• (1996) - atilla abi artık siz de yavaş yavaş cd oyunu satmayı düşünmüyor musunuz?
    - henüz erken, daha en az 10 yıl var cdromların yaygınlaşmasına.
  • yanılmıyorsam 94 yılında söylediği "büyük yatırım yaptık, ingiltere ile 14400 modem bağlantısı kurduk, akşam orada çıkan oyun ertesi gün kırılmış halde bizde oluyor" repliği gelecek nesillere ders olarak okutulması gereken vecizelerindendir.
  • yahu atilla peken ve ailesinin enfes kişiliği ile ne alakası var bilemiyorum ama yazmadan geçemedim.

    dükkanı henüz halitağa caddesindeki pasajda kaim iken bir gün kasette bir oyun almak üzere olsa gerek, biraz da yeni yeni bastıran soğuklardan kaçmak üzere bahane namına mıdır bilinmez bir ziyarette bulunmaya karar verdik. akşam geç saatlerdi, ağabeyim gil galad hatırlayacaktır o yıl 2 dönem boyunca eve yürüyerek dönmüştük (malmışız be abim, dolmuş diye bir şey varmış), okul çıkışı yol üstünde görüp kendimi atmalık, elektrik sobasına götü dönmelik göründü sanırım atilla ağabeyin dükkanı.

    üniforması içerisinde pilli bebek gibi iki insan, büyümüş de küçülmüş de denebilir, oyun listesini, oyun listesinin arasından atilla ağabeyi inceliyorduk. ileride elmas ile kesilerek tüm utilitilerini çalacak (üstelik gizli bir hazneye zulaladığı halde) hırsızın gireceği camekana yakın duran 56 ekran siemens televizyonda (ki bir dönem bizim evde de vardı, türkiyeye ilk gelen renkli televizyonlardandı) solitaire oynuyordu atilla ağabey. halitağa pasajı ise serez çarşısı gibi elini yüzüne kapamış ağlayacak vicdan içerikli bir çarşı değildi, o sırada olsa olsa taşşaklarını karıştırıyordu.

    pasaj da kapandı kapanacak, oyun mu seçiyorum inanınız ki emin değilim bana bunu yapmayın, atilla ağabey, ben, abim ve de merdiven altına denk gelen depoda homurdana homurdana, zincirini şaklata şuklata dönenen pofu sanki zamanı dondurmuş kendi resmimize bakıyorduk (şimdi bu sahne aklıma geldiğinde neden bilmem cohen biraderlerin son filminin son sahnesi aklıma geliyor. öylesine bir dinginlik canlandırınız aklınızda)

    derken ne oldu bilmem camekanın önünde, orta parmağına teneke halkasını geçirdiği tepsiden sirkülasyonunu yaptığı çay bardaklarını ve azınlık statüsündeki oraletleri şangırdatarak geçen, pasajın çay işlerine bakan sorumlu müdüreaanımı geçerken gördüm. oyununa fizik problemi muamelesi yapmasıyla tanıdığımız kaşı çatık, alnı semih saygıner damarlı atilla ağabey o an, ne olduysa artık bilemiyorum etmeyin böyle bana, şöyle bir doğruldu, camekanın önünden geçmekte olan çaycı kadın ile göz temasına geçti. bu temas ile çaycı kadının olduğu yerde handiyse zınk olarak kağıda dökülebilecek bir ses çıkararak durduğunu gördüm.

    buraları montajdan geçiriyorum

    yakın plan
    gözler-

    yakın plan
    çay-

    orta plan
    kadın-

    süper empoze geçişli
    atilla ağabey-

    dplit screende
    ben- abim-

    off-screen ses desteği ile
    zincirini şaklatmayı kesen pofu

    erol atar objektifine poz verircesine durduk, kaldık. derken atilla ağabey nazarının seviyesini bir level yukarı itti (ekstrem zuum in), çaycı kadın şöyle bir kontrapposto ile belini diskten kaydırarak gülümsedi. ve en orgazm öncesi hissiyatıyla dedi ki:

    - yaaani atillla aaaabi öyle bi baktın kiiiiiyyy, vermeden geçemedim.

