babayla telefonda konuşmak

• nasılsın, iyisin mevzusu geçildikten sonra, ben bir atak yapmazsam dünya işleri ile ilgili olur genelde. hiç konuşkan olmadığım halde, babamla konuşurken konuşasım gelir hep bu yüzden.
• genellikle telefon konuşmamız ne zaman buluşup içiyoruz dialoguyla ve özledim lan eşek sıpası cümleleriyle bitiyor.
• (bkz: açılmadık başlık kalmaması)
• benim için 1 dakikayı zor geçendir. fener galatasaray maçı da olsa ikimizden birinin doğum günü de olsa geçmez. ne paylaşmışsın ki ne konuşucaksın. bankadan aramışlar sıkılganlığı ve görev bilinciyle yapılan konuşma mı olurmuş. aramıycam dedim. yıl oldu görüşmüyoruz. meğer o bir dakikayı bulmayan konuşmalarmış elde tek olan.
• bazen kendisi beni aradığı halde, ben alo dedikten sonra bana ''ne oldu?'' diye cevap verdiği komik konuşmalardır.
• sizin anneniz olmayan karısı yanındayken farklı, yalnızken farklı konuşuyorsa insanı bunalımdan bunalıma sürükler.
• hep mümkün olmayan. vefat ettikten sonra onun telefonundan beni annem aramıştı. bir an gülümsemiş ve "neden olmasın" demiştim, hatta o saniye "kimseye söylemem" diye hesap bile yaptım. neyse ki deli olduğumu gizleyecek kadar akıllıyım.
• önce bi hazirola geçilir sonra boğaz temizlenir
  efendim baba
  blalabla bla
  peki baba
  bla blabal
  tabii baba
  
  sonuc bi suru şeye ok verip suursuzlasma
• ıki tarafta telefonda konusmada kabiliyetsiz oldugundan buyuk sususlar olan konusma.
  
  +nasilsin evlat?
  -iyiyim babam sen nasilsin?
  +tesekkur ederim iyiyim ben de, nasil gidiyor, dersler nasil?
  -okul iste baba, gidip geliyorum.
  ....
  +hocalarinla aran nasil, saygisizlik etme hocalarina.
  -yok baba, etmem.
  ....
  +var mi bir istegin?
  -caninin sagligi.
  +kendine iyi bak.
  -hoscakal.
  
  sususlardan iki tarafta buyuk rahatsizlik duydugu icin bir sure sonra anne ile konusurken birbirlerine selam yollarlar.
• zor durumlarda daha da unutulmaz olan iletişimdir.
  
  352. kısa dönem olarak usta birliğine geleli 6 gün olmuştur... henüz sürgün yerine alışmadan, suriye sınırına gidip savaşa katılacağımızı öğrenmişiz. ulan ne ara savaş çıktı falan derken, tugay komutanı gelir. 1200 askerle tek tek helalleşip, şehitliğinin ne kadar ulvi bir makam olduğunu anlatır! olum ne oluyoruz ya bir durun demeye vakit kalmaz. dangalak astsubay, kimyasal gazla nasıl öleceğimizi, en iyisinin silahla ve hatta şanslıysak patlayarak öleceğimizi anlatır. kompozit savaş başlığı, sırt çantası, hücum yeleği ile mal gibi kalırsın. ailenin haberi yoktur. komutanlar, ailenizi arayın, helalleşin der...
  
  - alo baba?
  + oğlum, nasılsın?
  - iyi... baba şey... bir şey söylücem... biz gidiyoruz...
  + nereye evladım, ne oldu?
  - baba biz suriye sınırına gidiyoruz, savaşa girecekmişiz...
  + hahahha nereye? (bir an benim gülmediğimi fark ederek). oğlum sen ciddi misin?
  - (o sırada orço komutan, "toplan 45 saniye" komutunu verir!) baba?
  + oğlum ne oldu iyi misin?
  - baba hakkını helal et! (yutkanamazsın, ağlayasın gelir, tıkanırsın)
  + ...
  - ...
  +...
  
  hayatım boyunca yaptığın en zor telefon konuşması bu olur!