hesabın var mı? giriş yap

  • bazı kafalar basmıyor, madem darbeye karşısın neden aynı safta değiliz diyor, darbecisin diyor. yav seni de sevmiyorum onu da, bu kadar basit.

  • tarzı olanlardan.

    güntekin onay: hocam bjk çok sakatlık yaşıyo. ?????
    önder özen:bakın sakatlığın nedenleri belllidr. 1) antrenman programı yanlıştır. 2) futbolcu kendine bakmıyordur. 3) darbeye bağlı sakatlık. .........

    güntekin onay: slaben bilic'e öyle böyle diyolar. iyi teknik direktör değilmiş.
    önder özen:iyi bir teknik direktörün parametreleri bellidir 1) taktik2)teknik 3) team management 4) fizik. bakın bilic de bunların hepsi var.

    güntekin onay: hocam pilav böyle tane tane olmuyo neden?
    önder özen: bakın bunların nedeni bellidir. 1) osmancık pirinci değildir. 2) iyi kavurmamışsındır. 3) kesme şeker koymamışsındır..
    bunların hepsi bilic de var.
    vsvsvsvsv.....

  • 300e yakın belki de daha fazla boşanma davası izlemiş, etrafındaki yakınlarının ilişkilerini gözetleyen, bir sürü kişinin kenara çekip ilişkisi hakkında fikir sorduğu biri olarak söyleyeyim:

    1- erkeğin insan olduğunu unutun, sizin mutluluğunuz için orada olan ve ihtiyaçlarınıza koşması gereken bir asker gibi yaklaşın
    2- sanki sizden önce bir hayatı yokmuş gibi önceki hayatından istemediğiniz her şeyi ve herkesi sorun edin.
    3- beraberken çok iyi bildiğiniz hayat kısıtlarını ve kötü özellikleri sanki siz bunları bilmiyormuşsunuz, kabul etmemişsiniz gibi değiştirebileceğinize inanın ve her fırsatta bunu yüzüne vurun. ailesiyle yakın olduğunu bildiğiniz erkeği ailesinden ayırmaya çalışın. öfke sorunu olan erkeğin evde evcil hayvanınız olmasını bekleyin. sakin, efendi erkeğin sizin için önünüze gelen herkesle kavga etmesini bekleyin.
    4- kendiniz sürekli özgürlükten dem vurun ama ona ilişki üzerinden sürekli kısıtlar koyun. siz kadın olarak gezmek istediğinizde gezebilin ama o halı sahaya bile gidemesin. ya da siz kıyafet alışverişinizi rahatça yapın ama o bilgisayar oyunu alamasın.
    5- sürekli eşitlikten dem vurun ama ona geleneksel görevlerini de hatırlatın. sizin maaşınız sizin emeğiniz, sizin vücudunuz sizin kararınız ama onun parası da vücudu da emeği de aileye bakmak zorunda olduğu için aileye ait. bunu unutturmayın.
    6- siz erkeklerle arkadaş olabilin, gerekirse sarılın öpün ama onun kadınlarla en ufak yakınlaşmasında sürekli sorunlar çıkarın.
    7- ailesi arkadaşları hakkında kötü bildiğiniz gördüğünüz ne varsa sürekli söyleyin. kendi arkadaşlarınıza ve ailenize asla laf ettirmeyin. bunu hayattan bezene kadar sürekli yapın. o sizin aile ve arkadaşlarınızla alakalı kötü bir şey söylemeye çalıştığında ise ne kadar kötü bir insan olduğunu söyleyin.
    8- haksız gibi gözükür duruma düşerseniz trip atın. ara verin. konuşmayın. gelirse adım atmayın. gelmezse de "niye gelmiyorsun" diye trip atın. siz adım atmayın, her şeyi o atmak zorundaymış gibi davranın.
    9- tatil, film, mekan tercihlerinde "sen ne istersen" deyin ama tercihleri onun yaptığı yerlerde sürekli eleştirin. yaptığı şeylere teşekkür etmeyin, tercihlerinden memnun olmayın, ne de olsa o en iyisini yapmak zorunda!
    10- ilişki için yaptığınız her şeyin kaydını tutun. her fırsatta yüzüne vurun. o sizin yüzünüze vurursa onu "kayıt tutmakla" ve "karşılık beklemekle", "menfaatçi olmakla" itham edin. bir fedakarlığı bilerek isteyerek yaptıysanız da aslında istemeden sırf onu düşünerek yapmışsınız gibi davranın. ona kendini hep borçlu hissettirin.
    11-hiç yalnız bırakmayın. kafa dinleyemesin. her şeyi beraber yapmak isteyin. yapmazsa da sizi sevmediğini söyleyerek baskı yapın. aralarda kafa dinlemek için kendine zaman ayırdığını görürseniz de bu boşlukları "benden bir şey mi saklıyorsun", "beni artık sevmiyor musun" gibi cümlelerle yeni suçluluk mermilerine çevirin.
    12- yavaştan kaçtığını ve her şeye rağmen tutamadığınızı, aklının başına geldiğini düşünüyorsanız normalde gitmediğiniz arkadaşlarına, ailesine gidip onu kötüleyin, ne kadar iyi bir insan olduğunuzu ve onun sizi ortada bıraktığını anlatın. çevre baskısı fişekleyin. size destek olmayanları not edin. onların isimlerini de evde onun yanında ağlarken bak ben senin için bunları yaptım ama etrafın ilişkimizi istemiyor, benden uzaklaşıyorsun bunlar yüzünden demek için kullanacaksınız.
    13- çocuğunuz varsa her fırsatta çocuğu ortaya atın, çocuğunuza verdiğiniz emeği kullanın. kendi gitmek istediğiniz yere çocuğunuz gitmek istiyormuş gibi, kendi yapmak istediğiniz şeyi çocuğunuz yapmak istiyormuş gibi pazarlayın. istediğiniz şeyleri yapmadığında çocuğuna bakmamakla, yeteri kadar zaman ayırmamakla itham edin.

