• super ultra komik filmleri vardir, lakin komedi amaciyla degil degil seks filmi olmasi amaciyla yapilanlardir bunlar. birgun bir nukleer patlama olur ve dunyadaki erkeklerin 1 i haric hicbirininki kalkmaz. aydemir akbas ertesi gun bir ofis acar ve ofisin disarisinda uzunca bir kuyruk olusur. olaylar daha da fazla pek gelismez. edit:(bkz: erkek kazım) - bu filmin restorasyonlu halini arıyoruz.
  • eski seks filmlerinden birinin final sahnesine çok güldüğüm insan.

    filmin sonunda baş sevişgen kadın oyuncu çıplak olarak kameraya domalır ve poposunun birinde s diğerinde n yazdığı görülür.
  • "çaktırmadan faşist miyiz?"
    sorusuna soyle cevap vermis kolpacino filminin unutulmaz oyuncusu. severim.

    - ben asker faşisti, sivil faşiste tercih ederim. apolet kendini inkar edemez ama sivil faşist kendini inkar eder çünkü üniforması yoktur. askeri faşizm gidicidir, sivil kalıcıdır.
  • beren saat ve kıvanç tatlıtuğ'un dizide sevişirken yastık kullanmasıyla ilgili yorumu kahkaha atmamıza sebep olan oyuncu.

    kendisine soru soranlara, `niyetin kötüyse yastık değil, beton koysan yine nafile` demiştir.

    ne diyelim, tecrübe farklı bir şey işte.
  • eşi bulunmaz eküri. ne zaman ki ibrahim tatlıses bir filminde sevgili bulur ve o bayanla buluşur, o zaman aydemir akbaşın filmdeki görevi sevgililerin yanindaki ucuncu kisi olmaktır. misal ibo ve sevgilisi sahilde yürür, aydemir abi arkalarından. ibo boğazda yürür aydemir arabadadır... bi gün olsun "yau ibo yıllardır peşinde helak oldum, bi manita yap da neşemizi bulalım" dememiştir.
  • fizik olarak benzeştiğimi kabul ettiğim insan, ekol.. sözlükten hatun kaldırmak aksiyonundan uzaklaştığım entrylerden...
  • mayosunu çıkarmadan kadınları orgazma ulaştıran yetenek...
  • başrol oynadıgı cinsel fantezi agırlıklı filmlerde gereksiz yere komik olmaya çalışan bu nedenlede masturbasyon sırasındaki er kişinin konsantresinin bozulmasına neden olan, cıvık birey.

    "bi oynatma götünü başını be kardeşim"
  • kendisinin en son bi hatunun kukusundaki killarlla "nalan beni seviyor sevmiyooor seviyooor sevmiyyorr" yaptigi bir kaydini gormu$ ,gulerken kafami nereye vuracagimi bilememi$imdir..daha guseli hatunun ay seviyooo iste gel artik $eklinde davetkar olmasidir..
  • osman cavcı'nın, hakkında yazdığı yazıyı aşağıya yapıştırıyorum.

    --- spoiler ---

    aydemir akbaş donunu bana verecek!

    yıl 1990, antakya’dayız. hanımın çiftliği. aydemir akbaş ile aynı odadayız. adamın seks komedi filmlerini izlemişim. vay be. bu da mı gelecekti başımıza. aydemir abi çıplak yatıyor. odada bildiğimiz daltaşak dolaşıyor. aslında başlangıçta kırmızı, rengi solmuş bir donu vardı. o donu 75’lerdeki seks komedi filmlerinden biliyorum. hep o don. yıllarca giymiş, hala giyiyor o tarihte. sonra kirlendi mi ne olduysa çamaşır yıkamamak için donsuz dolaşmaya başladı. filmlerde donunu çıkarmazdı. ha bir de çoraplarını. ama şimdi onlar da yok. utanmıyor, çekinmiyor. yaşça çok gencim. matrak adam. ne olur ne olmaz, sıcakta yorgana sarılıp yatıyorum.

    aydemir abi ciddi adamdır, az güler, neredeyse hiç konuşmaz. mimikler yapar ya da ayıp el hareketleri. “aydemir abi bu gece içmeyeceğim” dedim, başparmağını işaret ve orta parmağının arasından çıkardı.

    aslında galatasaray mezunu. fransızca biliyor ama sokak adamlığını seviyor. ha bu arada hasta galatasaraylı. maç izlerken deliriyor. çok küfür ediyor. aydemir abi’den tek şikâyetim çıplaklığı değil. beni devamlı ayakçı kullanması. “lan osman, bana git bi paket sigara al gel, hadi aslanım.” haydi gidersin. bir kere itiraz ettim, “kalbimi kırdın osman” dedi.

    senaryo yazar, ne yazdığını bilmem, merak etmedim. fena senarist değildir. elinde kâğıt kalem, yatağa uzanıp yazıyor. çok eski filmlerine baktığımızda lütfi akad‘ın “vesikalı yârim“ filminde bile oynamış.

