• tek kusuru üzerindeki baskıyı kaldıramamasıdır (ki yerinde kim olsa ezilir). onun dışında ne hakla eleştirildiğini anlamıyorum ben bu adamın. futbol açısından doğru bildiklerini, skor ne olursa olsun, sahaya yansıtmaya çalışıyor. ki haklıdır da. gole sevinmiyor, yenilen gole üzülmüyormuş. adam topun kaleye girip girmemesiyle, çalımın atılıp atılmamasıyla felan ilgilenmiyor. adam pozisyonun iyi geliştirilmesine, yerinde çalım atılıp yerinde pas verilmesine bakıyor. ki gerisi laf-ı güzaftır günümüz futbolunda. bir adama neden golü kaçırdın diyemezsiniz. pozisyona girip girmemesine, sahada durduğu yere bakarsınız antrenör olarak. bu adam da bunu yapıyor. skor aşkına takımlarını destekler gibi role bürünen taraftarlara inat, prensip ve sistem açısından güncel futbolun emrettiği ilkeleri yerleştirmeye çalışıyor fenerbahçe'ye. son dünya kupasını birazcık kritirk ve analitik gözle izleyen, maçlara sadece gol açısından değil pozisyon alma ve topu kullanma çerçevesinden bakan izleyiciler bunu anlayabilir.

    not: galatasaraylıyım. ve en büyük dileğim, fenerbahçe taraftarı arasındaki cahil kesimin aykut'u kovdurmayı başarmasıdır. çünkü 3 sene sonra görevinin başında olursa bu adam ortalığın amına kor. evet.
  • her zaman sabırla koruğun helva olmayacağının başka bir kanıtıdır.

    bir diğer örneği için (bkz: frank rijkaard)
  • sadece kazanırken değil kaybederken de rakibe saygı göstermek gerektiğini bilmeyen, ali şen'in kendisini gönderme kararının haklılığını 15 yıl sonra gözler önüne seren kişi.

    trabzon aynı trabzon, şenol güneş aynı şenol güneş. tek değişen aykut kocaman'ın pozisyonu.

    şampiyon olurken "trabzonsporlu arkadaşlarım adına üzüldüm"
    nal toplarken "trabzon lehine hakem hatalarına dikkat edelim"

    değdi mi onca yıldır insanların sıraladığı methiyeleri ayaklar altına almaya?

    ali nazik - ağam, kusura bakma kendimi kurtarmam lazımdı...
    muhsin bey - kurtardın mı bari?

    (bkz: muhsin bey)
  • sayesinde bizden bi sikim olamayacağını gördük. taraftar hemen sonuç istiyor ve eminim ki başkan da taraftara istediğini verecek, politika... 20 senedir devam eden karaktersiz, günü kurtarmaya dayalı futbola devam edeceğiz, elde ne varsa onunla kısa vadeli işler yapmayı bilen hocalarla, hiç bir zaman da futbol oynadık lan biz diyemeyeceğiz, sistem mistem olmayacak, buna eminim artık. sözlükte bile bu isteniyorsa, söyleyecek bir şey yok.

    milne zamanında beşiktaş'ı gördük, herifler futbol oynuyordu, takımdılar. hagi'nin oynadığı dönemdeki galatasaray'ı gördük, şiir gibi top oynuyorlardı, takımdılar. bu sistemler öyle sihirli değnekle oturtulmadı, 3 ayda takım olmadılar, sanırım kimse hatırlamıyor. ama biz, çok büyük takımız ya, her sene zaten avrupa da kupamız var, biz dayanamayız yarım sezon kötü olmaya.iyi hoca dediğin, 20 senelik kök salmış sistemsizliği 3 ayda silip atacak, yerine süper top oynayan takım koyacak. sözlüğü yabancı birisi okusa, aykut geldi, gül gibi futbol oynayan takımı berbat etti, 20 senelik sistemi çökertti sanacak. beyninizi sikim sizin, futbol profesörleri, size daum gibi hocalar yakışır, karaktersiz futbolla alınacak şampiyonluklara sevinirsiniz.

    bu arada, aykut çok iyi falan demiyorum, keşke sabredebilseydik diyorum. en azından birşeyler vaadediyor, belki yapar, belki yapamaz o ayrı...

    ayrıca, yok neden şunu şöyle yaptı, yok onu neden buraya aldı, yok neden bunları söyledi gibi boş sorularla beyninizi yormayın. çok klişe olacak ama bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmaya çalışıyorsunuz, bir takımı haftada 90 dakika seyrederek, sadece elinizdeki bu veri ile koskoca takım için çözümler üretmeye, insanları yargılamaya çalışıyorsunuz, komik olmayın lan. şimdi hemen oynadığınız o menejerlik oyununu açın, takımınıza 3 şampiyonlar ligi kupası kazandırın. 2 tane de türkiye kupası alın ki, hep beraber rahatlayalım.
  • kendisi hakkında ''istikrarı getirecek'' ''sistem oturtacak'' tahminlerinin neye dayanarak yapıldığını merak ettiğim kişi. vaad ettikleri baz alınıyorsa, ben de vaadedeyim, yada hadi beni siklemediniz, yılmaz vural orada senelerdir bağırıyor ''verin milli takımı uçurayım'' diye.

    benzer şeyleri rijkaard için de çok dillendirdiğim için yoruldum. bu adamın gitmesini isteyenler, lakkadanak başarı gelsin isteyipte gelmediği için değil, türkiye kupasından elendiği,avrupa ve lige havlu attığı için de değil, talep edilen sabır gösterilse dahi, ileriye dair umut verecek hiçbir somut ibare olmadığı için gitmesini istiyorlar.
    kusura bakmayın ama ben malatya'da üç üç tezahuratı duymaktan, hafta içi hoca'ya sallayan santos'un kurtarıcı olarak oyuna alınmasından, fenerbahçe'nin sahadaki duruşunun toplama halı saha takımından farksız olmasından utandım bir galatasaraylı olarak..

    fanatizm ve taşşak muhabbetini bi kenara bırakırsak, sabır gösterilmesi için umut görülmemektedir, yoksa mesele sonuçlar değildir.

    klişe edit: galatasaraylıyım.
  • gazetecilik derslerinde okutulası bir medya balonu olan, iki arada bir derede bırakan kişilik..

    yıllar önce meşhur trabzon maçı sonrası takım arkadaşlarına, o dönem görev alan yönetime, o şampiyonluğa emek veren herkese yaptığı kalleşliğin * medya şerefsizlerinin sıradanlaşan yavşaklığı sayesinde onurlu bir davranış gibi lanse edildiği günden beri sevmediğiniz ve hiç güvenmediğiniz birinin gönül verdiğiniz takıma hoca olması sürekli olarak ikilemlerden ikilem beğenmenize neden olur..

    hoca olarak seçildiğini ilk duyduğunuz andan beri başarısız olacağını bile bile fenerbahçe için dolayısıyla aykut hocanın başarısı için dua edersiniz..

    o sizi sürekli haklı çıkaran işler sergilemeye devam eder, siz de dua etmeye..

    daha koltuğuna oturmadan 1996'da trabzon maçı sonrası yaptığını bu sefer alex'e yapar, onu takımda istemiyorum mealine gelecek çıkışlar yaparak medyadaki tetikçilerine yeni malzemeler verir..

    siz deli olursunuz, işte bu.. bu yüzden bu adamdan hiç hoşlanmadım.. aykut kocaman bu, işte bu der..

    ama yine de; takımınızın başarısı için dua edemeseniz de.. temenni edersiniz..

    alex o sözleri kendisine yutturunca attığı geri adımları görüp; bak en azından hatasından dönebiliyor der..

    yine takımınız ve kendisinin başarısına odaklanmaya çalışırsınız..

    bu sefer tutar maç sonrası, oyuncularını ortak çalıştığı medyanın önüne atar, yetmez diğer takımlara verilen penaltılardan bahseder, açıklamaları üzerine cevap veren şenol güneş'e, her fenerliyi rezil eden daha önce kendi söylediği sözleri yalanlayan, "bana bu kadar kin duyulduğunu bilmiyordum" gibi saçma sapan açıklamalarla yanıt vermeye çalışır..

    allah kahretsin.. ne diye umutlandım ki, der..

    ne kadar saf olduğunuzu tekrar hatırlarsınız..

    koca bir sezonun emeğini; hiç bir arkadaşının hatta yönetici mönetici hiç kimsenin fikrini almadan maç sonu yaptığı açıklamalarla * piç eden, 15 yıldır o açıklamanın kaymağını yiyen, sezon başında tüm türkiye'nin sevgisini, takdirini kazanmış takım kaptanı ile konuşmak yerine medyaya açıklama yapan adama bel bağladığınız için kahrolursunuz..

    kendinize, aykut hocaya deli olursunuz..

    ama... öbür taraftan hala içten içe takımınızın başarısını istiyordur bir taraflarınız..

    ve takımınızın başında bu herif vardır....

    istifası mı? istemem; kendisinin, sevdiklerinin sıkıntı yaşamasını..

    bilmiyorum...

