hesabın var mı? giriş yap

  • minik oğlum (8 aylık) epeyce kıvrandıktan, salyalandıktan, kaşındıktan sonra nihayet huzura erdi: pirinç tanesi gibi miniminnacık iki alt diş bize gülümsüyor :)

    öte yandan ablasının da (6.5 yaş) uzunca bir süredir iki alt dişi birden sallanıyordu. nihayet iki gün önce biri düştü, daha doğrusu son kalan kökü de dedesi ufak bir hareketle koparıverdi (benim de ilk dişimi babam çekmişti :)) hemen yanındaki diş ise desteksiz kalınca iyice sallanır oldu, hatta neredeyse düşey pozisyondan yataya geçti denebilir. sonra bugün, minik kardeşi onu sevmek için hamle yapınca yanlışlıkla kızımın çenesine vurdu, ikinci sallanan diş de düştü.

    şu anda birinin öndeki iki alt dişi eksik, diğerinin sadece o iki dişi var :) aynı anda kahkaha attıkları bir fotoğrafı yakalayabilirsem kocaman bastırıp ofisime asmak istiyorum :)

  • bir hatanın bedelini koca şirketin ödemesi durumu.

    90 yıllık şirket ama başındaki adam nerde ne söylemesi gerektiğini bilmiyor. siyaset dediğin bugün var yarın yok. ama bu halk hep var. müşteri senin velinimetin. ticaret yapan bir insan 3 günlük siyasi kaygılar yüzünden müşteriyi karşısına alır mı lan? pazarda limon satan çocuk yapmaz bunu.

    al bak koç'a, aydın doğan'a, sabancı'ya. onlarca iktidar geldi geçti. bir gün olsun bu ailelerin halkın yarısına sırtını dönüp iktidara yavşadıklarını gördün mü? hayır. bazen olurlar hafiften bir destek, bazen olurlar köstek. ama hiçbir zaman net bir tavır almazlar. iktidarla halkın farklı kesimleri arasında hep denge kurarlar. sürekli ortaya konuşurlar.

    mesela doğan medya grubu, bazen bakarsın yandaşlıkta a haber'i geçerler, bazen bakarsın yürek yemişler gibi iktidarın üstüne giderler. ama hiçbir zaman tam anlamıyla taraf olmazlar. elbette ki siyasi fikirleri vardır. ama bunu aşikar etmezler. sesleri solukları pek çıkmaz ama her zaman pastadan paylarını alırlar.

    bugün iktidara tamamen tarafgir olan yeni nesil zenginler, iktidarı canhıraş bir şekilde savunup muhalif kesim için terör estiriyor. çünkü iktidar gittiğinde, binbir türlü dalavere ile tutunup beslendikleri kaynağın ellerinden kayacağını biliyorlar.

    siz, kaptığı iki ihaleyle zengin olmuş sonradan görme bir şirket misiniz? ta 1927'de, genç cumhuriyetin daha 3. yılında binbir ümitle kurulmuş bir şirketsiniz. ama sizin yaşarcık, gaza gelmiş olacak ki koca şirketin mazisini unutup halkın yarısını karşısına aldı. çok amatörce. iktidar yandaşlarının kendisine sahip çıkacağını, pınar ürünü almak için kuyruğa gireceklerini falan düşündü herhalde. oğlum bunlar, onca tantanaya rağmen reyizlerinin filmine bile gitmeyip filmin gişede çakılmasına sebep olan insanlar. bu hayatta hiçbir bedel ödemeden, hiçbir emek vermeden riyakarlıkla, kurnazlıkla, torpille, hileyle hayata tutunup bunu yaşam tarzı haline getiren insanlar. dün dost dediğine düşman, düşman dediğine dost diyen insanlar. senin neyine sahip çıkacaklar. bunlara güvenilir mi lan?

    kalırsın işte böyle muhasebecinle baş başa. hadi yürü git.

  • modern savaş uçakları için teorik olarak mümkün, pratikte çok fazla faydası olmamasındandır.

    2. dünya savaşı dönemi uçaklarındaki tailgun olarak tabir edilen makinalı tüfekleri bir yana bırakırsak, jet motorlu, modern savaş ve bombardıman uçaklarında bu tür makinalı tüfek taretleri çok fazla anlamlı değildir, zira havadan havaya füzelerin menzilleri ve manevra kabiliyetleri artmıştır. makinalı tüfek menziline girmeden vurmak mümkündür.

    av uçakları için geriye doğru füze ateşlemek? mümkün ama zor. şöyle ki:

    av uçağı zaten yapısı ve görevi gereği sık sık çevik manevralar yapmak durumundadır. yüksek hızla uçar. bu durumda, kendisini takip eden bir uçağa geriye doğru kilitlenmesi ve füze atması zor. bunlar bir yana, fizik var, aerodinamik var: uçağın ileri doğru bir hızı var onu ne yapacağız?

    uçak füzeyi bırakacak, füze havada bir süre serbest düşecek, hızı sıfırlanınca roket motoru devreye girecek. bu arada birkaç saniye geçecek tabi.

    ruslar bu şekilde yapmıştı zamanında: r-73 adlı kızılötesi güdümlü kısa menzilli havadan havaya füzenin, ki aim-9 sidewinder'in rus muadili sayılabilir, geriye doğru ateşlenen modelini üretip denemişlerdi.

    (bkz: http://www.aero-farm.com/public/221766-r-73.jpg)

    bu füze av uçaklarından ziyade, manevra kabiliyeti yüksek olmayan, dolayısıyla savaş uçaklarına karşı savunması zayıf olan nakliye uçakları, bombardıman uçakları, deniz karakol uçakları için geliştirilmişti. ancak elektronik harp, hava savunma sistemlerinin kabiliyetlerinin gelişmesi gibi etkenler ve bu tür bir füzenin etkinliğinin şüpheli oluşu nedeniyle birkaç denemenin ötesine geçmedi.

  • ben bu davada erkeği tutuyorum.

    adam beyninin %100'ünü kullanıp kendince bir taktik bulmuş, şansını deniyor. napsın yalnız mı ölsün bu erkekler, illa ki bir şekilde ilişki kurmak zorundalar. öyle rahatsız edici bir durum da göremedim, hayır dersin olur biter. ifşa edip etkileşim arayışına girmeye ne gerek var?

  • benim için ilkokul yıllarında yapılmış olan harekettir.
    bir sürü kitabım vardı, hocalar ciltlememizi istedi, nasıl yapıcam edicem diye düşünürken babama da anlatmıştım durumu. sabah kalktığımda bir de ne göreyim babam hepsini ciltlemiş, tek tek defterleri bile. çocuk aklımla çiftçi babamın ciltleme işinden anlamayacağını düşünmüştüm. nerden bilsin diye düşündüm. o kadar temiz ve nizami ciltlemişti ki şok olmuştum. çok düzenli, tertipli, her şeyi not alan ama okuyamamış bir adam babam. o kadar eğitim aldık halen onun düzenine tertibine yetişemedim, bazı şeyler eğitimle olmuyor. kendi okuyamadı belki ama küçücük evinden iki öğretmen bir avukat çıktı. canım babam.