    “atla gel şaban” filminin senaristi ama o filmi kendine çekse aynı şey olmaz. aydemir akbaş filmlerinin isimleri komiktir ama kendileri o kadar iyi değildir. ucuz yapımlar. çünkü o dönem parası az olan, papirüs’e bile giremeyecek kadar parasız yapımcılar ile çalışıyor. afişleri komiktir.

    birkaç seks filmine de tapmıyor değilim. “erkek kazım”. aslında senaryo jerry lewis filminden alıntı. dünyada bir kimyasal patlama oluyor ve hiç erkek kalmıyor. bir erkek var, o da erkek kazım, yani aydemir akbaş. patlıcan, hıyar karaborsa; aydemir tek erkek, bütün kadınlar peşinde. şöyle replikler hatırlıyorum.

    kadınlar bağırıyor: “erkek kazım, erkek kazım, erkek kazım.”
    aydemir horoz gibi dönüyor: “söyleyin kadınlar, ne lazım?”
    gülerim, komiktir. son dönem yaşlılıkta da dolapdereli sabri abi tiplemesi başarılı. ama biz aydemir akbaş’ın avamlığına güldük hep. hep avamlığın peşinde koştu. ibo filmleri de öyle. biz zaten o yüzden sevdik onu.

    “türk erkeklerine sevişmeyi öğretmiş.” peki, kadınlara ne öğretti?

    bir zamanlar filmlerden çok para kazandığında nükhet duru’ya âşık. ama çok. her gece çalıştığı kulübe gidip nükhet duru’yu seyrediyor. en ön masada. tıpkı filmlerdeki gibi bir şişe de viski masada. hatta sahneye her gece çiçek de yolluyor. büyük aşk bu. nükhet duru farkında, seyirci de. kazandığı bütün paraları bu kulüpte yiyor.

    çiçek bar’da dönen dedikoduya göre; “nükhet duru ve aydemir akbaş, izmir’e film çekmeye giderlerken araba viraja girince nükhet duru, aydemir akbaş’a biraz yanaşmak zorunda kalıyor. tek temas bu.” vallahi dedikodu. ona nükhet duru ile ilgili soru sorduğumda cevap vermiyor. tespih sallayarak volta atmaya başlıyor.

    bu onunla ilk tanışmam değil. yeşilçam sokağına yeni takılmaya başladığımda onu görürdüm. kahveye girmez, tam karşıdaki dubarın önünde dikilir tespih sallardı. karşısına geçip gülerdim, o hiç gülmezdi. hiç gülmemesine daha çok gülerdim. sonra peşimden kahveye girdi, telefonumu istedi. bir film yapacakmış. “seyyar kamil”. ucuz bir iş.

    başka bir filmdeyiz, o sırada bende bir vosvos vardı. sete o arabayla giderdim. aydemir akbaş’ı her gün teşvikiye yokuşundaki evinden alırdım, beraber giderdik. yolda devamlı küfür ederdi. ben gülerdim. ”yavaş ulan be ib..!” veya “yine 10 liralık benzin mi aldın, lan bir günde depoyu doldur, yolda kalırsak görürsün ananın …..!” şeklinde. çok eğlenirdik.

    benden başka kimseyle kalmıyor, memnun. e tabi ayakçılık yapıyorum ya. ona göre sessizmişim, horlamıyormuşum. “valla osman ruh gibi, hiç duymuyorum” derdi ama o devamlı osuruyor. hem de sesli. zarrrrrrttt! bir sabah sese uyandım. “ne oluyor, suriye mi saldırıyor?” dedim. “korkma lan osman, osurdum” dedi.

    ben penthouse erotik dergiler okuyorum. istedi, ver bakayım dedi. verdim. “toz ol, 1 saat gelme odaya” dedi. bunları sabah anlatıyorum kahvaltıda, ünal küpeli ağlayarak gülüyor. aydemir abi de “niye bu tarz dergiler okuyorsun lan” diye bana takılıyor. “ingilizcemi geliştirmek için” diye esprili cevap vermeye çalışıyorum. aydemir abi anında espri patlatıyor: “bu dergiden öğrendiğin ingilizceyle kimseyle konuşma, dayak yersin.”

    züğürt ağa filminden tanıdığımız, “karı isterem” dede var, o da dizide oynuyor. dindar biri. aydemir akbaş’ın namını duymuş, bana “bu adam cenabet” diyor. münir özkul kavuğunu ferhan şensoy’a verdi ya. aydemir akbaş da donunu bana verecek umuduyla şakirtlik yapmışlığım vardır.

    https://www.otekisinema.com/…s-donunu-bana-verecek/
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap