ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
istanbul boğazı'na yavru timsahlar bırakmak
-
sokak timsahlarını doğal yaşam alanından koparamazsınız, evden çıkarken yanınıza kol, bacak alın.
türk üniversitelerinin tek cümlelik özetleri
-
celal bayar üniversitesi: izmir'e 26 kilometre.
self serving bias
-
sınav sonucu yüksek ise "ben aldım" diyip düşük olduğunda "hoca verdi" diyen öğrenci bunun tipik bir örneğini sergilemektedir, ya da takımı galip geldiğinde kendisini öne çıkarıp, kaybettiğinde suçu futbolculara atan teknik direktör. kontrol odağı (bkz: locus of control) dışarıya yönelik olanlarda görülür esas olarak, yani genelde üzerine sorumluluk almayıp suçu hep dışarıda arayanlarda. yalnız self esteemi yüksek tutmaya yaramak gibi faideli bir tarafı da vardır, zaten self esteemi ortalamanın üzerinde olan kişilerde bu eğilime daha sık rastlanır, karşılıklı olarak besler bunlar birbirini. tabii bu noktada self esteemin fazlasının da sahibine hayır getirmediğini akıldan çıkarmamak gerek, yani mevzubahis karşılıklı besleme durumunun tetiklemesi ile her olumsuz durumda self serving biasa kayılırsa bir süre sonra narsisizme kadar varılabilmesi de mümkündür. ulan şimdi düşündüm de yoksa babamın hep dediği gibi hakikaten her şeyin fazlası zarar mı?
feyza altun
-
bugünden itibaren takipten çıktım, mesleğime yaptığı saldırı dolayısı ile.
sahte psikolog azra kohen'in foyasını ortaya çıkaran bir meslektaşımı linç ettirme ve spam yaptırma emri vermiş wp gruplarından. elindeki gücü kullanarak sahtekar arkadaşını korumaya kollamaya çalışıyor. zorbalığın böylesini görmedim.
zorbalık nedir buradan bakabilirsiniz.
yasaları çiğneyen, sahtekarlık yapan, sahte unvan kullanan azra kohe'nin, sırf arkadaşı ve sırf kadın diye avukatlığını yapıyor anladığım kadarıyla.
zaten lgbt mağduriyetlerinde "görmedim-duymadı"oynadığı için hep bir kuşku vardı içimde.
bir de neden böyle yaptınız diye sorulduğunda cevabı:”size ne canım istedi”
saf kötülük başka bir şey değil
bir zorba.
ekleme: onu eleştiren psikologların ss'ini alıp "bunlar nasıl psikolog" demiş. hukuksuzluğu savunan, sahtekarlık yapan birini savunan bir "avukat" olarak, sen bizim nasıl psikolog olduğumuzu sorgulayacak cürete sahip değilsin.
dayak yiyen kadına yardım etmeyen tavlacı dayılar
-
haklı dayılardır. boşuna duyar kasmayın.
doğrusu karışmamaktır. canımı sokakta bulmadım. polis, bekçi, jandarma değilim.
siz de karışmayın, enayilik yapmayın. bu olay sonrasında yaralansanız, o kız gidip adamla barışır bir de sizden şikayetçi olur.
çocugun yürüyüşü zaten kendini belli ediyor. kızın yaptığı yanlış tercihler için neden ben hayatımı riske atıyorum.
ekşiciler gidip yardım etsin, yaralandıktan sonra bakayım kim kalıyor yanlarında.
evlenince çocuk ev işi yemek yapmam diyen kız
-
eski karımdır.
serenay sarıkaya ve barbara palvin'in mavi reklamı
-
sektörün içinden biri olarak söyleyebilirim ki reklam tamamen başarısız, mesaj yeterince kuvvetli değil ve görsel olarak tatmin etmiyor. sektör dediysem reklam değil lan, 31 sektöründeyim ben.
lisenin en popüler kızının lcw'de işe başlaması
-
olm sizin gibi hıyarlar yüzünden şu ülkeden nefret ediyorum.
çünkü çalışmak enayilik, çünkü güzelliğini kullanıp zengin kocaya kapağı atmamak salaklık, değil mi?
sonra ağlaşırsınız ama "ya kızlar hep para peşinde üüü!"
sizin gibi andavallar yüzünden.
mini şortuyla mezarlıkta konser dinleyen kız
-
mini şortuyla dinlemeyenler değerlendirmeye alınmıyor sanırım.
edit : şu mübarek ramazan gününde bu başlık da başıma kalmış lan.
5 bin tl maaş alıp lcw'den giyinen erkek
-
türkiye gibi insanların fikirlerinden çok giydikleri şeylere değer verilen az gelişmiş ülkelerde kafaya takılır.
işte bu yüzden türkiye'de insanlar iphone 6'ya, lacoste tişörtlere, adidas ayakkabıya aldığı maaşın 300 katını verirken "yüzüm düşmesin eşe dosta" gibi saçma bir algıya sahiptirler.
kız meselesi yüzünden kafasına sıkan liseli
-
çocuklarınızı ağam, paşam diye büyütmeyin, ağa veya paşa olmadiklarini, büyüduklerinde bir kız tarafından reddedildiklerinde anlıyorlar ve sonuçları böyle ağır olabiliyor. her zaman her istediğimiz olmayabiliyor, bunun bilinciyle buyumeli cocuklar.
yüzde 40 oy alan cumhurbaşkanı seçilmeli
-
eski bakanlardan faruk çelik " ilk turda yüzde 40 ve üzeri alan seçilsin. yüzde 50+1 formülü türkiye'yi yorar" demiş. yüzde 40 yeterli çoğunluk olacak, hahhahaha, oy verme işini toptan kaldırında siz de rahatlayın, toplumun gerilmiş fay hatları da !
https://twitter.com/…tatus/1178628996457734144?s=19