ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
istanbul trafiği
-
en büyük nedenlerinden biri de maalesef budur.
ülke yangın yeri iken düğün yapan insanlar
-
önceden düğün salonu tutulmuş, davetiyeler basılmış, herkes kendini ona göre ayarlamış.
düğün, ancak düğün sahiplerinin bir yakını ölürse iptal edilir.o da çok yakınsa.
doğrusunu konuşmak gerekirse böyle gelişir olaylar.
ayrıca insanlar kısıtlı imkanlarla düğün müğün yapıyorlar.
her ne kadar biz ekşicilerin çoğu düğün yapmayı gereksiz olarak görsek de memleketin %80'i böyle düşünmüyor.
yani terör olayları sebebiyle düğün iptali biraz zor.
ateş düştüğü yeri yakıyor maalesef.
insanlar 2-3 dakika ah vah hedip sonra kendi dünyalarına dönüyorlar.
bu yazdıklarım durum tespitidir.
erteleyen kişiye de helal olsun derim.
ham on rye
-
charles bukowski’nin, 1922-1941 arasındaki çocukluk gençlik yıllarını büyük oranda otobiyografik unsurlar içererek anlatan, mizah ve acının başarılı bir kolaylıkla iç içe geçtiği yapıtı.
okuduğum ilk ve tek bukowski kitabı ancak daha öncesinde john fante ask the dustı okumuştum; kitabın bukowski tarafından yazılan önsözünde kütüphanede kitapları deneyerek arayışını fante’nin toza sor’u ile tanışması ve kendisinin ‘tanrı’ sı oluşunu anlatır, ham on rye da da 35. bölüm fante den bahsetmemekle birlikte aynı durumun anlatımıdır.
kemal sunal'ın iyi bir insan olmaması
-
o zamanlar tığ gibi delikanlı, cepte para çok. oyuncu bir de. mavi boncuk filmini çekiyoruz. bir gün setten çıktık, eve gidiyoruz. ben laleli’de oturuyorum, kemal benden önce çıktı. herkes yevmiyesini almış, taksiyle giden gitti, kendi arabasıyla giden de gitti. ben baktım ki kemal yürüyerek gidiyor. üç kilometre var gideceği yere. her gün yürüyerek gidip geliyor, merak ettim nereye gidiyor bu adam böyle diye.
uzun süre yürüdü. sonra bir bankta bir adam yatıyordu, kaldırdı adamı bir şeyler konuştular. cebinden para çıkarıp verdi. şaşırmıştım, sonra biraz daha ilerde bir lokantaya girdi. bir şey yemeden çıktı. oraya da para verdiğini görmüştüm...
bıraktım takibi. banktaki adama yaklaştım, "tanıyor musunuz o az önce size para veren adamı?" dedim. "adını bilmem, sormam da her gün para verir bana..."dedi. teşekkür ettim. daha sonra az ilerideki lokantaya gittim, "az önce gelen beyin borcu mu var size?" dedim. tanımadılar beni. "kemal abi’nin mi? yok hayır, bize her gün evsizler uğrar, yemek yediririz, o da sağ olsun onların yemek masrafını öder." dedi.
ertesi gün kemal’in yanına gittim.
"sen ne güzel bir adamsın ya..." dedim. ne olduğunu anlayamadı, sarıldım ağladım... "ölme sen benden önce." dedim.
dinletemedim...
emel sayın.
ersan adem gülüm
-
cem uzan'ın motorola'yı dolandırmasından bu yana yabancılara atılmış en büyük kazığı attık galiba çinliler'e sayesinde.
neşeli kaprissiz anlayışlı huzur veren kadın
-
(bkz: hanım koş sözlüğe çıkmışsın)
dünyanın en kötü tatlısı
-
bence şekerli kireç taşına benzeyen mevlana şekeridir. amaçsız gereksiz tatsız. çocukken konya'dan gelenler illa getirirdi bundan yarım kilo kadar falan. kaya tuzu sanıyordum ben onu.
m. ince'nin ısrarla muhalefete saldırma nedeni
-
yardımcısı ve parti sözcüsü olan kişiye bakılınca kolaylıkla anlaşılacak nedendir.
