ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
de'lerin yazılışına takmış güruh
-
imla ne işe yarar?
odamı yeşile boyamış.
o damı yeşile boyamış.
o, damı yeşile boyamış.
o da mı yeşile boyamış?
dilimizi bilmek hepimizin görevi.
(alıntı)
bakırköy'de yürüyen adama 6 köpeğin saldırması
-
adam, ellerini bir ara cebine atıyor, mama olmadığını farkettiği an, hatasının farkına varıyor ama çok geç oluyor. artık cebinde mama olmadan, dışarı çıkılmayacağının farkına varır. avrupamı lan burası, ortadoğu metropolünde hayvan sürüleri tarafından parçalanma riskin var, ne diye mama taşımıyorsun? (mama tarikatı)
bundesliga tarihinin en uzaktan atılan golü
-
yani diyor ki 83 metreden atmış eleman golü 20 eylül 2014 tarihinde...
copy paste iyi de bari türkçe yazsaydın hacı abi...
edit: baslik basima kalmis, eleman ingilizce bir metni copy paste yapmisti, entry ona cevaben yazilmisti zamaninda...
ali ismail korkmaz
-
bu sabah anneme gittim kahvaltıya. ali ismail'den bahsetmeye başladı. "son görüntüleri gördün mü? ali'yi dovdukleri." başladı hüngür hüngür ağlamaya. sesi titreyerek "bunlar nasıl insanlar? kafasına nasıl vurdular? " dedi zar zor. bir ara durdu "ali'nin annesi.." dedi, tekrar ağlamaya başladı. banyodan mutfak bezini alıp etrafın tozunu almaya başladı. "yine başlayacak eylemler anne" dedim. "oğlum bunların ne yapacağı belli değil, gitme sen." dedi. "ama, ne olacak bunca ölen çocuk, ne olacak bu devletin pislikleri?" deyince ben, 12 eylül'de vurulan dedemi hatırlattı, "babam, karanlık sokaklardan kuytu köşelerden sakın, asla yalnız mücadele etme, derdi." dedi. "merak etme anne" dedim, "ya hep birlikte ya hiçbirimiz! "
annelerin gozbebeklerini onlardan ayirdiniz ya, dünyanın en haklı direnisine dünyanın en çirkin en sert mudahelesini yaptınız, tek bir özür dilemediginiz gibi yaptıklarınızı saklayip, aşağılık argümanlarla kendinizi savundunuz, halkı medyanizla kandirdiniz, alay ettiniz ve en önemlisi anneleri aglattiniz ya, bunların hiçbiri yanınıza kalmayacak. ant içeriz.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
" büyükada'dan kadıköy'e dönmek için kullandığım vapura son dakikalarda bir adam bindi.
gelip tam karşıma oturdu ve bana 'kabataş vapuru değil mi' diye sordu...
bilmiş bir edayla 'hayır kadıköy vapuru' dedim...
çünkü görevliye sormuştum.
vapur kalkmak üzereydi. adam koşarak indi...
az sonra koşarak tekrar bindi; ' bu vapur kabataşa gidiyormuş görevliye sordum' dedi...
'sıçtık' diye düşündüm ve bu sefer vapurdan ben koşarak indim...
vapur önce kadıköy sonra kabataş'a uğruyormuş.
tekrar koşarak vapura binip, bir kahve aldım ve o adamın tam karşısına oturdum...
ikimizde nefes nefeseydik. kahvemi yudumlarken ne kadar 'salak' olduğumuzu düşündüm.
her şeye rağmen güneş bulutların arasından dik açıyla yüzümüze vururken, kısık gözlerimiz ve parlayan dişlerimizle biz had safhada mutlu gibi görünüyorduk... evet."
birkaç tane şehidimiz var
-
birkaç, dedi ya.
utanmadan birkaç, dedi.
onu izleyenler de alkışladı.
yattığım yerde kan beynime fırladı.
allah sizi bildiği gibi yapsın.
birkaç: türkiye'de insana verilen değer.
parliament ve marlboro'nun fiyatının düşmesi
-
sigara içmeyenlere kapak olan indirimlerdir .sonunda kar edeceğimizi biliyorduk ...
basurlular
-
oturamadıkları için yerleşik yaşama geçememişlerdir...
başlık başa kalanda gelen edit: evet, tahmin ettiğiniz üzere fi tarihinde mezopotamyalı bir kavim oldukları iddia edilmişti.
hesabı ödemeyi unutup kalkıp gitmek
-
yillar once basima gelmisti. ankara'da bir restoranda yemek yedikten sonra hesabi odemeyi unutup kalkip gitmistim. saatler sonra cebimdeki paraya baktim bir terslik var, olmamasi gereken para hala orada, hesabi odemeyi unuttugumu hatirladim.
hemen kostum mekana "hesabi odemeyi unutmusum yaw kusura bakmayin." dedim
adam "biliyorum abi, sorun degil" dedi
"kardes biliyorsan neden durdurmadin, utandim bak simdi." dedim
"abi dunya hali, paran yoktur falan durdurup utandirmak istemedim." demisti.
yemekler cok guzel degildi ama boyle bir guzellik var tabi...