hesabın var mı? giriş yap

  • - güneşte hemen kızarırlar, amele gibi olurlar, bronzlaşmak nedir bilmezler.
    - sivilce, morluk, leke gibi şeyler kabak gibi belli olur.
    - her renk yakışır.
    - saçlarını kızıla boyamaları tavsiye edilir.
    - bu özelliğe sahip olanlar; çok şikayetçi gibi görünüp, aslında kendi övme, farklılığını ortaya koyma derdiyle yanıp tutuşurlar.

    evet 300 küsür entry'yi 5 maddede özetledim. yeter amk anladık beyazsınız, irlandalısınız, bir susun artık.

  • kolombiya yoresinde mahalli halk ve yorenin suclulari tarafindan yamuk yapani* akillandirmak icin kullanilan once mahalli, sonra kolombiya kultur elcileri ile dunyanin dort bir yaninda* oldukca populer olmu$ cezalandirma yontemi.

    -------anneler babalar, bu satirdan sonrasi gectim 16 ya$indan ufaklari, size bile zararlidir*--------

    once kurbanin bogazi boydaaa boya kesilerek acilir*, arkasindan incitmeden kurbanin dili alinir ve yarilan bogazdan burun ve ceneyle ayni hizada olmak sureti ile gecirilir. akabinde fotograf cekilip basina ve kurbanin yakinlarina dagitilarak gerekli olan baski, intikam ve $antaja yonelik emellerde bonus* kazanilir.

    dipnot olarak, daha onceden herhangi bir insani bu $ekilde oldurdugu bilinen bir suclu, mahkemeye ciktigi zaman, ozel kuvvetler ve polis tarafindan yakalandiginda sahip oldugu kol ve bacak sayisindan bir eksigine sahip olur*.

  • bir aydır yazayım diyorum. yok arkadaş yazamıyorum. aslında tanımlayamıyorum desem daha doğru olur.

    çocuğu eline verdiklerinde hemen anlamazsın baba olduğunu diyorlardı. aslında anlaşılacak bir şey yok. tamamen doğal bir şekilde bambaşka bir hale bürünüyorsun.

    ne oluyor diyorsanız; mesela doğduğunun ilk günü bütün gün bakıyorsunuz evladınıza. sıkılmadan, yorulmadan. öyle bakıyorsun. yapabileceğin bir şey de yok aslında. derdi annesiyle onun, ama bakmaktan kendini alamıyorsun.

    annesini emdi mi? karnı doydu mu telaşı başlıyor. sonraları gazı çıktı mı uykusunu aldı mı telaşı başlıyor. hele bir de hastalanırsa falan insanın içi parçalanıyor. yanınızda olmasa da kokusunu duyuyorsunuz. arada bir resmini açıp bakıyorsunuz. gün içinde annesi aranıyor bir kaç kere.

    baba olmak önceliklerini değiştiriyor insanın. para harcarken "bu gerçekten gerekli mi?" diyorsunuz, diğer taraftan onun bir ihtiyacı varsa fiyatına bile bakmıyorsunuz. aylardır, yıllardır yapmaktan zevk aldığınız şeyleri geride bırakıyorsunuz. en azından bir süre. o süre ne kadar bilemiyorum. bebek bakıcılığı rolüne alışsam iyi olacak.

    kısacası başka bir hale bürünüyorsun. varlığını devam ettirmesi için annesine babasına muhtaç olan bir varlığın sorumluluğu biniveriyor üstünüze bir anda. bu durum ister istemez kendini sorgulamana da neden oluyor. geleceğimden emin miyim? ileride çocuğumun isteklerini karşılayabilecek miyim? ona iyi bir gelecek sunabilecek miyim? bu sorular içini yemeye başlıyor.

    benim için hayat şimdi başlıyor. iliklerime kadar hissediyorum bunu. resmen bir milat bu. güzel bir his ama bir yandan da altından kalkmak için olgun olmak gerekiyor. sadece maddi olarak değil mental olarak da hazır olmak lazım. velhasılı "çocuğum olsun çok tatlıaaaa" diyerek bu işe girilmez. gerçekten sorumluluk sahibi olmak lazım. bakalım ben becerebilecek miyim?

  • filmin efsane müziğinin doğuşuda şöyle, tarkovsky'nin filmle ilgili batı müziğini doğu enstürümanlarıyla çalmak gibi fikri varmış. artemyev ona adı sanı bilinmeyen bir italyan bestecinin 14. yy kalma pulcherrima rosa'sını öneriyor. tarkovsky mevcut haliyle bunu filmine uygun bulmuyor ve bu eseri daha oryantal bir formda istiyor. sonrasında ermenistan ve azerbaycan'dan gelen müzisyenlerle tar eşliğinde bu eseri doğaçlama olarak icra ettiriyor fakat tarkovsky'nin aradığı şey hala bu değil .(sonuçta inatçı bir adam stalkeri 2 kez çeken adamdan ne beklenir ) tarkovsky nin filminin müziğinde istediği şey ''donmuş bir uzayda muhteşem bir dengede '' dinlendiğinde bu duyguyu vermesi gerekiyor. elektronik müzik dehası artemyev çalışmaya başlıyor sonra . synthesizerına tanpura flüt ve tar seslerini yüklüyor. flüt sesini modüle ediyor ve sonra tar sesinin hızını düşürüyor ve bingo aradıkları şeyi buluyorlar. artemyev'in deyimiyle 'tek telin ömrü' nü duyabiliyorlar. gerçektende 3 çalgıda muhteşem bir dengede ve donmuş bir uzayda izlenimi veriyor .tanpura denge, flüt batı, tar doğu . 14. yy ve günümüz , ruh ve beden herşey bir potada eriyor. sonuç olarak ''zone'' 'un müziği tam olması gerektiği gibi filmde yerini alır.med

  • harika laf. geriye göç sözü verildiyse oyumu net alırlar. hatta tüm sülalemden ve çevre mahallelerden 177 oy çıkartırım.

  • elimi, ayağımı sinirden titreten, kezbanın birinin kadınlar kulübü denen oluşumda kullandığı yeni yıla giriş cümlesi. ulan insan bu lafı duyunca direkt hayattan soğuyor lan, ne kadar vıcık vıcık, pis bi söz.