hesabın var mı? giriş yap

  • tomas karakas adli 80 yaslarinda bir amca, 1959'da gelmis brezilya'ya. büyükelçilik araciligiyla beni bulmus. isyerime geldi, kapida "merhaba tomas bey" diyerek karsiladim. burada çok az turk oldugundan 1974'de karisi oldugunden beri türkçe konusmazmis, turkçe duyunca bana sarilip hungur hungur agladi. 8 tane ince belli çay bardagim vardi, dordunu tomas amcaya hediye ettim ozlem gidersin diye. tavla da oynadik.
    (bkz: birden duygulanmak)

  • oyuncu doğa rutkay kamal beklenen istanbul depremiyle ilgili "500 bin insan ölümle burun buruna" diyen deprem uzmanı prof. dr. naci görür'e tepki gösterdi: "artık yeter. istanbul korkusundan yasımızı yaşayamadık. korkudan uyuyamıyoruz, anneyiz nefes alamıyoruz."

    ablacim 20 senedir konusuyor bu adam. dinlemiyorsunuz. icimizde olmasi gereken o korku olmadigi icin bu haldeyiz. hazmet, sindir, iliklerine kadar hisset ki, hissedelim ki bir seyler degissin; degil mi?

    tanim: kuma kafa gomme sanati.

    kaynak: https://www.sozcu.com.tr/…m_campaign=sag_textmanset

  • hatırlayanlar iyi bilir. bu dönem okuyanların bu sömestr tatilini asla unutmadıklarına eminim. o sene sömestr tatiline giren okullar 2 haftalık tatilin sonunda yoğun kar yağışı nedeniyle yanlış hatırlamıyorsam 1 hafta veya 2 hafta daha uzatılmıştı.

    bu o dönem okuyanların altın çağı gibi bir şeydi. bu kadar keyif veren ve o yoğun karın keyfini çıkarıp sömestr tatilinin kar tatiliyle birleşmesi muhteşemdi.

    zaten o günden sonra burnumuz boktan çıkmadı arkadaşlar. ne bir daha öyle kar yağdı ne de o hissi bir daha alabildim. bilseydim son olduğunu dönüp bir kez daha sarılırdım.

  • türk hava yolları covid döneminde iptal ettiği uluslararası uçuşumdaki 2 biletime (yaklaşık 2000 usd) çöktü.

    o iletişim merkezi, vs. çalışmıyor güvenmeyin.

    yıllar sonra biz tüketici mahkemesine başvurduk, umudumuz pek kalmasa da.

    siz bekletmeden bunu yapın..

    malesef eskilerin güvenilir thy si iki kuruşumuza göz dikmiş durumda.

  • endüstri meslek liselerinin rutinlerindendir. 1800 kişilik okulda 20 kız olunca sıkıntı oluyor haliyle, ancak 18 az olmuş, bizde sadece bir taraf en az 18 oluyordu. görenler sağ sol kavgası sanıyordu, o derece iştiyakla vuruyorduk hasımlarımıza.

  • yeni turkiye o kadar bereketli bir yer ki her gun bir baska kanaat onderi yetistiriyor, toplumu egitecek, sistemin isleyisi icin duzeni olusturacak yeni bir bekci murtaza cikartiyor. daha dune kadar adi uyusturucu kullanimi, velayet kavgasi gibi haberlerle ismi anilirken bugunlerde "sanatta seviye, etik" gibi konularda topluma yon gostermeyi kendinde hak goren sarkici.

    http://www.sabah.com.tr/…isan_unluler?tc=56&page=34
    http://www.gazeteciler.com/…ler-gecti-0-33029p.html

    son gunlerde verdigi roportajlarda, yaptigi ahlak temali cikislarla hem gundemde kaliyor, hem ismini temizliyor, hem de yeni turkiye duzeninde kendisine guvenilir bir yer aciyor. ve tabii asil unutmadan soylemek lazim, "kutsal anne" kendisi. roportajlarinda surekli "bunu bir anne olarak soyluyorum" veya "o arkadaslar da anne olduklarinda beni anlayacaklar" gibi ifadeler kullanip anne olmayan (tercih etmeyen) veya olamayan kadinlari da stigmatize etmis olurken, öldürülen, siddete ve tacize maruz kalan kadinlar (veya anneler) icin herhangi bir cikista bulunmuyor.

    hakkinda bu kadar yazmak bir sekilde yine kendisinin ulvi amacina hizmet etse de, pazar pazar "insanlari sadece dogruya yonlendiriyorum" veya "illuminati gibi kavramlar var" tarzinda kendini aşan vaziyette laflar edildiginde hele hele bunu edenin de victor hugo'yu bilim adami zanneden biri olmasi insani yalan degil, biraz olsun "dogruya yonlendirmeye itiyor", hakkinda paragraflik entry yazdiriyor.

    http://www.radikal.com.tr/…i_donla_cikmadim-1212554

    gercekten de dinime kufreden musluman olsa.

  • askere gidenlerin mümkün olamayacağını bildikleri olaydır. çünkü korgeneral gelmeden 6 ay öncesinden hazırlık başlar. toprağın altındaki izmaritler bile toplanır, binalar yalanacak derecede temizlenir, askeri araçlar atf yağı ile parlatılır, ofsayt askerler bir şekilde ortadan yok edilir, bütün nöbet yerlerine eğitimli askerler konur en sonunda ise tabur komutanı uzaktan belirip generalin geziyi ertelediğini haber verir.

    edit: bazı arkadaşlar kendi kolordusu yok mu? orda hiç mi devriye atmıyor yazmışlar. değerli dostlar yine askere gidenler bileceklerdir. eğer askerliğinizi bir kolordu komutanlığında yapacak olursanız, yani korgeneralin nefes alıp verdiği bir yerde, ki o yer neresi olursa olsun, isterse evinin önü olsun farketmez size daha ilk günden nasıl davranmanız gerektiğini "çeşitli yöntemlerle" öye bir öğretirler ki o sigarayı bir tarafına sokmayı düşünürsün ama içmeyi düşünemezsin, aklına gelmez öyle bir şey yani.