hesabın var mı? giriş yap

  • - asalet doğuştandır, sonradan kazanılmaz... zorlamayın çok yapmacık duruyor:)

    evet burada ibretlik bi cümle görüyoruz. burada kezban kendini asil, eşi benzeri bulunmaz bi prenses sanıyor. habitatında kimsenin ondan üstün olamayacağını üstü kapalı bi şekilde belirtmiş. kezbanlar, yapmayın... bi başınızı kaldırıp etrafa bakın.

  • lan şuna inanana acil ve zorunlu olarak matematik dersi verilmesi gerekiyor. 4 milyar sayısının kaç olduğunu bilmiyorlar.

    biri gelir "biz 200 kişiyle saatte 1200 fidan diktik, neden olmasın?" der, öbürü gelir "bizim köye 10 bin tane ağaç dikildi, neden olmasın?" der.

    4 milyar lan 4 milyar. o dediğin 10 bin tane ağaç var ya, onun gibi 400.000 tane daha lazım. 400 bin tane köy var mı oğlum türkiye'de? baktım 18 bin tane köy varmış. 400 bin köyün hepsine de istisnasız 10 bin ağaç dikeceksin. ya da madem 18 bin köyün var, hepsine istisnasız 220.000 ağaç dikeceksin. kafan alıyor mu?
    ( ha bu arada, bence şikayet et belediyeyi. sizin köye olması gerekenin 22'de biri kadar ağaç dikmişler. git belediyeye, "her köye 220 bin ağaç dikmişsiniz, bizim köye niye sadece 10 bin tane?" diye sor bakalım ne diyecekler)

    ya da efendim neymiş 20 kişilik ekipler varmış. evladım 20 kişilik değil 20.000 kişilik ekip gerekiyor o 4 milyar ağacı 15 senede dikebilmek için. hem de başka hiçbir iş yapmayacak bu 20 bin kişi mesaide, sadece hiç durmadan ağaç dikecek. tüm türkiye'deki belediyelerde çalışan toplam işçi sayısı 148 bin bu arada. her 8 işçiden birisi non-stop ağaç dikiyor demek ki. vay bee.

    ayrıca bu lafın ilk edildiği zaman da gezi parkı zamanı, yani 4 sene önce, yani aslında 15 değil 11 seneden bahsediyoruz. 11 senede 4 milyar ağaç dikilmiş, 15 senede yine 4 milyar. sallamasyonun boyutunu ordan anla.

    ondan sonra niye akp iktidar oluyor. ya kim olacaktı çarpma bölmeyi bile bilmeyen bu seçmenle?

  • sürekli süregelen bir harekettir. bilirsiniz bizim milletimizde hedefe ulaşmak için yapılan her şey mübahtır. sırf yer kapacağım diye, ya da ayakta rahat bir konum elde etmek için kapı açılır açılmaz saldırır bu kitle. birde asıl komik olan, gençleri terbiyeden ve görgüden yoksun olarak addeden 65 yaş civarı olan saygı değer yaşlılarımız bu metro kapıları açılınca millete omuz atan bir usain bolt'a dönüşüyorlar. hedefe kitlenmiş terminatör misali koltuklara yöneliyorlar.

    birde elinden geldiğince inen insanların bitmesini bekleyen insanlar var, onlar da bu öküz kitlenin hareketlerini görünce yaptıkları şeyden hiç haz almıyorlardır eminim. "ulan adam gibi bekledik, tüm yerlere onlar kondu" algısı elbet oluşuyor bilinç altında. he insanlık yapmanın verdiği huzur vardır belki, onun da sabahın köründe okuluna işine giden uykusuz insanların pollyanna genleri o saatlerde çalışmadığı için pek etkili olduğunu düşünmüyorum.

    insanlık yapmanın, düşünceli olmanın ve kurallara uymanın gerizekalılık, saflık olarak değerlendirildiği bu güzelim ülkemde, üç kağıtçılık, çakallık ve şerefsizlik alkışlandıkça, onaylandıkça bu durum siksen değişmez kardeşlerim. yer kapacağım diye maymunlaşmayın yeter.

