hesabın var mı? giriş yap

  • fede alvarez yarattığı sessiz ev içi gerilimi ile gerçekten seyirciye "nefesini tut" diye sesleniyor. 10.dk'dan sonra başlayan gerilim son dakikaya kadar aralıksız devam ediyor. bitti bitecek derken bitmiyor, bitmiyor, son yılların en iyi ev istilası.

  • bence bokunu çıkardınız artık.
    lan olm, aşil gibi yarı tanrı, sapsarı yunan savaşçıyı zenci birine oynatmak ne demek lan.

    hadi o zaman çinli 1.60’lık adamı oynatın akhilleus rolünde..olur mu? o da olmaz. yani ne zencilikle ne çekik gözlülükle ne ırkçılıkla alakası yok bu durumun. bazı şeylerin marjinal olacağım diye
    cılkını çıkarmayın.

    lan zenci akhilleus ne demek?
    hitler’i köfte dudaklı bir pakistanlıya oynatmaktan hiçbir farkı yok.

  • az önce cnntürk ekranında gördüğüm yazı. arka planda ömer çelik.

    yani diyorlar ki ap istediği kararı alsın biz yok sayıyoruz. napcanız, akp genel merkezinde 7şerden iki takım kendi kendinize müzakere mi etceniz? "avrupa birliği" yerine "avruba dirliği"ni mi kuracaksınız? lise münazarası mı düzenleyeceksiniz?

    (bkz: abidas)
    (bkz: nikke)
    (bkz: nev balans)

    link

    edit: imla

    edit2: "ab'li yetkililer kendi görüşlerini kurumlarının görüşü olarak yansıtıyorlar " diyor bir de. ya ne olacaktı, yazılı bir kitaptan ya da bir liderden mi alacaklardı talimatları? el kaldır indir olayı o mecliste olmayınca şaşırdınız herhalde.

    edit3: link eklendi

    edit 4: minnak çocukların yürekleri ısınsın, gözleri gülsün, büyüyünce ne feodal ağaların ne de terör örgütlerinin eline düşmesin, eğitimli birer birey olsunlar diye (bkz: oyuncaklar otostopta)

  • kamu kurumu mülâkatlarında görülmesi mümkün notlardır.

    adam nasıl oluyorsa sözlü mülakata 67.821, 72.045 gibi küsuratlı puan veriyor. e tabi, torpiline göre adam sıralamak da kolay iş değil.

  • "1914 yılı, avrupa'da savaş ingiltere - almanya merkezinde başladı. amerikan halkı savaşa dahil olmak istemiyordu, zaten başkan wilson da ülkenin tarafsızlığını açıkladı. halbuki amerikan yönetimi kimseye sezdirmeden, savaşa girebilmek için herhangi bir bahane arıyordu. eyalet sekreteri william jennings'in bir gözlemine göre ;
    "büyük yatırımcılar dünya savaşıyla yakından ilgileniyorlar, çünkü savaş, yüksek kar getirecek fırsatlar demek."
    uluslararası bankerler için meydana gelebilecek en karlı şey savaştır. çünkü savaş ülkeyi, federal rezerv bankası'ndan daha çok faizli borç almaya zorlar.
    woodrow wilson'un baş danışmanı ve müşaviri albay edward house, savaş isteyen uluslararası bankerlerle yakın iişkiler içinde olan biriydi. müşavir albay house ve ingiltere dışişleri sekreteri sir edward grey yazıya da dökülmüş bir görüşmede, amerika'yı savaşa nasıl sokacaklarını tartışırlar.

    grey : eğer almanlar, içinde amerikalıların bulunduğu bir gemiyi batırırsa amerikalılar ne yapar?
    house : inanıyorum ki böyle bir kıvılcım birleşik devletleri sarsacak ve tek başına bizi savaşa sürüklemeye yetecektir.

    ve 7 mayıs 1915 yılında, sir edward grey'in de önerdiği gibi, lusitania adlı bir gemi kasıtlı olarak alman kontrolündeki ve alman deniz kuvvetleri'nin geçeceğini bildiği sulara gönderilir. beklendiği gibi, bir alman u-bot'u gemiye torpido yollar 1260 kişi ölür..

    ---- alman konsolosluğu olaydan sonra new york times'a ilanlar vererek, amerikan halkına gemiyi kendileri adına risk oluşturdu için batırdıklarını, amerika'dan ingiltere'ye savaş sahasından gidecek her geminin batırılmayı göze alması gerektiğini söyler...
    "
    (bkz: zeitgeist the movie)

    new york times'taki ilan ;

    notice!
    travellers intending to embark on the atlantic voyage are reminded that a state of war exists between germany and
    her allies and great britain and her allies ; that the zone of war includes the waters adjacent to the british isles ; that,
    in accordance with, formal notice given by the imperial german goverment, vessels flying the flag of great britain, or of any of her allies are liable to destruction in those waters and that travellers sailing in the war zone on ships of great britain or her allies do so at their own risk.
    imperial german embassy

  • böyle kurumsal şirketlerde bu işin çözümü basit. gerekli mercilere şikayette bulunun, olayın kamera görüntüleri vs. zaten mevcuttur. bu tarz kurumlar özellikle müşteri ilişkilerine önem vermek zorunda. aptal müdürenin gerekli cezayı alması, belki işine son verilmesi çok olası.

  • ateşli bir köy çocuğu, şehrin en büyük marketinde işe başvurur. dünyanın bu en büyük alışveriş merkezinde her şey satılmaktadır. patron sorar:

    - daha önce hiç satıcılık yaptın mı?
    - evet, köyümde bu işi yaptım.

    patronun gözü çocuğu tutar:

    - iyi, yarın başlıyorsun o halde.

    ertesi gün akşam olur ve patron çocuğu karşısına alır:

    - evet, bugün kaç satış yaptın?
    - bir.
    - ne, bir mi? diğerleri 20-30 satış yaptılar, nasıl bir? kaç dolar tuttu peki?
    - 320.334 dolar.

    patron şaşırır ve sorar:

    - nasıl becerdin bunu?
    - adama başta küçük boy bir olta, sonra orta boy ve sonra da büyük boy bir olta sattım. nerede balık tutacağını sordum. kıyıda deyince bir tekneye ihtiyacı olduğunu söyledim. tekne bölümüne indik ve çift motorlu, yelkenli, lüks bir yat sattım. vosvosuyla bunu çekemeyeceğini söyleyince son model 4x4 bir jeep sattım.

    patron kendinden geçer:

    - ne diyorsun, bütün bunları sadece küçük bir olta almaya gelen adama mı sattın?

    genç çocuk cevap verir:

    - yoo, aslında karısı için bir tane orkid istemişti. ben de ona şöyle dedim:

    - hafta sonun mahvolmuş, sen en iyisi balığa git.