hesabın var mı? giriş yap

  • link

    --- spoiler ---

    kars’ta yıktırılan ‘insanlık anıtı’ için “ucube” diyen eski başbakan recep tayyip erdoğan, helkeltıraş mehmet aksoy’a hakaret ettiği gerekçesiyle 10 bin tl tazminata mahkum edildi.
    --- spoiler ---

    bu hukuk çıldırmış dostum.

    edit:başlık

  • son derece ilginç bir başlık.

    insan psikolojisi karmaşık ve gerçekten de belli semtler ve yerlerde kendimizi mutlu hissediyoruz. hatta bu bazen yabancı bir ülkedeki bir semt bile olabiliyor. peki bunun psikolojik nedenleri neler olabilir. ailenizin ve semtinizin algı yönetimi uzmanı olarak bir kaç kuple bilgi bırakayım

    sosyal çevre ve toplumsal bağlar
    ilk olarak, bir şehrin veya semtin sosyal yapısı, orada yaşayan bir kişi için çok önemli olabilir. eğer bir semt ya da şehirde topluluklar sıkı sıkıya bağlıysa ve sosyal destek yüksekse, insanlar genellikle daha mutlu hissederler. toplumsal bağlar ve komşuluk ilişkileri, insanların daha mutlu ve sağlıklı yaşamalarına katkı sağlayabilir. yani dostum semt dediğimiz zaman mesele genelde içinde yaşayan insanların enerjisidir ve senin onlarla kurduğun bağlardır. kendini onlara benzer hissetmendir. bazen doğduğun yerde kendine benzer insan bulamazsın ama italyanın bir kasabasında bulabilirsin.

    kültürel ve estetik faktörler
    bir semtin ya da şehrin kültürel zenginlikleri ve estetik değerleri de insanların ruh halini olumlu etkileyebilir. sanat galerileri, müzeler, parklar ve diğer rekreasyon alanları insanların yaşam kalitesini artırabilir. yani şehir demek semt demek konutları gökdelenleri dikmek demek değildir. estetik ve sanat yani etrafına baktığın zaman ruhuna iyi gelen binalar olması önemli. en pahalı rezidanslar bazen estetik faciası olabilirken en vasat görünen kasabanın estetik değeri yüksek olabilir bu da psikolojini etkiler.

    ekonomik durum
    ekonomik güvence de mutlulukla doğrudan ilişkilidir. eğer bir semt ekonomik olarak daha gelişmişse, orada yaşayan insanlar genellikle daha fazla fırsata ve daha iyi yaşam koşullarına sahip olabilirler. yani ortalamanın üstünde gelire sahip insanların semti bile farklı kokar, insanlar mutludur ve yüzlerinden bu mutluluk okunur. bazen para var gerçekten huzur var dostum.

    güvenlik ve huzur
    yüksek güvenlik ve düşük suç oranları, insanların bir yerde daha mutlu olmalarını sağlayabilir. güvende hissetmek, temel bir ihtiyaçtır ve bu ihtiyaç karşılandığında mutluluk seviyesi artar. yani bir semt ne kadar estetik falan olsa bile akşam saatlerinde ya da sabahın erken saatlerinde farklı korkulardan bir bisiklete bile binemiyorsan hiç bir işe yaramaz.

    kişisel deneyimler ve anılar
    son olarak, bir semt ya da şehirde yaşanan kişisel deneyimler ve anılar da orada hissedilen mutluluğu etkileyebilir. eğer bir yerde olumlu anılar biriktirmişsen, o yerde daha mutlu hissetmen muhtemeldir. burada da ilginç bir psikoloji vardır. güzel deneyimler yaşadığımız mekanları olduğundan daha güzel hatırlarız tam tersine kötü deneyimler yaşadığımız yerlerde olduğundan daha kötü gözükür. bırak semti romantik bir yemek yediğin salaş bir pastane gözüne en lüks yerden daha güzel gelirken garsonun kafandan aşağı koca bir kokteyli döktüğü lüks bir restoranı kabus gibi algılarsın. semtlerde de aynı psikoloji işler.

    buna benzer bazı psikolojileri "kendini iyi hissetmenin 10 yolu" videomda anlattım. eğer ilgini çekerse bir bak derim

    işte kanalım burada
    https://www.youtube.com/aydinserdarkuru

    sevgiler saygılar ekşici dostlar

  • simdi farkettim ki gercek hayat boyle bisey degil.
    annemle yarismayi izledikten sonra yemek masasina oturduk.
    her zaman parmaklarimla birlikte yedigim ayse kadin fasulyeyi tadip "damak zevkime uygun degil kubra hanim" diyerek reddettim. bir de ne goreyim kubra hanim beni masadan "git ne halin varsa gor serseri" diye kovdu; arkadan da gudumlu anne terligini firlatti.

    su an odamda web kameraya bakarak
    "bence bu hafta kubra hanim cok stres altindaydi, yemeklerin tadi yoktu" diye kayit yaparken anne yine gelip bu sefer bilgisayar kablosunu cekti, yatagima kactim.

    yorgan altinda puan kartimi kaldiriyor ve 2 veriyorum o da yarin vercegi harcligin hatrina.

    tanim: disarda olsalar hapur hupur yicekleri yemeklere sirf kamera karsisinda olduklarindan ve uc kurus para yuzunden burun kiviran ariza tipleri secen yarisma gorunumlu sahin.

  • uğur mumcu'nun gazetesine yakışan duruşta bir açıklama.

    "önce yayın yasağı geldi.

    adliye baskınını, dünya televizyonları gösterdi, bizim televizyonlar veremedi, gazetelerin çoğu da vermeye çekindi. yetmedi.

    başbakan’ın talimatıyla, savcı’nın rehin fotoğrafını kullanan gazeteler cenaze törenine alınmadı.

    yetmedi: fotoğrafı kullanan gazetelere soruşturma açıldı.

    yetmedi; başbakan o fotoğrafı kullanan gazetelere “ahlaksız” dedi. “bundan sonra herkes dikkat edecek” diyerek de yeni baskı yasalarının sinyalini verdi.

    hemen söyleyelim: o da yetmez.

    çağımızda hiçbir haber, başbakan talimatıyla gizlenemez.

    bir gazeteye hangi fotoğrafın basılacağına başbakan karar veremez.

    o karar, gazetecilere aittir. ve demokrasilerde en iyisi, herkesin kendi işini yapmasıdır; kimsenin tehditle, hakaretle medyayı korkutmaya, hedef göstermeye kalkışmamasıdır.

    kendi güvenlik zafiyetini perdelemek için basına yayın yasağı koymak, aynayı taşlamaktır; hiç işe yaramamış bir faşizan tavırdır.

    başbakan basını ahlaksızlıkla suçlamadan önce, adalet sarayı’ndaki adaletsizliğin, korunaksızlığın, fiyasko operasyonun hesabını vermelidir.

    “patronlarına da söylüyorum” demişler.

    cumhuriyet’in patronu yok.

    bunu patronlarına söylesinler."

    edit: link eklendi.
    http://www.cumhuriyet.com.tr/…uriyet_e_islemez.html

  • türkçe karakter kullanmadan iki üç kere tekrarlayınca hissettiğim gubik his.

    hee hee birlesik yazılıyor bre mimarlik nokta kom.