hesabın var mı? giriş yap

  • nintendo entertainment system. 1983 yılında üretilip, 2003 yılına kadar satışı devam etmiş ve dünya genelinde yaklaşık 62 milyon adet satılmış 8 bit oyun konsoludur. tahtını 1990 yılında 16 bit olarak üretilen snes'e bırakmıştır

  • fred'den çok gol kaçırdığım kupa. tuvalete gidiyorum gol oluyor, mutfağa gidiyorum gol oluyor, telefon çalıyor gol oluyor. ulan hapşırıyorum yine gol oluyor yine kaçırıyorum..

  • maç sonrası röportajıyla beni güldürmüş genç yetenek.

    spiker: türk milli takımını seçme süreci nasıl gelişti?

    hakan: ben zaten u16-u17'de de milli takım forması giydim. sadece 1 defa almanya milli takımında oynadım. orada da kendimi hiç iyi hissetmedim. arkadaşlık yoktu, kimse birbiriyle konuşmuyordu.

    "insan yemekten sonra bir çay-kahve içer, sohbet eder."

    sen istesen de yapamazmışsın orada, iyi ki geldin.

    edit:facia yasadim uyarmış, imla.

  • cem garipoğlu tarafından hunharca katledilmiş cancağızım, rahmetli.

    o dönem otopsi raporunu okumuştum, okuyup ağladığımı hatırlıyorum.
    bir de ismini unuttuğum bir programda, sezen aksu-firuze eşliğinde anılmıştı.
    şimdi ne zaman firuze çalsa, aklıma münevver karabulut gelir.

    "üzüm buğusu gibi..."

    ne zaman protez tırnak taksam, cem garipoğlu'nun evinde, yerde bulunan tırnakları geliyor aklıma, poşetten çıkan kanlı çamaşırlar beliriyor sonra gözümde. sonra testere geliyor aklıma, başının gövdesinden ayrılma sahnesi... daha sonra onun bulunduğu, cenaze için, kafasının gövdesine dikildiği...

    amcası, bileklerinden bahsetmişti bir yerde... "bileklerini telle mi neyle bağladılarsa, bilekleri..." deyip yutkunmuştu adamcağız...

    ölüm anında aklından geçenleri düşünüyorum, ne kadar ürküp, ne kadar korktuğunu...

    allah rahmet eylesin. ben bu cancağızıma hala çok üzülüyorum.

  • herkese kredi kartına on iki ay iki yüz elli tl yi kitleyip bu dünyadan göçmüş ceo.

  • e5 kıyısında 5 metrekare boş alan görse orada güllerden türk bayrağı, çiçeklerden boğaz köprüsü, çakıl taşlarından büyükşehir belediyesi amblemi, irice taşlardan kız kulesi yapmaya çalışan bir fantastik insandır, zannediyorum ibb park ve bahçeler müdürlüğü bordroludur.

    ki en son kız kulesi çalışmasında iyice kendini aşmış, cam çerçeve de getirtmiş, kız kulesini yatay manada sıfırdan inşa etmiş, tebrik ediyorum. (boğaziçi köprüsü çamlıca tarafında metrobüs duraklarına gelmeden...)

    düz yeşillik, çimen de güzel biri bu adama anlatsın rica ediyorum.

  • sinirden ellerimi ayaklarımı titretmiş rezalet.

    kayseri'den okuması için istanbul'a gönderdiğim, selvi boylu biricik oğlumun başına gelen rezalet.
    her ay binlerce lira taksidini ödediğim okulun böyle bir rezalete imza atması beni çok üzdü.

    yaşanan rezaletin baş aktörü mahmut alnıgeniş adlı bir tarih öğretmeni.
    öğretmen demeye bin şahit ister. keşke kpss'de barajı geçemeseymiş. (duyduğuma göre konya lisesi'nden gelmiş çamlıca'ya, şu anda bakan ve işadamı olan öğrencileri varmış. arkası sağlam belli ki)

    gencecik çocukları yağmur altında tek ayak üstünde bekleten bu vicdansız psikopat hocanın gereken cezayı alması için tüm yetkili mercilere başvuracağım.
    apar topar kayseri'den geldim ve oğlumun fanilası hala ıslaktı, çocukcağız zaten çelimsiz. umarım zatürre olmaz.

    bu nasıl bir eğitim nasıl bir disiplin anlayışıdır. sen kimsin mahmut alnıgeniş?
    umarım daha kötü uygulamaları olmamıştır bu mahmut adlı kişinin.

    edit: sağolsun özel çamlıca lisesi'nin müdürü ve sahibi muharrem gür bana ulaştı. bu mahmut isimli hocadan kendisinin de haz etmediğini söyledi. bu yaşanan olay sebebiyle gelecek ay taksidi bizden dedi.

    ama mahmut denilen öğretmenin kötü uygulamalarının peşini bırakmayacağım.