    seri bir hareketle atilla ağabeyin yanına bir tek şekerli çay koydu (guy ritchie cutları ile görün bu anı). atilla ağabeyin şekeri bardağa attığında )ki sanki bir start tabancası idi) bir yüz metre yarışına başlamış gibi sesler ve herşey alabildiğine hızlanarak eski haline döndü. pofu pofurdadı, atilla ağabey devam eden 20 dakikaya yayarak çayını şıkır şıkır karıştırıp, fışır fışır içti, tıkır tıkır dizdi kartlarını.

    ve ancak bu büyülü hadisenin üzerinden 90 dakika geçtikten sonra, yani sakız ağacı durağının önünden geçerken, neden bilemiyorum bilmemek ayıp mı?, ağabeyim bana

    "lan karı atilla ağabey vermeden geçemedim dedi ahahahha" diyerek hadiseyi özetledi, mizahi anlamda bir kontekste oturttu. ben güldüm, ağabeyim güldü. lakin ben anlamadan güldüm. kadının atilla ağabeye vermeden geçmemesinin mizahi öğesini anlamam için orta 3 e geçeceğim yazı beklemem, verme kavramını tamamen hazmetmem gerekecekti.
  • - evet frontier var ama pc versiyonu sadece almanca var
    - tamam abi sorun değil almancam var benim.
    - ama bu teknik almancadır, anlamazsan sonra gelip paranı geri isteme.
    - ?????
  • "yakında north and south ataricilere gelebilir" demesi de (jetonla strateji oynama fikri) endüstrinin geleceği ile ilgili uzun süre kabuslar görmemize neden olmuştur.
  • bir dönem kendisine dadanan telefon sapıklarına "utility satmıyoruz evladım" daki ifadesizliğiyle "anana sor evladım" demiştir bol bol.
    telefon işletme tarihinde ki en güzel işletme yine kendisine yapılmıştır

    - atilla bey ben de bvi 1541 drive var
    - evet?
    - e şimdi bunun bi çıkışı var...
    - evet
    - bu çıkış sizin götünüze olur mu onu merak ediyorum?
    - anana sor evladım..."
  • vefat etmiş. ekşi sözlük sayesinde gıyabında tanıyıp farkında olmadan sevdiğimiz biriydi. toprağı bol olsun.

    hakkında kaan ertem'in sözleri:
    "değerli karikatürist abimiz atilla peken vefat etmiş.(kendisi aynı zamanda 1963'lerde aziz azmet ve murat ses'in ilk grupları olan "meteorlar" grubunun gitaristi ve iyi de bir kadıköylü idi) mizah dünyasının başı sağolsun."
  • -atilla abi, disket lazim abi en kalitelisinden.
    -devrim su yeni gelenlerden bi kutu cikarsana.
    -abi ilk kez goruyorum,yeni bi marka mi bu supreme?
    -olur mu canim,kac senedir bunlari kullaniyoruz biz,milleti de dolandiriyolar, verbatim,maxell diye,bu onlarin hepsinden daha kaliteli.
    -abi ama verbatimler teflon kaplama oluyo, zor bozu...
    -teflon meflon yalan onlar,kandirmislar seni!
    -oldu abi.
    (bkz: peken bilgisayar)
  • (disk copy plus hata verir)
    devrim - bu diskettt bozukkk. (her zamanki tepki)
    ben - atilla abi ya, norton disk doctor kullansanıza, çok işe yarayan bir programdır. çoğu disketin %95'ini kurtarır.
    a.p. - benim anlayışıma göre bad sector veren diskin gideceği tek yer çöp tenekesidir...
  • -tracker ile müzik yapıyorum ben(yıl 1994)
    -tracker ile müzik yapılmaz
    -neden abi çok güzel oluyo, işimi görüyo
    -benim görmez...
    -neden abi?
    -sonsuz track olacak...
    -sende ne var?
    -sonix..
    -haaa...peki
    -senden alabilr miyiz abi o programı?)kıllığına sorulmuştur)
    -(ve mükemmel cümle)ütiliti satmıyoruz evladım..."
hesabın var mı? giriş yap