hesabın var mı? giriş yap

  • küçükken, şişenin dibinde çok az görünen kolanın, bardağa dökünce bardağın tamamını doldurması.

  • karpuz atar gibi pota altından takır sayı yapardı.
    göbekten donu düştüğü için sol eliyle sürekli şortunu tutardı. ayagında ki adidas ayakkabılar paramparça olmuştu yinede hep onu giyiyordu. rahat diye mi yoksa batıl inanç mı bilmiyorum.
    bir röportajında, haberci buna "15 kilo verseniz istediğiniz takımda oynarsınız" demişti. mirko da "15 kilo versem nba de oynarım" demişti.
    benimde orta okul lise zamanlarına denk geliyor, atatürk spor salonunda telekomun her maçına giderdim. hiç bilet almadım. hep ara dere bir yerlerden kaçak girerdim. pota arkasında zaten ankaragücü gecekondu taraftarları olurdu onlar içeri akın ederken aralarına karışıp girdiğim de çok olurdu. top bu adama geldiği zaman sayı olacağına neredeyse emindim, sırf onun dombik uzun dev gövdesiyle kendine has dönerek hook shotlarını izlemeye giderdik.

  • gençler bir avukatla görüşüp şahsa dava açsınlar. uğraşsın biraz. hakaret var, halkı galeyana getirme var, kişinin özgürlüğüne müdahale var. avukat arkadaşlarımız bir ton detay görmüşlerdir. lütfen yardımcı olun çocuklara :)

    kıskançlıktan çatlamış birinin repliği.

    edit: tck 125 diye msjlar gelmiş.

  • benim babam bana kızar ve bir şeyi beceremediğimde bana "çöçe" derdi.
    ağzını çok şapırdatırdı. ama bizden ufacık bir ses duysa çok sert tepki verirdi.
    çok sertti babam çok sert.

    salak bir devlet hastanesinde, salak bir asistan bizi başından kovmak için hastanenin kantinine gönderdi. sonra orada beklerken bir kaç kız ile geldi. hemen yanına gittim. babamın filmleri ne oldu diye. canı sıkıldı kızların yanında ona yaklaşmama. birazdan yanıma gel diye bana emir verdi.

    tostunu çayını bitirip kızlarla muhabbetini bitirmesini bekledim ve iki adım arkasından merdivenle yukarı çıkıyoruz. annemle babam orada kantinde sırada oturuyorlar.

    yukarı çıkarken salak doktorun, salak asistanı, babamın beyninde kocaman bir ur olduğunu 3 ay bile yaşamayacağını, maç skoru söyler gibi söyledi. biraz biliyordum durumu ama böyle de söylenmezdi ki.

    neyse filmleri aldım. annemle babamın yanına gittim. hiç çaktırmadım onlara.

    babam durumu anladı ve

    "size ben doyamadım ki" dedi sadece.

    ameliyatlar kötü günler ve ben "çöçe" ellerimle ona biraz da olsa yemek yedirebildiğimde "şapırdatmasından hoşlanırdım". sadece biraz yemek yedi diye. sadece 3 ay sürebildi zaten.

    yani dediği tüm kötü sözleri kızmaları değil de "bize doyamadığını" söylemesini unutmamam.

    budur.

    ----

    edit: doktorlar kızmasın ama salak olan kişi salaktır. salak olmayan salak değildir. doktorluk teferruattır.

  • bu kız büyüyünce manyak taş olucak. harry potter and the philosopher's stone filminde hermione granger'ı oynadı. yazar j. k. rowling açıkça söylemiş hayalindeki hermione'nin bu kadar güzel olmadığını. henüz 11 yaşında, 90 doğumlu yani.

  • sen destek verirsin, seni alır polis, onlara masum yerel halk der.

    özlü bir anne sözünün dediği gibi: "yavrıım, dövüşsünler, sen karışma. onlar barışır sen kötü olursun".