    bunlar kadınlara nottu tabi ki.

    şimdi de hemcinslerime gelsin: bunlardan bir tanesini bile ilişkinizde görüyorsanız bırakın. hayat bu tip toksik insanlarla tüketmek için çok kısa. birden fazlası varsa zaten arkanıza bakmadan kaçın.

  • gates - ne sıklıkta güncelleniyor bu sözlük?
    ssg - her saniye
    gates- wow! kaç kişi çalışıyor?
    ssg - 30.000'den fazla.
    gates - (öhh!) ne kadar ödüyorsun onlara?
    ssg - hiç.
    gates - ulan üçüncü dünya ülkelerinde sömürü nereye varmış be höh bee!

  • biraz once denk geldigim haklı serzenistir.

    kaynak

    edit: uye olmayanlar icin ekran alintisi

    --- spoiler ---

    teklifimdir. bütün yeni mezunlar vatandaşlıktan dahi atılsın. gönderilsin yurt dışına. onların ülkede ne işi var ki. belki bişeyler öğrenir gelirler. çünkü onlar daha konuşmasını bile bilmezler. onlar senelerce eğitim almamıştır çünkü. hep yan gelip yatmışlardır. hatta dövün yeni mezunları ! neden yeni mezunsun diye. gördüğünüz yerde ihbar edin yaşamasın onlar, ne de olsa her gittikleri yerde istenmeyen insanlar onlar. hatta bu yeni sistemde suç sayılsın "yeni mezun olmak" . bir de bunların kardeşi var "tecrübesizler " etnik grubu. bunlar daha tehlikelidir. artık yüzsüzleşmişlerdir. kovulsada gitmezler. bunlarıda içeri atmak lazım üç beş sene. belki tecrübe ! kazanırlar. bunu okuyan sevgili işe alımcı beyefendi ve hanımefendi ler . çok merak konusu bu biz istenmeyen grupların içinde; acaba sizler hangi gezegenden geldiniz? orda da eğitim öğretim 16 sene mi? ışınlanmayı buldunuz mu? dünyamıza nasıl alıştınız? siz yazın ben size dönerim. !

    --- spoiler ---

  • yillar once eskisehir'de okurken, bir yandan da anadolu universitesi'nde iibf'de lab gorevlisi olarak calisiyordum. oturdugum ev visnelik'teydi. bu evin, ev sahibi de odunpazari'nda bir emlakci. hayatimda cok emlakci ile tanistim, iyisine denk geldigim pek soylenemez ama bu herif kotulerin arasinda bir numaraydi. paragoz olmasinin yanisira terbiyesizdi de.

    bir gun, kira vakti geldiginde beni arayip kampuste isi oldugunu, o yuzden o ay bana ugrayip kirayi elden alacagini soyledi. tamam, iyi dedim. saat geldiginde bu yanima geldi konusuyoruz filan, o sirada disardan guvenlik gorevlisi geldi bu herifin plakasini soyleyip "bu aracin sahibi burada mi?" dedi, bu da "benim" diye disari cikti. birazdan soylenerek geri geldi ve soyledigi sey su oldu:

    "neymis, dekanin yerine birakmisiz. ne olacak ? kac para kazaniyo lan bu dekan? benim kadar kazaniyor mu?"

    yani; adamin kafasinda insanlarin degeri kazandigi paraya gore siralanmis durumda. kendisinden az kazanan herkes son derece degersizken, kendisinden daha cok kazanan birinin kopegi olabilir.

    bu hikayenin i. melih gokcek ile dogrudan hic ilgisi yok. dolayli ilgisi ise, turkiye'nin bu tiynetteki adamlari dislamak yerine, onemli mevkilere getiren bir yapiya sahip olmasi. bu sayede bu adamlar, bu tiynetle milletin tepesine binip, kanunsuz, hukuksuz sekilde yagma yapabiliyor. ve yine, israrla, yillardir bu yagmaya devam etmelerine ragmen el ustunde tutulabiliyorlar. tam da bu yuzden, bu secmenler layik olduklari sekilde yonetiliyor, somuruluyorlar. olan da arada yanan yaslara oluyor.

    i. melih gokcek'in odtu arazisinden agaclari kesip, sonra da uzerine "parasi neyse veririz" diye siritarak "al bu da basimizin gozumuzun sadakasi olsun" diyerek, kendisine ait olmayan halkin parasini kafasina gore odtu'ye diyet olarak gonderebilmesini saglayan da tam olarak bu rahatlik.

    kahrolsun bagzi seyler.