münevver karabulut
-
cem garipoğlu tarafından hunharca katledilmiş cancağızım, rahmetli.
o dönem otopsi raporunu okumuştum, okuyup ağladığımı hatırlıyorum.
bir de ismini unuttuğum bir programda, sezen aksu-firuze eşliğinde anılmıştı.
şimdi ne zaman firuze çalsa, aklıma münevver karabulut gelir.
"üzüm buğusu gibi..."
ne zaman protez tırnak taksam, cem garipoğlu'nun evinde, yerde bulunan tırnakları geliyor aklıma, poşetten çıkan kanlı çamaşırlar beliriyor sonra gözümde. sonra testere geliyor aklıma, başının gövdesinden ayrılma sahnesi... daha sonra onun bulunduğu, cenaze için, kafasının gövdesine dikildiği...
amcası, bileklerinden bahsetmişti bir yerde... "bileklerini telle mi neyle bağladılarsa, bilekleri..." deyip yutkunmuştu adamcağız...
ölüm anında aklından geçenleri düşünüyorum, ne kadar ürküp, ne kadar korktuğunu...
allah rahmet eylesin. ben bu cancağızıma hala çok üzülüyorum.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap