen gülhane hatt-ı hümâyunu nâm-ı diğer tanzimat fermanı ile birlikte bu vergi kaldırılmış, kadıların nikâh için aldıkları vergi " izinnâme harcı " ismiyle varlığına devam etmiştir.
  • şeb-i arus diyen mevlana da bunn orpheus'u, şairi desene, farkında olmasa da.

    o değil de samanlıkta halvet olmak double keyifli olmuş olur o zaman. hem yasak, hem bedava.
  • asıl sorulması gereken, eğer köylü bu vergiyi ödeyemezse tımar sahibine ne veriyordu?

    ve neden evlilik vergisi ile gerdek vergisi diye iki farklı vergi vardı? neden ikisinin toplamı evlilik vergisi olarak tek seferde alınmıyordu.

    bu gibi soruların yanıtını bulduğumuzda anadolu'daki türklerin neden henüz merkezileşememiş ve feodalleşememiş safevi türk devletine kaçtıklarını da daha iyi anlayabiliriz.
hesabın var mı? giriş yap