• "avni arbaş'ı yitirdik"… bilinmiyor değildi, beklenmedik hiç değil… ama yine de kötü haberin geldiği an içime yerleşen o "ah!"

    o "ah"ın içinde neler yok ki… otuz yılı aşkın bir dostluk… yaratma sürecinde yüreğiyle evreni kucaklayan bir insanın çalışmasına tanık olmak… büyük ressam olabilmekle, insanı insan yapan değerlerin onda örtüştüğünü görmek…

    avni arbaş: resim ustası, çizgi, desen ustası, renklerin ustası, ışığın ve gölgenin ustası… ama en çok, en çok yüreğinin ustası…

    öyle olmasa, onun portrelerine bakınca resmettiği insanın görüntüsünden çok gizli kişiliğini; "manzara"larda bir coğrafyadan çok bir tarihi ya da zamanı; "kuvayi milliye atları"na bakınca kurtuluş savaşı'nın destanını ve duygusunu; "balıkçılar"ına bakarken, balıkçıdan çok emeği; çocuk portrelerine bakınca coşkuyu, "çiçek"lerine bakınca umudu görebilir miydik…

    yüreğinden ve düşüncelerinden damıttıklarıyla sürdürdü resim yapmayı ve yaşamayı. daha güzel, daha mutlu, daha insancıl, daha eşitlikçi, daha özgür, daha umutlu ve daha uyumlu bir dünya için…

    onunla otuz beş yıl önce yaptığım ilk röportajda şöyle demişti:

    "paris'e ilk gittiğimde, en büyük akıllılığım, belli bir ekole bağlanmamak oldu. şu ya da bu ekole, şu ya da bu akıma bağlanmak, doğaya karşı gelmek gibi olurdu. ve kişiliğim buna elverişli değildi. çünkü akımların tümü elmanın yarısıysa, diğer yarısı benim kişiliğim ve içimdeki birikimdir."

    bunu gerçekleştirebilmesi için ressamın mesleğine sonsuz bir aşkla, tutkuyla, saygıyla bağlanması gerektir.

    avni arbaş sonsuz bir aşkla, tutkuyla, saygıyla ve sevgiyle bağlandı, hem resme, hem yaşama…

    anısı, ustalığı, inançları, düşünceleri, duyarlılığı önünde saygıyla eğiliyorum…

    17 ekim 2003
    zeynep oral
  • bugün 15. ölüm yıl dönümü olan ressam.
  • yaşar kemal'in (bkz: üç anadolu efsanesi) adlı kitabındaki kapak resmindeki atresmini çizen ressam.
  • babası albay mehmet nuri bey iyi bir pedagog ve aynı zamanda iyi bir ressamdı. kuvâ-yı milliye süvarisi olan babasının etkisiyle atlara büyük bir sevgi, başkomutan mustafa kemal atatürk'e ise derin bir saygı besledi.

    henüz 10 yaşında kaybettiği babasının ona anlattığı sırları sayesinde nazım hikmet'i anlayacak ve yakın dostluk kuracak hümanizm yönü gelişti.

    ~30 yılık paris yaşantısından sonra memlekete döndüğünde kendisine sorulan "nasıl bir türkiye ile karşılaştınız ?" sorusuna "hayal kırıklığı! çok kirlenmiş insanlarla karşılaştım. ‘para’ tüm değerlerin önüne geçmiş. türkiye’yi atatürk kurdu, uğur mumcu gibiler savundu. ama 1980 sonrası bu değerlerden maalesef uzaklaşıldı. ikinci bir kurtuluş savaşı içindeyiz ve maalesef bu sefer düşmanımız içeriden. dahili düşman harici düşmandan çok daha tehlikelidir. atatürk portrelerini yinelemem, ressam olarak tek silahım fırçamla kurtarıcımızı anımsatmak içindir." cevabını verdi.

    “avni, bu resimler hakkında her yerde şöyle diyor: 'ben belli bir atı ya da kuvâ-yi milliyeci atatürk’ü değil, duygularımdaki, içimdekileri yapıyorum. temalarım giderek bir simgeye dönüşüyor.' mustafa kemal’in zaten kendisi ve adı bir simge değil mi? (edgü, 2001, s.194) ferit edgü’nün retorik sorusunun cevabı açıktır: atatürk, devrimin ve cumhuriyet’in simgesine dönüşmektedir."
    (çalışkan, serkan. “türk resim sanatında savaş resimleri ve bayrak imgesi ilişkisi”. ulakbilge, 63 (2021 ağustos): s. 1097–1107.)

    atlı mustafa kemal, 1988.

    kuvâ-yi milliye atlısı, 1976.

    mustafa kemal ve kuvâ-yi milliye, 1995.

    "bu atlar avni’nin atları
    kuvâ-yi milliye atları
    kara yamçı altında ak sağrı dolgun
    titrer burun kanatları,
    bu atlar avni’nin atları.

    kuvâ-yi milliye gelecek yine,
    şahin atlar aşarak yeli
    çiğneyecek gavuru da, anzavur’u da.
    kuvâ-yi milliye gelecek yine
    hem bu sefer ayyıldızlı bayrağı da ışık içinde

    bu atlar avni’nin atları
    kuvâ-yi milliye atları
    titrer burun kanatları

    bana avni’nin atlarına
    binmek nasip olmasa gerek
    ama memet binecek
    gelecek düşmanla topuz topuza!
    gülüm, kuvâ-yi milliye atları
    gözüm, kuvâ-yi milliye atları,
    memleketi satanları bağlasınlar,
    kuyruğunuza..."
    -nazım hikmet ran
  • hıfzı topuz'un kitabını yeni bitirdim, ne olursa olsun hep sanata ve aşka sarılmış, etkileyici. sanat iyileştirir hep inanırım, aşk da öyleymiş meğer.
hesabın var mı? giriş yap