  • seneler önce bir furya vardı hani, "ünlülerin maç izleyişleri" diye, sanırsam zamane televolesi (ki o zamanlar spor ağırlıklıydı) önemli maçlarda ünlüleri evlerinde, cafelerde vs. maçı seyrederken çekip yayınlardı. böyle boş, böyle anlamsız bir konseptti.

    yine bu tür programlardan biri, kameraya alınan kişi ise bu sefer "müslüm gürses"... 3 büyüklerden biri avrupa takımının tekine karşı oynuyor, bir kahvehane dolusu insanla beraber maçı tüm dinginliğiyle müslüm gürses de izliyor.

    bizim takım bir noktada atağa kalkıyor, tüm kahvehane ahalisinde heyecan dorukta -müslüm baba sakinliğini koruyor-. atak devam ediyor, millet ayaklanıyor...ve en sonunda gol oluyor.
    ...herkes çığlık çığlığa, ayakta, birbirine sarılıyor, tezahuratlardı, haralasıydı, güreleseydi... lakin müslüm gürses hala oturuyor.?

    neden sonra, golden yaklaşık 1 dakika geçmişken, millet sakinleşip yerine oturmaya başlıyor, ve yüzünde hafif bir gülümsemeyle müslüm gürses o efsanevi repliğini sarfediyor:

    "evet, gol..."

  • - inanmıyorum ya, i-nan-mı-yo-rum!
    - ne oldu hayırdır?
    - arif yok mu? bana benden hoşlandığını söyledi
    - ee, sen hoşlanmıyor usun mesele bu mu?
    - ya yok be, geçen günlerde de selim açılmadı mı kızım bana
    - ee halletmedin mi o konuyu
    - ya biliyorsun selim’i çok seviyorum ama sevgili gibi değil
    - yani
    - kaybetmeyeyim diye havada bıraktım, ucu açık bir süreç yani
    - ee
    - ee şimdi de arif? ne yapıcam ben ya, ne buluyor bu erkekler bende anlamıyorum ki?
    - hıı evet zor
    - ay lisede de böyleydi, geldim im ikisi üçü birden gelir.
    - istemiyorsan söyle kızım çocukları oyalama
    - ay anlamıyorsun ben ikisini de kaybetmek istemiyorum anlasana

    biz seni çok iyi anlıyoruz ağzına sıçtımın şımarığı. istiyorsun ki hiçbiri ile sevgili olmayayım ama her ihtiyacım olduğunda hepsi peşimde pervane olsun. hiçbirine sevgi vermeyeyim ama bunu hiçbiri bilmesin, sürekli sanki onu sevecekmişim gibi tetikte olsun, sürekli beni elde edeceği günün hayali ile yansın, bu ateşi hiç söndürmeyeyim, küllenir gibi oldu mu bir eline dokunayım, biz saçlarını seveyim, yanağına sıcak, ıslak bir öpücük kondurayım aklı uçsun, benden vazgeçmeye niyetlendiğine pişman olsun. ben bütün bunların planlarını kurayım, ama yakınımdaki kızlara da sürekli bu konudan şikayet ederek ne kadar istenen, arzulanan, iki erkeğin arasında kaldığı için zor durumda olan kız imajı çizeyim.

    kızlar çok adisiniz, ayça sen hepten adisin. lan 3 yıl be, bir el tutmanın peşine 3 yıl. ama suç sende değil benim ağzıma sıçayım ben, yani bi arkadaş, eeh her ne boksa.

  • bir kaç yanlışı düzelteyim.
    pcr testi kandan değil burun boğaz sürüntüsünden yapılır.
    eşinize ct çekilmişse pcr testinden daha güvenilir sonuç verir. ct temiz çıktıysa içiniz rahat olsun covid 19 değilsiniz.

  • yüzyılın rezilliği.
    fenerbahçe tarihinde kapkara bir leke olarak kalacaktır şu olay.

    oyun ilk durduğu anda takımı çekeceklerdi, onu bile beceremediler.
    çocukların artık galatasaraylı olmasını geçtim, bu gece binlerce çocuk takım değiştirdi, geçmiş olsun.

    şahsen mutlu değilim, ezeli rekabetin olmadığı yerde futbol kalitesi düşer, uzun vadede türk futboluna büyük zarar verir.
    tff bütün kurullarıyla birlikte istifa demekten başka bir şey gelmiyor elimizden.
    ali koç istifa demek bize düşmez, fenerbahçe'nin bu hallere düşmesini sindirebilen taraftarlara allah sabır versin.

  • kendisi ile ayni ahlak anlayisini paylasmamak, hayatimin en onemli ovunc kaynaklarindan biri.

  • işe servisle gidip işten servisle gelen, kahvaltısını evde yapıp çıkan ya da 2 poğaça ile geçiştiren, öğle yemeği çalıştığı yer tarafından verilen ve akşam da eve geldiğinde yemeği hazır olan sigara içmeyen kişidir. çok abartı bir durum yoktur yani.