(bkz: ipek özkal sayan)
memleket partisinin başkan yardımcısı ve sözcüsü olan bu hanımefendinin kocası beşli çetenin bir üyesi olan kolin' de üst düzey yönetici.
daha bir şey demeye gerek var mı?
challenger
-
amerika'da nasa'nın ve eğitim sisteminin azalan prestijini geri kazanmak amaçlı bir öğretmenin uzaya gönderileceğini başkan açıklıyor, 11 bin öğretmen başvuruyor ve bunlarda ilk 500 e girenler arasında mülakatlar vesaire ilk 10 seçiliyor, bu arada nasa başka mekikler de atmaya devam ediyor ama challenger özel olacaktı çünkü içinde ilk defa uzaya gönderilecek bir sivil öğretmen bulunacaktı. ılk 10 içerisinden biri seçiliyor 6 ay eğitime tabi tutuluyor.
bu arada medya da tatbiki olaya özel ilgi gösteriyor sonuçta bu biz gövde gösterisi ve prestij kazancı olacak.
herkes tv başına toplanıyor ve öğretmenin diğer astronotlarla içeri girişini izliyorlar. sonrası malum.
uzaya gönderilecek ilk öğretmen diğer 6 kişiyle birlikte ölüyor.
yazık olmuş.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
dersimiz: hayat bilgisi
konu: insanları takdir etmek.
(annesi 5 yaşındaki ege'ye işini iyi yapan insanları takdir etmek gerektiğini anlatmıştır. ege uygulamada...)
evde, servis saatinde gelen apartman görevlisine:
ege: engin abi tebrik ederim, kimse senin gibi çöp toplayamaz, senin sayende evimizi böcek basmıyor, sen olmasan çöp ev olurduk.
ilaç getiren eczacı kalfasına:
ege: sen olmasan hepimiz ölmüştük, doktor gibisin.
lokantadaki garsona:
ege: hepimiz senin sayende doyuyoruz, sofrayı da çok güzel topladın, aferin.
lokantadaki müşteriye:
ege: aferin, bütün yemeklerini bitirmişsin, göbeğin kocaman olmuş.
lokantanın otoparkçısına:
ege: vay canına, bütün gün arabamızın başında beklemişsin, çok iyi bir polissin sen, kıyafetin de çok havalı.
bütün takdir edilenlerin ortak cevabı: puhahaha teşekkürler.
az kişinin bildiği muhteşem web siteleri
-
ufak da olsa katkım olsun.
istediğiniz yılı yazıyorsunuz, o yıla ait dünya haritası karşınıza çıkıyor. (m.ö. 3000 - günümüz)
http://geacron.com/home-en/?&sid=geacron714421
ayrıca biraz daha detaylısı. yıllar sizin istediğiniz hız ve aralıkta kendi kendine ilerliyor. istediğiniz yılda da durdurabiliyorsunuz. ayrıca her durdurduğunuz tarihte ne yaşandığını size ingilizce olarak anlatıyor. (askeri, kültürel, ekonomik gelişmeler, önemli düşünürler...)
http://www.atlasofworldhistory.com/
bulunduğunuz yerden gökyüzünün hareket halindeki yıldız haritasını çıkartıyor. buyurunuz.
dilediğiniz pek çok kelimenin kökeni ve lehçesi detaylı şekilde veriliyor.
http://dictionary.reference.com/…owse/dialect atlas
yine şu sitede de sağlığınızla alakalı renk körlüğü testi bulunmaktadır.
yeryüzündeki yaşamın başlangıcından günümüze kadar yaşanan evrim sürecini resimli ve açıklamalı anlatan hoş ve güzel bir site.
edit: ufak dokunuşlar. minik eklemeler.
türkiye'de müthiş bir pahalılığın yaşanması
-
70 lık votka alıp sahilde içiyim dedim 140 lira votka tuttu elma suyu çerezi sigarası derken pavyon hesabı ödedim bakkala. bir şeyin ederinden fazla fiyatta olması pahalılıktır. gençler öğrenciler bir araya gelip 2 bardak votka nasıl içecek çok merak ediyorum. alkol fiyatları böyle yüksek olmaya devam ederse gençler uyuşturucu batağına düşer buraya not düşeyim.