ayaktakımı
-
(bkz: ayak takimi)
-
(bkz: lümpen)
-
-
türkiye'deki taraftar kültürü üzerine yapılmış bir belgesel. galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş, sarıyer spor kulübü, ankaragücü, gençlerbirliği, karşıyaka spor kulübü, göztepe ve amedspor ile ilgili kısımlar (bazı takımların tribün çekimleri, bazıları taraftar röportajı) içeriyor.
-
nişanyan'a göre lümpen almanca lumpe (ur, yumru, hımbıl kimse) sözcüğünden türetilmiş. ilk yaygın kullanımı lümpen proletarya ise karl marx'a nasip olmuş. lumpenproletariat marx'a göre proletaryanın alt sınıfı, işe yaramaz berduşlar, ayaktakımı demekmiş. (bkz: lümpen/@ibisile)
"hala oradasınız ha! olamaz, inanılacak gibi değil!
yok olun haydi! aydınlıklar çağındayız!
bu şeytansı ayaktakımının kuralları taktığı yok!
usumuz yerinde hepimizin, yine de tegel'de
ruhlar görüyoruz." (bkz: proktophantasmist/@ibisile)
"gereksiz işleri devam ettirme içgüdüsünün esasen ayaktakımı korkusu olduğuna inanıyorum." george orwell - paris ve londra'da beş parasız
"bu "a.cık" sözcüğü "pis" laflardan biriydi ve kuşkusuz iyi yetişmiş bir çocuğun hiçbir zaman karşılaşmadığı sözcük dağarcığının ayaktakımı arasında yer alıyordu; kısa ve kaba olan bu sözcükte, ilkel hayvanların korkunç yalınlığı vardı." jean-paul sartre - les mots
"mobile vulgus ifadesinin argo bir kısaltması olan mob sözcüğünün ingiltere'de ayaktakımını dile getirmek için kullanılmasının üzerinden henüz elli yıl geçmişti. bu sözcük bir yerden bir yere hareket etme, dolayısıyla değişiklik anlamına geliyordu ve değişiklik de bir çeşit kötülüktü." john fowles - a maggot
(ilk giri tarihi: 19.4.2018)
(bkz: ayak takımı/@ibisile)
(bkz: lümpen)
(bkz: ayaktakımı arasında) -
bende bizim organizasyon grubundan bahsediyorsunuz zannetmiştim
-
bir toplumda genellikle aşağı görülen, toplumsal durumu, bilgi ve görgüsü aşağı olan kimselerin tümüne verilen ad.
"en büyük günah neydi şimdiye kadar? 'burada gülenlerin vay haline!' diyenin sözleri değil miydi?
kendisi bulamamış mıydı yeryüzünde gülmek için bir sebep? iyi arayamamıştı o halde. bir çocuk bile bulur burada gülmek için bir sebep.
o kişi- yeterince sevmiyordu: yoksa bizi de severdi, biz gülenleri! ama nefret ediyordu bizden ve alay ediyordu bizimle, ulumak ve diş bilemekti bize vaat ettiği.
sevmeyince hemen lanetlemek mi gerekir? bu-kötü bir beğeni gibi geliyor bana. işte böyle yaptı ama o dediği dedik kişi. ayaktakımından geliyordu o.
o yeterince sevmiyordu sadece: yoksa sevilmemesine daha az öfkelenirdi. sevgi değildir, bütün büyük şeylerin arzuladığı: - daha fazlasını ister onlar.
kaçın böyle dediği dediklerden! zavallı, hasta bir türdür bu: bir ayaktakımı türüdür! fena görürler bunlar yaşamı, kem gökle bakarlar bu yeryüzüne.
kaçın böyle dediği dediklerden! ağır ayakları ve bunalmış yürekleri vardır onların- dans etmesini bilmezler. yeryüzü nasıl hafif gelebilir mi böyle kişilere? "
böyle söyledi zerdüşt
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap