• bir barış pirhasan şiiri;

    aşkın

    yaşayamadığım birşeysin sen, elinden tutup sokağa çıkamadığım
    kış günü bir avuç kar süremediğim yüzüne
    otlar ve çiğ damlalarıla sevişemediğim
    kımıldatmayan bir bakış, bir söz
    tam söylenecekken açıp kapıyı
    karanlık ağzımı ışıklandıran, yakan foyoğrafları
    gümüş laleden masamda, birden leylak..
    dirhemleyen sevincimi ışıktan tartacında
    can alıp veren, su verip gönül yağmalayan
    kurnaz bakkal, hırkama göz diken

    yaşayamadığım birşeysin sen, kokular dağıtıp
    kendine yeni adlar yakıştıran
    beynimde civa damlacığı, şehvetin sinir telleriyle
    dokuyan kazaklarımı, göz çukurlarımı aşkın
    tılsımlı gövdesiyle ovan
    yastıkta bir yumak saç
    boynu kıvrılıp ölmüş güvercin, dokunamadığım
    şeylersin sen, bitiremediğim...
  • bir erkek ismi.
  • içkin'e karşıt, bilincin ve bilmenin ötesinde yatanı belirten bir terim. bu terim, insan bilgisinin aşkın dünyanın, "kendinde-şeyler" dünyasının içine işleyemeyeceğini düşünen kant felsefesinde çok büyük bir önem taşır. kant'a göre, insan davranışları aşkın standartların (özgür irade, ölümsüz ruh, tanrı) buyrultusu altındadır.
  • felsefede ing. transcendent'ın karşılığı olarak kullanılıyor. aşkınsal (ing. transcendental) ile ayrımı ve birbirlerinin yerine kullanılmamaları gerektiği üzerine (bkz: transcendental/@in memory of botvinnik)
  • insan bilgisini aşan zeminin dışında aslında insan doğasına içselleştirilmiş olanın aslında mevcut halidir;tam tersi olan da yani aşkın olan da içkin hale getirtilebilir. misal üzerinden gidersek faydalı olur. fuerbach insana ait sıfatların en iyilerinin toplandığını ve tanrı olan aşkının yaratıldığını ifade eder. aşkın yaratılır ve o aşkın olduğu için sadece belirli kişiler, kilise ona ulaşabilir. kısacası erk yaratılmıştır. bu örnekte içsel olanın aşkın boyuta sıçratıldığı gözlenir. diğeri için en iyi örnek milletin iradesi kavramıdır. son derece içselleştirilmiştir. o kadar ki görmediğim tanımadığım onca insanla yek vücut hissedebilir ve o insanlarla beraber oy kullanarak temsili bir millet iradesi yaratırım yani meclis. fakat gel gör ki bu zatların yemek yediği yerde yiyemem, bindiği arabalar hayalimdir, diğer bir deyişle tüm gündeliğim farklıdır. yani bana aşkındır, halbuki beni temsil eder. modern öncesi iktidar erk için otorite olmayı ve hiyerarşiye ihtiyaç duyardı. modern iktidar ise hiyerarşi olmasına rağmen ilüzyon yaratmak zorunda.
  • aşkın kavramı felsefede kullanılan, tasavvufta kulanılmayan bir kavramdır. lakin tasavvufta tanzih ve teşbih görüşünün temel taşı esma düzeyinde hakk’ı işarettir. esma ise şahıs düzeyinde mümkinata aşkın hakk’ı imlerler. bu sebepten dolayı aşkın kavramının mantıksal olarak tasavvufi düzeyde ele alınması ve irdelenmesi gerekir.

    aşkınlık, kuşatmak, içine almak anlamlarına gelen ihata etmeden kinaye mutlak üstünlük ve yücelik anlamında hakkteâla’nın şahsı için kullanılabilinir. hakk’ın el aliyy ismi bu kavramın anlam içeriğini karşılar.