    (bkz: #21405499)
    (bkz: #14476693)

    bir de tabii ki;

    (bkz: overrated)
  • kendisinin devraldığı takım geçen sene son dakikada şampiyonluğu kaybetti. uefada en azından ilk turu rahat geçti. tepeye oynayan takımlara karşı genel itibariyle iyi oynuyordu. takımda forvet yoktu. takımda yalan bi defans vardı. takımı sabote eden bir adet kendisinden vardı.

    bu sene ise, takımın geçen seneye göre oldukça iyi bir kadrosu var. forvet, defans hepsine takviyeler yapıldı. ve sonuç olarak en büyük başarısı kasımpaşa, ibb, buca gibi takımlar yenebilmek oldu. ve gelecek namınada bundan daha iyi bir başarı ufukta görünmüyor. takımın ne oynadığı belli değil. şimdi bazıları diyebilirki şans yok. fakat şans denilen nane en fazla 1 maç olmaz. avrupada 4 maç oynadı, kupada 3 maç oynadı bunların hiç birinde başarı gösteremedi. ligi ise bir iki haftaya kalmaz bırakacak gibi görünüyor. bi taraftar olarak hep umutla bakmaya çalışıyorum. en azından ligde devam edebiliriz diyorum. ama sonuçta bu duygusallıktan öteye gitmeyen bir temenni olarak duruyor.

    düşünüyorum, şu an bırakıp gitse, hatta komple bütün takım bırakıp gitse ve paf takımı ve paf hocası ile çıksa fener acaba ne değişir ? mesela avrupadaki sonuç değişmez. çünkü takım daha gruplara kalmadan elendi. mesela, kupada elenemez. çünkü kendileri bilmem kaçıncı lig takımına bile yenilerek takımı kupadan da eledi. mesela derbileri alamaz bu takım. zaten kendilerinin icraatlarıda pek farklı değil. mesela ligde şampiyon da olamaz. ama kendisinin de olabileceğine dair en ufak bir umut yok.

    kendisi eğer bahsettiği kadar fenerbahçeyi seviyorsa bırakıp gider, hatta daha da çok seviyorsa aziz efendiyide alıp beraberinde bir daha gelmemek üzere götürür.
  • eğer ki trabzonspor maçına kadar takımının başında kalırsa ....

    çok erken dahi olsa ligde yılın maçı olarak sayılacak bu maçta kariyerinin yeniden doğuşuna yada bitişine (en azından fenerbahçe spor kulubünde..)tanık olacağımız eski büyük golcü..yeni sportif direktör...genç hoca...

    overrated kelimesi kendisine yakışmıyor..efendi kişiliğine yalnızca bir kez gölge düşürdü..ve sözünden de dönemedi..

    fakat 1996 da kendi attığı golle kazanılmış olan şampiyonluk ona son 1.5 yılda büyük hezeyanlar ile geri döndü..

    şans, kader ve tarih ona inat akmaya devam mı edicek..bekleyip göreceğiz
  • futbolculuk döneminde severek izlediğim aykut kocaman'ı bugün olumsuz eleştirilerle anacağımı asla düşünmezdim; öncelikle bunu belirtme ihtiyacı hissediyorum. şu ana kadar kendisi için yazmama sebebim futbolculuk kariyerine ve kişiliğine olan saygımdandı. bugünkü son türkiye kupası hezimetinden sonra ise hakkında söylemediğim tüm düşüncelerimi aktarma ihtiyacı duyuyorum...

    aykut kocaman'ın içinde bulunduğumuz sezonda genel anlamda aldığı en büyük eleştiri alex de souza ile ilgili ve bunların çoğuna ben de katılıyorum. oynatıp oynatmaması, yedek bırakması tercihleri bir yana, alex de souza ile ilgili tavrını anlatmak yoluna gitmedi hiçbir zaman aykut kocaman. ne düşündüğünü anladık elbette, alex'in olmadığı bir takım, eyvallah... ancak kişisel olarak böyle bir tavrı asla kabullenemedim. sezon başında bu isteğini önce yönetim, sonra da futbolcuya iletmesini beklerdim. böyle olsaydı saygı duyabilirdim tercihine belki. kaldı ki, dönemindeki fenerbahçe başkanı tarafından adeta dışlanarak gönderilmiş bir isimdir aykut kocaman; sırf bu sebepten alex gibi bir değere karşı takındığı tavır daha samimi olmalıydı. maç sonlarında ona gönderme yapmayı tercih etti oysa, en sevmediğim ilk tavrı da bu oldu.

