• yıllar önce yurtdışından aldığım ve ingilizcesi çok ağır olmamasına rağmen bir türlü bitiremediğim kitap. en sonunda azmedip içine bir sözlük koyup okumaya başladım bitireceğim inşallah.
  • dizisi henüz yayınlanmış stephen king eseri. güzel olacağa benzer, zira yayınlanan ilk bölümüyle beğenimi kazandı. çok emek ve para * harcanmış, umarım emeklerinin karşılığını alırlar.
  • tamam kitap iyi olabilir ama ilk bölümü izledikten sonra şunu söyleyebilirim
    - bag of bores
  • --- spoiler ---

    yarrak gibi bir uyarlama. o şaheser böyle mi uyarlanır lan?

    bir kere pierce brosnan michael noonan rolüne hiç olmamış. güzelim karakter resmen kendisinin tv'ye dönüş atraksiyonuna kurban gitmiş.

    joanna arlene'in ölümü tamamen bir saçmalıktan ibaret. oysa ki king usta ne de güzel betimlemişti joanna'nın beyninde patlayan anverizmayı. joanna'nın öldüğü gün king üzerine basa basa inanılmaz derecede sıcak olduğunu vurgulamıştır, uyarlamada yağmurlu bir hava var ulan bildiğin. te allam.

    frank arley nerede? sid ile olmaz bu işler.

    --- spoiler ---

    ilk 20 dakikasına bile dayanamadan kapattım. yine bir king romanı piç edilmiş.

    benzetme yapmak gerekirse lou reed ile metallica'nın yaptığı albümden, lulu'dan hetfield'ın back vokallerini çıkarın, öyle olmuş.
    2/10.
  • sikimsonik bir kitap uyarlaması. en sevdiğim king romanlarından birinin katledilmesi.

    --- spoiler ---

    kitapla uyum sağlayan tek şey bunter'ın çıngırağı olmuş.

    --- spoiler ---

    kara kule'nin filmini yapacaklardı, bari ondan vazgeçseler.
  • böyle bir eserin mini dizi formatında uyarlanmış olması gerçekten hayal kırıklığına uğrattı. ilk bölümde umutluyduk oysa ki...
  • 90'lı yıllarda çekilen televizyon filmlerini andırıyor. bir "olmamışlık" var. "sadece kötü bir rüyaymış" klişesinden tut, buzdolabının üstündeki manyetik harflerin kendi kendine yer değiştirerek öbür alemden bu dünyaya mesaj iletmesine kadar hepsi mevcut. daha bir sürü klişe vardır eminim de esnemekten dizinin bir kısmını kaçırdım maalesef.

    bu arada pierce brosnan tam yaşlı kaslı olmuş.
  • amatör bir yönetmenin elinden çıkma gibi gözüken kitap uyarlaması film. dün gece üşenmedim 2 bölümü de izledim. bakıldığında konu enfes fakat usta bir yönetmenle çok daha farklı yansıtılabilecek sahneler çok kalitesiz olarak sunulmuş seyirciye. mike ve jo ikilisi için seçilen oyuncular fazlasıyla yanlış gibi geldi bana. filmde inanılmaz kopukluklar, kitapla alakasız sahneler mevcut.

    --- spoiler ---
    michael noonan usta bir yazardır. yazdığı son romanının imza gününde karısı jo gebelik testi almaktan gelirken otobüs altında kalır. çok sevdiği karısını kaybeden yazar bunalıma girer. ölü jo'dan işaretler almaya başlar kısa süre sonra (ne klişe ama). sonunda büyükbüyükbabasından miras kalan göl evine gitmeye karar verir. jo resim çalışmalarını bu evde sürdürmüş ve burada bir süre yalnız yaşamıştır. yazar ise tekrar yazabilmek adına gelmiştir bu kasabaya. tipik gerilim kasaba filmlerindeki gibi tektük kişinin gözüktüğü, tekinsiz bakışların karakterimizi izlediğini gördüğümüz sahnelerden sonra gölün yanında ahşap eve gelen yazar o dakika bir gerilir, yönetmen de müzikle bizi bir gerer sormayın. filmde birden bire çalan geyik çanı (şöminenin üstündeki geyik kafasında asılı. kitapta bu var), ahşap döşemelerden gelen sesler, rüzgarın ağaç dallarını oynattığında oluşan gölgeler. en basiti de buzdolabı üzerindeki mıknatıslı harflerin bir kelime oluşturmasıydı herhalde şaşırtmayan detaylar. zaten harfleri görünce insan anlıyor ne olacağını. neyse...

    temel konusu ise; 1939 yılında düzenlenen festivalde siyahi blues şarkıcısının showundan tahrik olan 4-5 ergen erkeğin kadını ormanlık alanda kıstırır. elebaşı genç kadına tecavüz eder. bu olayı kadının küçük kızı görür. gençler arkalarında tanık bırakmamak için küçük kızı gölde boğarak annesini de döverek öldürürler. kadın son nefesinde gençlerin hepsini tek tek lanetler. bu lanet onları, onların soyundan gelen oğullarının kendi kızlarına da aynı şeyi yaparak gölde boğmalarıdır. o tarihten itibaren bu gençler kendi kızlarını, kendi oğulları da kendi kızlarını gölde boğarak öldürürler. kasabada bu lanet bilinir adına da dark score çılgınlığı denilir. işte bu tecavüzcü gençlerden birisi michael noonan'nın büyükbüyükbabasıdır.
    --- spoiler ---

    filmin müzikleri çok güzeldir bu arada.
  • stephen king'in en tırsıtıcı eserlerinden. en azından yazılmış olduğu milenyum eşiğinde teknoloji bu derece azmadığından efekttir efekt diyip geçememiştik. bir çok kitapta insanı sıkan fazla detay verme durumu bu kitapta tam aksine korku unsurunu körüklüyor. tabi baştan pes etmeyip belirli bir yere kadar sabredebilirseniz. ondan sonra da hızına yetişilmiyor zaten.

    mini dizisi ise çok çok yüzeysel bir özet olmuş. kitabı güzelleştiren ve tırsıtıcılığını katlayan detaylar atlanmış kuşa dönmüş caaanım eser. oysa ki ne heyecan yaptıydım görünce. pierce brosnan'ın izzet günay'a bağlaması yeterince dikkatimi dağıttı. oyuncu seçimleri gerçekten kötü. yalnız devore tayfası tam olmuş. mekanlar eh işte. ev ve göl kısmısı tamam da bu kadar teknolojiyi yadırgadım sanırım. en azından dijital çerçeve yerine ayakkabı kutusunda birikmiş fotoğrafları görmek isterdim. ayrıca dizi boyunca bi kerecik sara laughs adı geçmiyor. teliften mi kaçtılar, izinsiz mi çektiler, ne halt yediler bi anlasam.
hesabın var mı? giriş yap