    hakk taâla âlemlere içkin öz mahiyetinde âlemlerde hazır ve âlemler üzerinde kudret açılımı olan melâikeleri (kuvvetleri) ile sıfat, esma ve ayet tavırlarında bulunması doğrultusunda, âlemlerdeki suretlerde değil âlemlerdeki fiillerde müşahede edilir. bu müşahedede hakk aşkın varlık olarak müşahede edilmiş olunur.

    suretlerde biri birilerine aşkınlık belki estetik niceliğine göre değişebilen bir durum olabilir. lakin bir varlığın diğer varlara aşkın oluşu varlardan dışsal olarak ayrı oluşu ile varlara üstün gelen varlık oluşu ile değildir. bu dahi üstünlük düzeyinde bir aşkınlık durumu olabilir. ama böylesi bir aşkınlık niceliksel bir aşkınlık durumudur, niteliksel değil. varların bir birlerine üstünlük düzeyinde aşkın oluşu biri birilerine göre tekil ve tikel niceliklerine göre değil bütünün sonucu olarak bütününde bir dışlaşma farkındalığı yaratması iledir.

    niteliksel aşkınlık varlara içkin, varlar üzerinde, varların fiillerinde kudret sıfatı gereği kudret açılımı ile fiilde bulunmak durumudur. böylesi bir aşkınlık durumunda gözlemlenen, varlar ve fiilleri değil varlara içkin durumu ile gizil olan, varlarda iradesi ve varlıksal tavırlarını ilahlık düzeyinde fiilde gösteren mutlak varlık olarak hakk teâla’nın kendisidir.

    bu anlatır olduğum aşkınlık özün, özü olduğu varlara, varlar üzerinde kudret açılımı doğrultusunda varlıksal tavırları ile aşkın oluşuyla hem varlara öz olması doğrultusunda sureten hem de varlara varlıksal tavırları ile varlıklarına anlam katan aşkınlıkta bulunarak varlık vermesi ile töz olunması aşkınsallığıdır.

    bu durumda hakk taâla için her şeyin özü olması doğrultusunda sureten ve manen varlık verişi ile her şeyin var oluşu sonucunda, her şeyin tözü olarak mutlak aşkın varlık oluşundan bahsediyoruzdur.

    gözlem düzeyinde (müşahede demek daha doğru olabilir) aşkınlık fiilde belirdiği için, aşkın varlığı gözlemlemek varların bütünsel ilişkilerindeki fiillerde gerçekleşebilir. tabii olarak bu da böylesi anlatır olduğum hakk taâla’nın varlığına iman etme ile mümkündür.

    https://www.bilinmek.com/…age.php?page=sozluk&id=61
  • ismim bu olacakmış benim de annem istememis şimdi aşkım maşkım derler ben dayananam demiş:)) sonra da ılgın olsun demiş babam. öyle böyle derken, abimin ismine de çok yakın bir isim buluvermişler. nereden mi aklıma geldi akşam aksam;

    geçen çok tatlı mı tatlı bir hanımefendiyle tanıştım; isminin aşkın olduğunu söyleyince daha bir gözlerimin içi güldü daha bir mutlu oldum. gerçekten de bu isme sahip kadınlar çok neşe dolu ve inanılmaz pozitif oluyorlar. yüksek bir aura ve kibarlıkta olmazsa olmazı..

    güzel bi isim oluşuna %200 verdim gitti*
  • (bkz: transandantal)
  • benim sevgili edebiyat arkadaşım...
  • "transandantal, transcendens: idealist baylar, hepimiz adına eşyanın ötesine yaptıkları seyahatlerde gördüklerinin akılla kavranmaz olduğu gerçeğini -ne yazık ki yine akıl sınırları içinde- bizlere iletmek için bu kof aleti -söz-cüğü değil söz-ceğizi- defaatle kullanlar."
hesabın var mı? giriş yap