ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sen 50 kişiyi öldürdün sende ciğer yok
-
(bkz: ne olur ne olmaz deyip bütün de'leri ayrı yazmak)
edit: başlığın orijinal hali "sen 50 kişiyi öldürdün sen de ciğer yok".
mcdonald's
-
zaman zaman tuhaf çalışan monologlarına tanık olduğum hazır yemekçi.
geçenlerde bir şubesinde sipariş ettiğimiz hamburgerler 15 dakika geçmesine rağmen hala gelmemişti. kasadaki kız en sonunda "siz gidin; ben masanıza getiririm" diye bizi gönderdi.
elinde hamburgerlerle geldiğinde gecikmenin sebebini sorduk. kız aynen şöyle dedi:
"valla ben de bilmiyorum ki... dalacam bigün hepsine zaten!"
metroda gelen trenin önüne itilmekten korkmak
-
çoğu kişide olduğuna inanmak istediğim korku çeşidi. bende de mevcut tabii ki. eğer en önde duruyorsam sarı çizginin gerisinde yanlamasına durup ağırlığımı içeri doğru veriyorum ki itilme kakılma gibi bir durum olursa dengemi kaybetmeyeyim.
hafif şizofrenlik iyidir hem, aklı dinç tutar.
metrobüste silah çeken polis
-
beni şaşırtmamış, ve şaşırtmadığı için gelecek adına korkutmuştur.
kimse kusura bakmasın hayatta bi halt olamamış daha sakalı bıyığı terlememiş, eline silahı verilmiş, her yaptığı yanlışta sırtını sıvazlanan gençlerin olduğu bi kurum artık emniyet.
geçen piknikte bi tanesi de ailesiyle gelmiş. belli genç, kara kuru, aptal bişey. silahı takmış beline. t-shirt ten görünsün diye takla atıyo. karşı masada kızların olduğu bi grup var. bi ara seslenecektim kızlara, gördük diye bağırsınlar da bu salak kendini vurmasın yanlışlıkla diye. ya dedim biz başımıza bişey gelince polis diye aslında bunu mu çağırıyoruz? bi karete figürleri falan yapıyo. bak mahalle arası kurslarda bile sarı kuşak vermezler o kadar berbat. o kadar saçma, anlamsız, gereksiz. baştan ayağa cehalet bi genç.
sivilde değil eline silah, ağaç dalı vermeyeceğimiz bi çok genç işsize emanet edildik. mini mini seçim yatırımlarımız canımızı ve malımızı koruyor, bu da beni korkutuyor.
son bir şey daha berkin elvan hala uyuyor.
eyjafjallajökull
-
izlandalıların ağzının ayarının olmadığının ispatıdır.
diğer deliller :
(bkz: ?orlákshöfn)
(bkz: siglufjör?ur)
(bkz: stykkishólmur)
(bkz: fáskrú?sfjör?ur)
(bkz: brennisteinsfjöll)
(bkz: kirkjubæjarklaustur)
(bkz: ?eistareykjarbunga)
(bkz: bar?astrandarsysla)
bir dil nasıl bu hale gelir, sürekli limon mu yiyo bu adamlar?
6 eylül 2015 şehit haberlerinin saklanması
-
bu iddiada doğruluk payı varsa iki ihtimal var:
1 - ülkenin başbakanının onlarca askerinin ve tabur komutanının öldürüldüğünden haberi yok.
2 - ülkenin başbakanı, onlarca askerinin ve tabur komutanının öldüğünden haberdar bir halde milli maçta etrafa, önünde şehit çocuğu varken gülücükler dağıtıyor.
hangisi daha az korkunç, daha az acı, daha az sinir bozucu geliyorsa onu seçin. ben birini seçemedim.
ill ile sick arasındaki farklar
-
ill: yatalak hasta. kanser, verem, zatüre gibi. gerçek, maddi hastalık.
sick: genel olarak bütün hastalar ve daha tam ill olmamış. öksürük, bulantı var ama daha düşmemiş. bi gözü toprağa bakmıyor.
nescafe 3ü1 arada içen tip
-
şunun şurasında son 5 yıldır türeyen filtre kahve aristokratlarının beğenmediği tiptir.
"ayy frenç pıres olmadan içemiyorum şekerim"
" starbaks filtre kahve 5 lira bik bik"
" frenç press bok gibi! gerçek kahve espresso'dur"
bir bitin aq yeter artık. nesquik içiyorum en güzeli o.
edit: "5 yıldır türeyen" diye kast ettiğim filtre kahve değil, yukarıda örnek verdiğim tipler.
korsan cd satıcılarıyla diyaloglar
-
mekan: yazicioglu onu..
bir oyun cd si begenilmistir.. kotu tecrubelerin etkisiyle bi soru sorulur..
- bak, muzik cd si cikmaz di mi?
- cikarsa dinlersin abi, noolucak?