    yeni sezonun başlaması ile birlikte hakkında en çok konuşulan konu yeni bir sistem getireceği ve bunun için sabır gösterilmesi gerekliliğiydi. inandık ve bekledik bugüne dek; ne yazık ki en ufak bir emaresini gördüğümü söyleyemem o bahsedilen sistemin. daum'un oynattığı oyun düzeninden pek farklı oynamıyor fenerbahçe, hatta daha kötü oynuyor. en büyük fark alex'in bir an önce oyundan çıkarılması idi, tutmadığı görülünce bundan da vazgeçildi. hoş, ne tür bir sistem istediğini de anlatmadı aykut kocaman, anlatacak gibi de görünmüyor.

    aykut kocaman her daim az konuşan bir adam herkesin bildiği üzere. karakterle veya duruşuyla ilgilidir belki, lafım olamaz buna. lakin bahsettiğim o az konuşmalar sürekli başkalarını suçlamayla ilgili olduğunda şaşırdım ve üzüldüm her defasında. özeleştiri yapmakla uzaktan yakından alakası olmayan, problemin sebebini içte ve dıştaki şahıslara bağlayan her beyanında soğudum aykut hoca'dan. az konuşanın öz konuşması bu tip örnekleri içermemeliydi, tabiri caizse tüm sevenlerine ayıp etti beyanlarıyla.

    fakat benim aykut kocaman'dan asıl istediğim ve beklediğim tavır bambaşkaydı aslında. ne alex hususu, ne de sistem tartışmaları söyleyeceğim şey kadar önemli değil benim için: fenerbahçe, kendisi gibi asık suratlı bir takım oldu gün günden, hatta takım olmaktan gitgide uzaklaştı. kısa zaman önce uğur boral'ın açıklamaları da buna işaret ediyordu, okuyanlar hatırlayacaktır. zico'nun gidişinden beri takımdaki dayanışma geriledi, pes etmeyen futbolcu sayısı azaldı. antrenmanlarda neşe içinde poz verip, sahaya çıktığında inatçı keçiler gibi hırsını kaybetmeyen takım ruhundan her yıl daha da uzaklaşıldı. aykut hoca gülmeyiversin, ama aynı tavrı futbolcularından uzak tutsun isterdim ben. kendisinden öncekilerin takındığı tavrın işe yaramadığını görebilsin isterdim. olmadı ve maalesef olacak gibi de görünmüyor.

    özel isteğimdir kendisinden bu dediklerim. sistem değil, özgüvenini kazansın önce fenerbahçe takımı; gülümsemeyi ve inanmayı öğrensin. ekran karşısında takımının maçını izlerken futbolcusuna güvensin yine fenerbahçe taraftarı, o günleri yeniden yaşasın.

    aykut kocaman istifa eder veya kovulur; bilemem. bildiğim şu: başkanından teknik direktörüne, futbolcusundan taraftarına, bu kulübe gönül veren herkesin suratı asık ve ifadesiz sezon başından beri. inanmanın getirdiği o güven ve beraberlik ortamı yaratılmadığı sürece böyle devam edecek bu durum bana kalırsa... inanmayı ve gülümsemeyi öğrenemezsek, alaycı kahkahaları dinlemeye devam edeceğiz ertesi günlerde...
  • soğukkanlı, donuk bakışlı adam. türkiye kupası; birçok taraftar, yönetici ve futbolcu tarafından önemsiz gözükebilir. bazı anlar gelir tek tutunacak dalınız bu kupa olur. şu an galatasarayın avrupaya gitmesi için tutunacağı tek dal gibi. kimse fenerbahçe için bu sene büyük ihtimalle şampiyon olur diyemez. hal böyleyken ankaragücü maçı ile başlayan bu sezonki kupa maratonuna neden sürekli yedek ağırlıklı bir kadro ile çıkılır anlamak mümkün değil. aslına bakılacak olursa bu tür maçlarda forma şansı bulamayan genç oyuncular veya yedek oyuncuların oynaması çok normal ve futbolseverler tarafından istenende bu. fakat avrupa hedefi sadece bu kupaya kalmış bir takımın biraz daha ciddiyet içerisinde bu maçlara çıkması gerekirdi. yeni malatya fenerbahçe maçını izlemedim. izlemiş olsamda sanırım kupa maçında ki ankaragücü ve bucaspor maçlarından farksız olurdu gibime geliyor. aykut hoca bu takıma fazla soğuk ve donuk kalmıştır.
hesabın var mı? giriş yap